DOĞU ANADOLU’YU KONU EDİNEN ROMANLARDA “BİREYSEL VE TOPLUMSAL GERİ KALMIŞLIĞIN İZLERİ”NE YÖNELİK BİR İNCELEME

Bu çalışmada Doğu Anadolu’nun coğrafi, tarihi ve demografik yapısıyla hiçbir şekilde ayırt edilemeyecek olan toplumsal dinamiklerin edebi esere yansıması irdelenecektir. Bölge insanının yaşam şekilleri, geçmişten bugüne taşıdıkları sosyolojik özellikler, onların kişisel ve toplumsal yaşamlarının yansıdığı edebi eserleri daha iyi anlamamızı sağlayacaktır. Çalışmamızda kurgusal metinlere yansıyan geri kalmışlıkla ilgili toplumsal etkenler, her bir romanda birlikte verilmiştir. Aynı romanda birden fazla olguyla karşılaşılması nedeniyle romanlar farklı başlıklar altında incelenmeyecektir. Çalışmanın girişinde Doğu Anadolu’nun tarihsel, sosyal, demografik ve iktisadi haritası özetlendikten sonra özellikle bölgenin ekonomik altyapısı ve sosyal yaşamı irdelenecektir. Geri kalmışlığın değişmez bir yazgı olarak kabul edildiği bu bölgede yoksulluğun neden olduğu sosyal ve siyasal olgular, feodalitenin belirginleşmesine zemin hazırlar. Romanlarda feodal yaşamın en büyük mağduru olan kadınlar, kendi yaşamları hakkında karar alamayan ve başlık parası karşılığında satılan bir metaya dönüşür. Özellikle kadınlar üzerinde etkili olan eğitimsizliğin bir sonucu olarak insanlar bireyleşememiş ve feodal yaşamın edilgen bir unsuru olmaya devam etmişlerdir. Geri kalmışlığın romanlara yansıyan bir diğer unsuru da savaştır. 93 Harbi, Sarıkamış Faciası gibi Doğu insanının kolektif belleğinde derin izler bırakan savaşlar ve işgaller, halkın geleceğe yönelik umutlarını kırdığı gibi kitlesel göçlere de neden olmuştur. Köklü üretim biçimleri geliştirmek için gerekli olan stabil yaşam olanaklarından mahrum olan Doğu insanı, hayvancılık gibi taşınabilir ekonomik seçenekleri tercih etmiştir. Çoğunlukla toplumcu gerçekçi bir bakış açısıyla yazılan bu romanlarda geri kalmışlığın izleri, çoğu kez önceden kabullenilmiş bazı tezler üzerinden verilmeye çalışılmıştır. Bu bakımdan çalışmamızda, klasik Doğu algısının

AN ANALYSIS ON “THE TRACES OF INDIVIDUAL AND SOCIAL UNDERDEVELOPMENT” IN THE NOVELS OF THE EASTERN ANATOLIA

In this study, will been investigated the reflection of the social Dynamics which can not be distinguished by the geoghrapical, historical and demoghraphic of Eastern Anatolia to literary esence. The life forms of the Region people, their sosological characteristics they have carried to present from past time, will provide better the understanding of the literary studies which have been reflected their personal and social lifes. In our study, the sociological factors about underdevelopment which reflected to fictional texts have been given together in every novels. The novels won't been investigated under different titles due to the same novel contained more than one phenomenon. In the beginning of study, after have been summarized the historical, social, demographical and economical map of Eastern Anatolia with rough lines, especially will been examined the economical infrasstucture and social life of the region. In this region which underdevelopment has been accepted as a unchangeable fate, the politic and social phenomenons caused by poverty prepare the ground for crystallize the feudaliten. In the novels, the women that have been sacrificed due to feudaliten life, turn into a meta they can not ce decision their own life and were sold for bride price. Especially as a result of illiteracy which been effective on women, the people haven't become individual and they have continued being a passive factor of feudaliten life. Another element of underdevelopment which reflect in novels is war. The wars and occupations, like 93 War and Sarıkamış Disaster which have left deep traces in collective memories of Eastern people, have caused mass migrations as they hurt their hope. The Eastern people that devoid of stable life which required for develope radical production forms, have preffered movable economic alternatives like animal husbandry. In this novels which mostly have been written by perspective of social realistic, the traces of underdevelopment have been tried to given by means of some theses which were accepted previously. In this regard, in our study, have been tried to crystallized thematic elements which have been formed in shadow of classical Eastern perception.

___