Likya'nın Güney-Doğu Köşesinde Gagae/Gaxe'nin Yeniden Keşfi. Yüzey Araştırmalarından Yeni Buluntular

The Rediscovery of GAGAE/ 'GAXE' in the South-East Corner of Lycia. New Finds from the Total Surface Surveys

Rhodiapolis Kazıları ve Çevresi Yüzey Araştırmaları kapsamında, Rhodiapolis'in yakın çevresinde bulunan alanlar taranmaya ve yerleşimler-kalmtılar incelenmeye ve değerlendirilmeye başlanmıştır. İdebessos, Akalissos, Melanippe, Atrassos, Korydalla, Madamissos gibi yerleşimler bu kapsamda detaylı yüzey araştırmaları programına alınmıştır. Rhodiapolis çevre araştırmalarında amaç kentin yakın çevresinde yer alan yerleşimleri inceleyip Rhodiapolis'in içinde yer aldığı bölgeyi topluca değerlendirebilmek ve kentin tarih ve kültürünü ve de siyasi-sosyal-ticari ilişkilerini bütünüyle anlayabilmektir. Bunlardan ilki, bugüne dek resmi ve kapsamlı bir yüzey araştırması yapılmamış olan Gagai'dir. 2007 yazında yapılan çalışmalarla kentte bulunan tüm kalıntılar detaylıca incelenmiş ve Geodetic GPS yardımıyla yerleşimin ilk kez bir haritası çıkarılmıştır.Kumluca'nm Mavikent Beldesi içinde Aktaş Harabeleri / Asartepe olarak adlandırılan yerleşimin adıyla antik kaynaklarda ilk karşılaşmamız Pseudo Skylaks'ta, "Palaion, Teikhos ya da Eski kale" biçimindedir. Kentin gerçekte kuruluşuyla ilgisi olamayan uydurma kuruluş mitosuna göre, yerleşecek toprak peşinde olan Rodoslular, yerli halka toprak isteklerini bildirmek için "ga" "ga" (toprak) diyerek iletmişlerdir. İsteklerini aldıktan sonra da buna bağlı olarak yerleşime Gagai demişlerdir. Diğer bir söylenceye göre de, Rodoslu komutan Nemius Kilikya ve Likyalı korsanları yendikten sonra denizde karşılaştığı fırtına sırasında sular içinde mücadele ederken tayfalar uzakta karayı görür ve "ga" "ga" diye bağırır ve kıyıya çıkıp canlarını kurtarırlar. Bugüne dek alışkanlıkla aktarıla gelen tüm bu öyküler kentin kuruluşunu Rodoslulara bağlamaya yöneliktir. İlk kez Spratt ve Forbes'te yayınlanan "Gagai" adıyla ilgili uyduruk açıklama olan "Dor lehçesindeki 'ga' (toprak, kara) kelimesinden gelmiş olduğu"nu bugün bile hala doğru bulanlar vardır.Bu konuda en kapsamlı ve doğru öneri Carruba'dan gelir: "Gagai kelimesi eski Anadolu dillerinde bulunan 'habbe? kelimesinden gelmektedir. Normalde yazılışı gaxe formunda olmalıdır. Ata-soy' anlamındaki lhaha' kelimesi, Yunanca'da 'xaxe' yazılamadığı için gage olarak yazılmıştır. Ancak, Likçe'de 'gaxe' olarak yazılan bu kelime, yapısını Likçe'de de bulmaz. Çünkü Likçe'de 'g' ile başlayan kelime yoktur, olanlar da Persçe ünvanlardır. Anlamı da 'wither-solgun' olabilir. Akadça'da lhahhum Hititçe'de 'hahhas' olarak geçen kent adları vardır. 1 gaxe'nm Anadolu dillerindeki lhahha' sözcüğünden kaynaklandığı açıktır. Ayrıca Anadolu dilerlinde "g" ve "x" ile başlayan hecelerin çiftleştirildiği de bilinmektedir". Dolayısıyla Likçe yazılı bu sikke, Gagai'nin, bir eski Anadolu kelimesi olan lhahhe'den türemiş olduğu anlaşılan 'gaxe'den gelmiş olduğunu göstermektedir.Eusebios "Likya'nm önemsiz bir şehri" der. Ünü, kentte bulunduğu söylenen madenden gelir. Gagai yakınlarında "Gages" olarak anılan bir akarsudan söz edilir. Ayrıca yerleşim yakınlarında -Gagates diye tanınan- bir linyit ocağı olduğu da söylenir. GD Likya'da bulunan krom, manganez ve linyit gibi madenlerin Perikle'nin doğu politikasında belirleyici olduğu düşünülür. Aslında genellikle tersi beklendiği halde, Pilinius'a göre hem maden hem de akarsu adını Gagai'den almıştır.Spratt ve Forbes de bölgedeki gezilerinde yerleşime değinirler. Petersen ve von Luschan Viyana Bilimler Akademisi'nin Küçük Asya Araştırmaları kapsamında yaptıkları araştırmalarını yayınladıkları eserlerinde yerleşime değinmişlerdir. Bugüne dek yapılan tek resmi-izinli çalışma B. İplikçioğlu'nun bölgede yürüttüğü epigrafya araştırmalarıdır.Rhodiapolis Çevresi Yüzey Araştırmalarımız boyunca gerçekleştirdiğimiz yüzey gözlemlerimiz ve bulgularımız yukarıdaki öykülerden öte kentin geçmişini somut gerçeklere bağlamamıza yardım eder. Bunlardan en önemlisi yerleşimin ilk kez bir Rodos kolonisi olarak kurulduğunun gerçek dışı olduğu aslında İlk Tunç Çağı'ndan itibaren yerleşimin var olduğu Gagai'nin dibindeki mağaralarda bulduğumuz seramik kanıtlamaktadır. Benzer bir kanıtın daha geç örneği olan kolonizasyon öncesi seramikler (İ.Ö. 8. yy. sonu) Rhodiapolis kazılarında da gün yüzüne çıkarılmıştır. Gagai batı yamaç fay zonu içindeki çok sayıdaki mağaradan biri içerisinde bulunan seramiğin buluntu yerinin özelliği bulgunun orijinal yerinde olduğunu göstermektedir. Çünkü Mağara içinde kütlesel bir tavan çöküntüsü altında ki boşlukta sıkışıp kalmıştır. Yani Helenistik, Roma ya da Bizans dönemlerinde görülme olasılığı yoktur. İlk Tunç sonrasında çökmüş bir mağara olduğu buluntunun orada yüzeyde kalmışlığından anlaşılmaktadır. Özellikle Phaselis, Melainippe, Rhodiapolis, Gagai ve bölgedeki diğer yerleşimlerde kazı ve araştırmalar yapılmadığı için bu yerleşimlerin tamamı Rodos kolonileri olarak tanımlanmıştır. Oysa araştırmalarımız ilerledikçe Rhodiapolis ve Gagai örneklerinde olduğu gibi erken bulgulara ulaşılacaktır. Ve, batı Likya'da olduğu gibi GD Likya'da yerli yerleşimlerin kolonizasyon öncesi var olduğu konusundaki fikirler bu açıdan da belgelenmiş olacaktır. Zaten Gelidonya Burnu ve Uluburun batıkları İ.Ö. 14 ve 12. yy.'da limanı olan sahil kentlerinde Tunç Çağ yerleşimleri olduğunu göstermektedir. Zaten, Gagai'nin Gaxe, Limyra'nm Zummari (Zemuri), Patara'nm Patar ve Rhodiapolis'in Wedrei gibi eski Anadolu isimleriyle biliniyor olması bu durumu açıkça desteklemektedir. Borchhardt, "yukarı -dağlık- kesimlerin verimli alanlarında küçük beyliklerin yaşadığı da düşünülebilir", noktasındayken yeni bulgular artık yaylada da sahilde de Tunç Çağ yerleşimleri olduğunu göstermektedir. Ancak bölgede, Klasik Çağ öncesine verilebilecek her hangi bir mimari kalıntı henüz bilinmektedir. Dolayısıyla nasıl bir kolonizasyon olduğu da anlaşılmamaktadır.Gagai, "İki denizin (Mare Pamphylium ve Mare Lycium) buluştuğu bu kültürel değişim köşesinde yükselir". Bu köşedeki Gelidonya Burnu İÖ. 449 Kallias Barışı ile Persler ve Yunanlılar arasında deniz egemenlik sınırı oluşturuyordu. Klasik Dönem'le ilgili elimizde sikkeden öte bir ve

___