Türk Öykücülüğünde Yeni Bir Yönelim: Muhafazakârlık Eleştirisi

Her iktidar kendi sosyolojisini doğurur. Türkiye’de 2002’den sonra yeni bir siyasal iktidar ve yeni bir sosyoloji doğmuştur. “Muhafazakâr” olarak adlandırılabilecek olan bu yeni iktidarın doğurduğu sosyoloji de buna paralel olarak muhafazakâr bir orta sınıftır. Son on yedi sene içerisinde, bir taraftan bu yeni muhafazakârlık gelişip güçlenirken bir taraftan da bu sosyolojinin edebiyata yansımaları görülmeye başlanmıştır. Edebiyatın her şeyi içine alan, yorumlayan, eleştiren, değerlendiren özelliği dikkate alınırsa bu yeni gelişmelerin de edebi metinlerin dikkatinden kaçtığı söylenemez. Çalışmamızda, son dönemde yazılan öykülerde muhafazakârlık eleştirisinin nasıl yapıldığı sorusu üzerinde durulmuştur. Öykü türünün seçilme sebebi şiire oranla öykünün hayata daha doğrudan bir bakış sergilemesidir. Roman ise özellikle dindar, muhafazakâr çevrelerde öyküye göre çok daha az üretilen bir türdür. Bu bağlamda hayatın nabzını yakalamak anlamında en doğru edebi türün öykü olduğunu düşünebiliriz. Çalışmamız, Türk öykücülüğünün aynasına son senelerde muhafazakâr, dindar çevrelerin nasıl yansıdığı ve hangi cephelerden eleştirildiği sorusunu cevaplamaya çalışacaktır.

A New Tendancy In Turkish Short Storytelling: Conservatism Criticism

Every rulership brings its own sociology. In Turkey a new political rulership and a new sociology have born since 2002. The sociology which brought by this new rulership that can be called as “Conservative” is also a conservative middle class in parallel with this. In last seventeen years, while this new conservative movement is built and powered up on one hand, the reflections of this movement on literature is started to be seen on the other hand. Considering the capacitive, expounder, critical, evaluative characteristics of literature, it cannot be said that those new developments are overlooked by literature. In our work, we urged upon the question how that the conservatism criticism is animadverted in the stories written recently. The reason why the short story genre is chosen is that it shows a more direct outlook on life compared to poetry. As for novel, it is less produced compared to short story especially in pious, conservative milieus. In this context we can think that in the meaning of catching the pace of life, the truest genre is short story. Our work, will try to answer how conservative, pious milieus are reflected to the mirror of Turkish short storytelling and from which aspects it is criticized in recent years.

___

  • Akıncı, Mehmet. (2012). Türk Muhafazakârlığı: Çok Partili Hayattan 12 Eylül’e. İstanbul: Ötüken Neşriyat.
  • Alptekin, Musa Yavuz. (2015). “Kapitalizmin Ortaya Çıkışı: Jeo-Kültürel Yaklaşım,” (10), 231- 241. http://dergipark.gov.tr/download/article-file/193289 (erişim tarihi: 31.03.2019)
  • Barbarosoğlu, Fatma; (2013). Rüzgâr Avı. İstanbul: Profil Yayıncılık.
  • Beneton, Philippe. (2016). Muhafazakârlık. (Çev. Cüneyt Akalın). İstanbul: İletişim Yayınları.
  • Durman, Gülçin; (2015). İnşallah. İstanbul: İz Yayıncılık.
  • Kutlu, Mustafa; (2011). Huzursuz Bacak. İstanbul: Dergâh Yayınları.
  • Kutlu, Mustafa; (2012). Sır. İstanbul: Dergâh Yayınları.
  • Özipek, Bekir Berat. (2017). Muhafazakârlık Nedir?. Ankara: Liberte Yayınları.
  • Şahin, Selvigül; (2018). Allah Her Yüreğe Dokunur. İstanbul: Okur Kitaplığı.
  • Şakar, Cemal; (2016). Kara. İstanbul: İz Yayıncılık.
  • Yayla, Atilla. (2005). Siyasi Düşünce Sözlüğü. Ankara: Adres Yayınları.
  • Yıldız, Alpay Doğan; (2019). Sessizlerin Sesi Yıldız Ramazanoğlu Hikayeciliği. İstanbul: Kesit Yayınları.