Hasan Ali Toptaş’ın Dünya Bir Gülnida Hikâyesinde Çoklu Benlik Sarmalında Kadının Varoluş Problemi

Felsefenin temel problematiklerinden birisi olan varoluş üzerine eğilen Varoluşçuluk, kendisinden önceki felsefi düşüncenin aksine var olanın problemi üzerine yoğunlaşır. Soren Kierkegaard, Karl Jaspers, Martin Heidegger, Gabriel Marcel, Frederic Nietzche, Jean Paul Sartre, Simon de Beauvoir, Henri Bergson gibi düşünürler varoluşçuluğun gelişip bir felsefi akım olmasını sağlamışlardır. 19. yüzyılın ortalarından itibaren modern insanın içerisine düştüğü bunalım ve kimlik sorununun üzerine eğilerek insanın varlığını sorgulamaya başlayan Varoluşçuluk, Tanrıtanımaz ve Hristiyan varoluşçuluk olarak ikiye ayrılır. 1930’lu yıllarda yaygınlık kazanarak edebiyatta da yansıma bulur. Türk edebiyatında pek çok yazar Varoluşçu felsefe çerçevesinde eserler verir. Günümüz yazarlarından biri olan Hasan Ali Toptaş da hikâye ve roman gibi türlerde verdiği eserlerinde varoluşçu felsefenin unsurlarını kullanır. Ölü Zaman Gezginleri hikâye kitabında yer alan “Dünya Bir Gülnida” isimli hikâyesinde “seçim”, “sorumluluk”, “özgürlük”, “kendini gerçekleştirme”, “çoklu benlik”, “umutsuzluk” gibi varoluşçu felsefenin temel kavramlarını kullandığını görürüz. İki benliği arasında var olmaya, kendini gerçekleştirmeye çalışan hikâye kahramanı, toplumsal yapı ve evlilik kurumunun engelleri sebebiyle kendini var etme mücadelesinde başarıya ulaşamaz ve umutsuzluğa düşer. Estetik varoluş aşamasından etik varoluş aşamasına geçemeyen Gülnida kendini gerçekleştirmeyi başaramaz ve umutsuzluk içerisinde ölmeyi ya da kaçmayı düşünür.

The Existence Problem of Woman in Helical Multiple Identity in the Hasan Ali Toptaş’s Dünya Bir Gülnida Story

Existentialism is concerned with existence which is a main problematic of philosophy and contrary to prceeding philosophical thought, it concentrates on that which is existing. Philosophers such as Soren Kierkegaard, Karl Jaspers, Martin Heidegger, Gabriel Marcel, Frederic Nietzche, Jean Paul Sartre, Simon de Beauvoir, Henri Bergson etc. enabled it to improve and become a philosophical trend. After the middle of the 19th century, Existentialism began to query human existence being concerning about depression and the identity problem of modern humans at that time. It split into two categories. One termed Atheist Existentialism and the other Christian Existentialism. About 1930’s, it gained wide currency and found a place in literary works. Many authors of works of Turkish literature fashioned their work in accord with existentialist philosophy. Hasan Ali Toptaş, a contemporary author uses elements of existentialism in his stories and novels. We see some components of existentialism, such as: “choice”, “responsibility”, “freedom”, “self-actualisation”, “multiple-identity”, “hopelessness”, etc. in the story of the “Dünya Bir Gülnida,” a part in his story book entitled Ölü Zaman Gezginleri. The heroine of the story who has striven for self-actualisation and struggled to exist between her two identities failed in this process, due to the social structure and the institution of marriage and then she despaired. While she couldn’t pass from an aesthetic existence to a moral existence, Gülnida couldn’t succeed and then thought of whether to die in hopelessness or to escape.

___