“Fark Yaratma” Salgınının Taşıyıcısı Olarak Komedi Ya Da Az Ağlamak Çok Gülmek

Geçmişte insana esas amacını hatırlatma işlevi gördüğü ve katarsisi hedeflediği iddia olunan sanatın, özelde de komedinin kültür endüstrisi içerisindeki yeri dönüşmüştür. Komedi yeni durumda, fark yaratma adına kutsal addedilen değerlerin değersizleştirilmesine, sarsılmasına ve muhalif olmak adına yıkıcılığa hizmet etmektedir. Meselenin daha temeline inildiğinde, mevcut yapı içerisinde komedinin bir işlevinin de, evrensele, meta anlatılara karşı çıkan, anlamı paramparça eden anlayışı meşrulaştırmak, normalleştirmek olduğu; bununla birlikte kapitalizmin öne çıkarmaya çalıştığı değerleri ise beslediği ve bu yapıya hizmet ettiği dikkati çeker. Bu makalede tüm bu hususlar teorik olduğu gibi pratik açılardan da ele alınmakta, hususen komedinin kadın-erkek ilişkilerinin, mahremiyetin dönüşümündeki rolü de bu çerçevede izah edilmektedir. Böylelikle bu haliyle komedinin içinde bulunduğu yapıya muhalif olmak bir yana, alet olduğu, bu itibarla yabancılaşmada, nefsin mutlaklaşmasında ve kutsalın buharlaşmasında nasıl bir pay sahibi olduğu gösterilmeye çalışılmaktadır.

Comedy as The Infector of an Epidemic: “To Make a Difference” or To Cry Less and To Laugh Much

It is claimed that in the past art, in particular the comedy functioned as a reminder of the main purpose of human being and aimed at catharsis. However, its place has transformed in the culture industry. In the new situation comedy serves for the devaluation and shaking of the sacred values for the sake of making a difference and for destruction in the name of dissent. It draws attention when the issue is probed in great depth that another function of comedy is legitimation and normalization the understanding that is opposed to the universals, metanarratives and overwhelms the meaning. Comedy, on the other hand, serves the values of capitalism. In this article, all these matters are discussed in practical terms as well as in theoretical. Particularly the role of comedy in the transformation of the relation between man and women and of privacy are also explained. In this way, it is attempted to show that the comedy is not dissent to the structure, on the contrary it is an instrument to this structure. In this respect it is tried to show how the comedy plays a role in alienation, in the absolutization of the nafs and in the evaporation of the sacred.

___

  • Baudrillard, Jean, Kötülüğün Şeffaflığı, çev: I. Ergüden, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2016.
  • Butler, Christopher, Postmodernism, Steling Publishing, New York, 2015.
  • Byung-Chul Han, Yorgunluk Toplumu, çev: Selim Karlıtekin, Açılım Kitap, İstanbul, 2015.
  • Collins Cecil, Sanat Bugün Niçin İlhamdan Yoksun, Her İnsan Bir Sanatçıdır içinde, çev: Tahir Uluç, İnsan Yayınları, İstanbul, 2014.
  • Cray Jonathan, 7/24: Geç Kapitalizm ve Uykuların Sonu, çev: Nedim Çatlı, Metis Yayınları, İstanbul, 2015.
  • Demir Sertaç Timur, Ten Medeniyeti: Modern Kültürde Beden ve Ötesi, Açılım Kitap, İstanbul, 2017.
  • Harvey David, Postmodernliğin Durumu, çev: Sungur Savran, Metis Yayınları, İstanbul, 2014.
  • Kala, Muhammet Enes, “Ahlâktan Sanata ve Sanattan Ahlâka -Ömer Naci Soykan’ın Düşüncelerinden Hareketle Bir Çözümleme Denemesi-” TYB Akademi, sayı:23, 2018.
  • Kala, Muhammet Enes, “Erdem Ahlakı ve Ödev Ahlakının Birbirlerine Seslenmesinin İmkânı”, Felsefe Dünyası, Sayı: 65, 2017.
  • Morley D – Robbins K., Kimlik Mekanları: Küresel Medya, Elektronik Ortamlar ve Kültürel Sınırlar, çev: Emrehan Zeybekoğlu, Ayrıntı yayınları, İstanbul, 2011.
  • Rorty Richard, Olumsallık, İroni ve Dayanışma, çev: M. Küçük-A. Türker, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 1995.
  • Sayar Kemal, Yalaz Berna, İnternet Çağında Aşk ve Istırap: Sanal Aşk, Kapı Yayınları, İstanbul, 2016.
  • Ward Glenn, Postmodernizmi Anlamak, çev: Tufan Göbekçin, Optimist Yayınevi, İstanbul, 2014.
  • Zupancic Alenka, Komedi: Sonsuzun Fiziği, çev: Tuncay Birkan, Metis Yayınları, İstanbul, 2011.