DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU'NUN GÖÇEBE AŞIRETLERI ARASINDA OSMANLI DEVLETI'NIN BARIŞ ÇABALARI

Osmanlı döneminde Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun sosyal yapısının göçebe aşiretlerden oluştuğu bilinmektedir. Bu aşiretler temelde arazi ve otlak anlaşmazlıkları yüzünden uzun yıllar boyunca çatışmalar yaşamıştır. Osmanlı Devleti de önceki dönemlerde olduğu gibi XIX. yüzyılın sonlarına doğru da aşiretler arasındaki bu kavgaları sonlandırmaya çalışmıştır. Devlet komisyonlar oluşturarak veya bölgede iyi tanınan ve saygı duyulan kişileri görevlendirerek çatışmaları durdurmaya gayret etmiştir. Barış sürecinde aşiretlerin yerleşik teamüllerine saygı gösterilerek sulhun sağlanmaya çalışılması barışın sürdürülebilir olmasında önemli rol oynamıştır. Bu durum Osmanlı hukuk sisteminin yanında alternatif bir hukuk uygulaması gibi gözükmektedir. Bu uygulama söz konusu bölgenin sosyal ve kültürel dinamiklerinden kaynaklanmıştır. Aslında bu türden bir çaba yerel değerlerin öncelenmesi açısından günümüz dünyası ve Türkiye'si için önemli bir örnek oluşturmaktadır. Osmanlı arşivinin pek çok kaydı aşiret üyeleri arasında bu uygulamanın oluşturduğu memnuniyeti görmemizi sağlamıştır. Çoğu örnekte aşiret mensupları davalarının kendi usul ve yöntemleri ile çözülmesi için devletten talepte bulunmuşlardır. Özellikle yerleşik olmayan aşiretler arasında meydana gelen çatışmaların böyle pratik ve hızlı surette sonlandırılması önemli bir çözüm süreci olarak belirmiştir. Bu vesile ile yüzlerce kişinin adli takibi gibi bir ağır bir hukuki sorumluluk ortadan kalkmıştır. Diğer taraftan mensuplarının daha da mutmain olmalarını sağlamıştır. Bu vesileyle Osmanlı Devleti aşiretlerin devlete doğru olan temayüllerinin artmasını sağlamıştır. Diğer taraftan böyle bir hukuk anlayışı aşiretlerin kendi kültürel yapıları ve tarihi birikimlerini korumalarına hizmet etmiştir

PEACEFUL EFFORTS OF OTTOMAN STATE AMONG THE EAST AND SOUTHEAST ANATOLIAN NOMADIC TRIBES

It is known that social bases of east and southeast Anatolia consisted of nomadic tribes in the period of Ottoman Empire. These tribes were fighting each other along the years because of some controversies on land. Ottoman State had tried to make peace among these tribes towards the ends of Nineteenth Century as before. The state had aimed to stop the fights and establish the peace by charging some special commissions and effective people whom are well-regarded and well-known in the region. Respecting and considering the traditions of tribes had been remarkable precaution for the survival peace in this process. It seems like a practice of an alternative law beside essential Ottoman legal system. This application had occurred as the result of social and cultural dynamics of mentioned region. Actually this kind of effort forms an important example for our world and Turkey in terms of regarding the local values. Original Ottoman records provide us to see lots of examples on pleasure among the members of tribes owing to this administrative and judicial approach. We can see classic Ottoman tolerance on these kinds of measures. Members of tribes had requested from the State for the cases to be solved by their own manners and methods in most examples. Especially dissolving the conflicts those occurred between unsettled tribes with such a practical and quick forms had appeared as a remarkable solution process. Thus serious legal responsibilities had removed like judicial chases of hundreds of people. On the other hand dissolving the cases with the tribal manners had provided the members of tribes to be convinced. By this way Ottoman State had gained to take the tendencies of tribes on herself. Additionally this approach made possible for tribes to preserve their cultural structure and specific historical deposits

___

  • ABDULLA, Nejat (2009), İmparatorluk, Sınır ve Aşiret, Kürdistan ve 1843-1932 Türk-Fars Sınır Çatışması, Avesta Yayınları, Istanbul.
  • AVYAROV, (1995), Osmanlı-Rus ve İran Savaşlarında Kürtler 1801-1900, (Translator from Ottoman Turkish. Muhammed Varlı), Sipan Yayıncılık, Istanbul.
  • BARDAKOĞLU, Ali (1994), “Diyet”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Istanbul, Vol. 9, pp. 473-479.
  • ÇADIRCI, Musa (1997), Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yapısı, TTK Yayınları, Ankara,
  • EKINCI, Ekrem Buğra (2000), “Tanzimat Devri Osmanlı Mahkemeleri”, Yeni Türkiye, 6/31, pp. 764-773
  • ENGELHARDT (1999), Tanzimat ve Türkiye, (Tra. Ali Reşad), Kaknüs Yayınları, Istanbul.
  • HALAÇOĞLU, Yusuf (1991), “Aşiret”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, (DİA), Vol. 4, Istanbul, pp. 9.
  • KAYA, Faruk, Yakup KARATAŞ (2014), “Bayezid (Ağrı) Vilayeti Sıhhi ve İçtimai Coğrafyası”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 7/30, pp. 168-169.
  • Mehmed Hurşid Paşa (1997), Seyhatname-i Hudud, (Tra: Alaattin Eser), Simurg Yayınları, Istanbul.
  • ORTAYLI, İlber (2008), Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi, Cedit Yayınları, Ankara.
  • SÖYLEMEZ, Faruk (2007), Osmanlı Devletinde Aşiret Yönetimi –Rişvanlı Aşireti Örneği-, Kitabevi Yayınları, Istanbul.
  • TÜRKDOĞAN, Orhan (1999), “”Doğu ve Güneydoğu’da Aşiret ve Sosyo-Antropolojik Yaklaşımlar”, Sosyal Bilimler Kavşağında Doğu ve Güneydoğu Anadolu Sempozyumu Bildirileri, Van, pp. 79-93.
  • Xavier de Planhol (1959), “Geography, Politics and Nomadism in Anatolia”, International Social Sciences Journal (Nomads and Nomadism in the Arid Zone), Volume XI, No.4, pp. 525- 531.