Araştırmalarımız göstermiştir ki bu bölgenin içerdiği kültürel ve tarihsel zenginlik, bilinen ve varsayılanın çok üstündedir. Arkeolojik kalıntıların birçoğu ilk kez keşfedilmiştir. Bu yeni bulgular bir program içerisinde bilim dünyasına sunulmaktadır. Bölgeye gelen bunca araştırmacı ve aradan geçen onca zamandan sonra kent Antalya'nın hemen batısında görülen kalıntıların araştırılmasında bunca geç kalınmış olması nedeniyle hem bilim gecikmiş, hem de tespit ve tescille başlayan korumada zaman kaybedilmiştir. Doğuda Pamphylia düzlüğünün başladığı, kuzeyde Pisidia dağlarının devam ettiği ve güney ve batısı Likya topraklarına giren bu bölgedeki bulgu nicelik ve niteliği araştırmalarımız öncesinde bilinenleri büyük oranda değiştirmiştir. Artık bu bölge, yüzeyde kaldığı ve bulunabildiği kadarıyla tam kimliğine kavuşmuştur. Bu bölge örnek alındığında Likya ve Pisidia'nın diğer kesimlerinde de ne kadar çok bilinmeyenin bizleri beklediği anlaşılmaktadır. Yöntemimiz, yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları ve hali hazır 1:25.000 ölçekli haritalar yardımıyla ilk ayakta ön keşif gezileriyle varlıkları ve yoğunluklarını saptamak, ardından organize araştırmalarla önce GPS ile GIS üzerinde doğru küresel yer tespiti yapıp bunu sayısal haritalarda konumlandırmak; bulunan yerleşimlerin total station ve Geodetik GPS yardımıyla detaylı haritasını çıkarmak; bulunan her kalıntının rölevesini çıkarmak ve yerden ve havadan fotoğraflamak yanında detaylı tanımlamalarını yerinde yapmak ve yayınlamaktır.