İTHAL/ÇEVİRİ YOLUYLA PEKİŞTİRİLEN “KORKU ‘MIŞ GİBİ’ KÜLTÜRÜ” TÜRKİYE'DEN ÖRNEKLER

Doğan Cüceloğlu' na göre ortamda korku varsa, bu korkunun kaynağına "saygı" duyulur. Aksi durumda kişilerin insan olarak değeri de yoktur, kurallara uymak zorunluluğu duyulmaz. Niyetini içselleştirmemiş insan, bilgiyi "mış gibi kullanır" ama o bir farkındalık, bilinçlenme haline dönmemiş olduğundan bilgi, davranışa yansımaz, "mış gibi yaşamak" budur. Bu tip toplumların yasaları incelense ileri demokratik toplumlarından farklı olmadıkları görülür, bu tip toplumlar yasaları demokratik olanların"mış gibi" uygulanmasıdır. Toplumlarda kanaat önderleri, her zaman halkı bilinçlendirmeyi görev edinmişler, bu görevi yerine getirirken "çeviri"yi araç olarak kullanmışlardır. Fikirlerini savunmak, temellendirmek için ithal kültürü istedikleri doğrultuda kaynak gösterme yoluna gitmişlerdir. Bu yolla eserleri, kavramları ve yasaları seçip onları kendilerine uygun yöntemlerle çevirerek kaynak göstermişlerdir. Propaganda amaçlı pek çok manipülatif saptırmada çeviri, bir araç olarak kullanılmış, kavramlar gerçekliklerinden uzaklaştırılarak "mış gibilik" pekiştirilme yoluna gidilmiştir. İthal edilerek öğrenilmiş ve içselleştirilmemiş demokrasi anlayışları "kapalı sistemler" yaratır. Bu toplumların vatandaşları, güç elde etmede fikrini savunabilmesini, sivil kuruluşlar yoluyla, sesini güç haline dönüştürmesini ve gerektiğinde yasal direnme hakkını kullanmasını öğrenemez. Bu bildiriyle, çevirinin öğrenmeye ve zenginleşmeye katkısının yanı sıra, demokrasi kavramı ve Türkiye'de üniversiteler örneğinden yola çıkılarak ithal/çeviri yoluyla pekiştirilen "mış gibi kültürü" dikkate alındığında, çevirinin ne denli manipülatif amaçlara destek yapılabilen önemli bir güç olduğunun altı çizilmeye çalışılmıştır

IMPORTATION / TRANSLATION ENHANCED BY THE "HAS IF CULTURE" EXAMPLES FROM TURKEY

According to Doğan Cüceloğlu, if there is fear in an environment, the origin is “respected”. If there is no fear, people no value either, there is no obligation to comply with the rules. People who haven’t internalized the information, the information is “used as if” but as it’s a question of awareness, the information is not being assimilated, doesn’t turning to a behavior, that’s “living as if”. If you study the laws of a “as if” society, you’ll see that there are no different from those of other developed democratic societies, but there are applied “as if”. Opinion leaders, whose mission is to raise awareness, used translation as a tool. Translation was often used as a tool in many manipulative propaganda purposes, “using the as if” to consolidate the concept far away from the truth. Democracies created from the feeling of fear, imported and learned and internalized perceptions of democracy "closed systems" creates. You don’t see often, citizens defending their ideas, knowing how to make their voices stronger thought on-governmental organizations, using their legal right stores is when needed. This objective of this study is to see translation through the democratic concept by taking into consideration the “as if” in Turkey

___

  • CÜCELOĞLU, Doğan (2002). Yeniden İnsan İnsana, Remzi Kitabevi, İstanbul.
  • CÜCELOĞLU, Doğan (2005). 'Mış Gibi' Yaşamlar, Remzi Kitabevi, İstanbul.
  • CÜCELOĞLU, Doğan (2008). Korku Kültürü, Remzi Kitabevi, İstanbul.
  • ÇAĞLA, Cengiz (2007). Toqueville ve Özgürlük, Belge Yayınları, İstanbul.
  • KARADAĞ, Ayşe Banu (2008). Çevirinin Tanıklığında 'Medeniyet'in Dönüşümü, Diye Yayınları, İstanbul.