ESKİ TÜRKÇEDEN TÜRKİYE TÜRKÇESİNE ÖN SESTE k>g ÖTÜMLÜLEŞMESİ

Dil insanların ses organlarıyla oluşturabildikleri seslerin sistemli bir şekilde anlamlı birimlere dönüştürülmesiyle oluşmuş, sürekli olarak gelişen ve değişen bir yapıdır. Dillerin tarihî süreçlerine bakıldığında, diller yazılı tarihleri boyunca, sürekli bir gelişim, buna bağlı olarak da değişim içinde olmuşlardır. Değişimlerin boyutlarına göre tek bir dilin ağızlara, lehçelere hatta farklı dillere bölündüğünü görmek de mümkündür. İnsanların çıkardıkları sesler sınırlı olduğundan dillerde de sınırlı sayıda ses vardır. Dillerin ham malzemesini oluşturan bu sınırlı sayıdaki sesler ortaya çıkış biçimlerindeki farklılıklara göre gruplandırılırlar. Seslerin çıkış sırasında, ses yolunda bir engelle karşılaşıp karşılaşmama durumu sesleri ünlüler ve ünsüzler olarak birbirinden ayırır. Ses yolunda bir engelle karşılaşarak şekillenen ünsüzler ise ses tellerinin titreşmesi veya titreşmemesi sonucunda ötümlülük ve ötümsüzlük özelliği kazanırlar. Ünsüzlerde ötümsüzlük söyleniş sırasında ses tellerinin titreşmemesiyle ilgili bir durumdur. Bu durumda ötümsüz ünsüzler daha baskın, duyulur bir nefesle seslendirilirler. Bu da konuşan kişinin daha çok çaba sarf etmesine neden olmaktadır. Dillerde doğal olarak işletilmekte olan en az çaba yasasından dolayı ötümsüz ünsüzlerin zamanla ötümlü ünsüzlere dönüşümü yaygın olarak görülmektedir. Türkçenin gelişim tarihine bakıldığında, Türkçede de bazı ötümsüz ünsüzlerin ötümlü karşılıklarına dönüştüklerini görmek mümkündür. Eski Türkçe ilk yazılı metinlerden itibaren günümüze gelinceye kadar ötümsüzlük olayı özellikle kelime başında Doğu ve Kuzey Türkçelerinin genel ve yaygın bir özelliği olarak devam etmiştir. XIII. yüzyılda ilk yazılı örneklerini vermeye başlamış, Oğuzcaya dayalı Eski Anadolu Türkçesinin de başlangıçtan bugüne kadar ötümlüleşmeyi genel bir kural olarak benimsemesi söz konusudur. Bu çalışmada Türkçede en yaygın ötümlüleşme örneklerinden birini oluşturan ön damak k- > g- değişmesinin tarihî gelişimi ele alınmıştır. Türkçenin edebî yazı dili olarak ortaya çıkışından bu yana çeşitli tarihî dönemlerde bize bıraktığı eserlerin söz varlığı incelenmiş, bu inceleme sonucunda bu konuyla ilgili veriler değerlendirmeye tabii tutulmuştur. Değerlendirme sonucunda bu değişimin ne zaman ve nasıl başladığı, hangi aşamalardan geçerek bugüne geldiği belirlenmeye çalışılmıştır

VOCALISATION FROM K- INTO G- FROM OLD TURKISH TO TURKISH OF TURKEY

Language is a structure in which sounds, formed by people’s speech organs, are turned into meaningful units systematically, which have always been changing and developing. When we look at the historical process of languages, they have been in change, and in development as a consequence during the written history. It is possible to see that one language is divided into dialects, even into different languages according to the levels of the changes. There are limited sounds in languages because the sounds, formed by people, are limited. These limited sounds, which form the raw material of languages, are grouped according to how they are shaped. Durind this shaping, sounds dissociate from each other, as vowels and consonants according to whether or not they meet an obstacle in sound path. Consonants which are shaped as a result of meeting an obstacle in sound path gain voiced or unvoiced quality as a result of vibration of vocal cords or vice versa. Unvoiced quality in vowels is related to the fact that the vocal cords do not vibrate during pronunciation. In that case, unvoiced consonants are vocalised by more dominant, audible breath. This causes the speaker to make a great effort. It is common that unvoiced consonants turn into voiced consonants because of least-effort principle in langauages. We look at the historical development of Turkish, it is possible to see that some unvoiced consonants turned into voiced counterparts. From the first written texts in Old Anatolian Turkish until today, the event of vocalisation has continued especially at the beginning of words as a general and common quality in Eastern and Northen Turkish. It began to give the first written examples in the thirteeenth century, and the point is that Old Anatolian Turkish based on ghuzz language accepted vocalisation as a general rule from beginning until today. This study deals with the historical developments of the change from k into g, that is one of the most common examples of vocalisation in Turkish. Vocabularies of the Works, which inherited to us from different historical periods dated from the appearence of Turkish as a literal written language, are examined, and data related to this matter are subject to evaluate as a result of this examination. In the wake of this evaluation, we try to determine when and how this change began, and which stages it was subject to, and how it came down. STRUCTURED ABSTRACT

___

  • Aksan, Doğan, Türkiye Türkçesinin Dünü, Bugünü, Yarını, Bilgi Yay., Ankara 2001.
  • Argunşah, Mustafa, Çağatay Türkçesi, Kesit Yay., İstanbul 2013.
  • Ata, Aysu, Nehcü’l-Ferādīs II Dizin-Sözlük, TDK Yay., Ankara 1998.
  • Bayrav, Süheylâ, Yapısal Dilbilimi, Multilingual Yay. İstanbul 1998.
  • Bozkurt, Fuat, Kâşgarlı Mahmûd-Dîvânü Lugat-it-Türk, Türk Dili Divanı, Eğitim Yay., Konya 2012.
  • Buran, Ahmet- Alkaya, Ercan, Çağdaş Türk Lehçeleri, Akçağ Yay., Ankara 2012.
  • Cin, Ali, Süheyl ü Nev-Bahar, İnceleme-Metin-Dizin, Eğitim Yay., Konya 2012.
  • Demircan, Ömer, Türkçenin Ses Dizimi, Der Yay., İstanbul 2001.
  • Develi, Hayati, “Eski Türkiye Türkçesi Ağızlarının Sınıflandırılması” Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 3/3 Spring 2008, p. 212-230.
  • Dilçin, Dehri, Yusuf ve Zeliha, İstanbul 1946.
  • Doğan, İsmail-USTA, Zerrin, Eski Uygur Türkçesi Söz Varlığı, Sözlük-Gramatikal Dizin, Altınpost Yay., Ankara 2014.
  • Duman, Musa, Evliya Çelebi Seyahatnamesine Göre 17. Yüzyılda Ses Değişmeleri, TDK Yay., Ankara 1995.
  • Eckmann, Janos, (Çev. Günay KARAAĞAÇ), Çağatayca El Kitabı, İstanbul 1988.
  • Ercilasun, Ahmet Bican, Başlangıçtan Yirminci Yüzyıla Türk Dili Tarihi, Akçağ Yay. Ankara 2014.
  • Erdem, Mehmet Dursun, “Anadolu Ağızlarında Görülen Birincil Ünlü Uznlukları Üzerine” Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 3/3 Spring 2008, p. 502-562.
  • Erdem, Mehmet Dursun ve Diğerleri,Yeni Türk Dili, Maarif Mektepleri Yay., Ankara 2015.
  • Ergin, Muharrem, Dede Korkut Kitabı – 2, İndeks-Gramer, TDK Yay., Ankara 2009.
  • , Türk Dil Bilgisi, Boğaziçi Yay., İstanbul 1985. Gabain, A. Von, (Çev. Mehmet AKALIN), Eski Türkçenin Grameri, TDK Yay., Ankara 2000.
  • Hacıeminoğlu, Necmettin, Karahanlı Türkçesi Grameri, TDK Yay., Ankara 2013.
  • Hengirmen, Mehmet, Bilbilgisi ve Dilbilim Terimleri Sözlüğü, Engin Yay., 1999.
  • Karaağaç, Günay, Türkçenin Dil Bilgisi, Akçağ Yay., Ankara 2012.
  • Ölmez, Mehmet, Orhon-Uygur Hanlığı Dönemi, Moğolistan’daki Eski Türk Yazıtları (MetinÇeviri-Sözlük), Bilgesu Yay., Ankara 2013.
  • Tekin, Talat, Orhon Yazıtları, TDK Yay., Ankara 2010, s. 148-156.
  • , Türk Dilleri, Simurg Yay., Ankara 1995. Timurtaş, Faruk Kadri, Eski Türkiye Türkçesi, XV. Yüzyıl, Gramer-Metin-Sözlük, Enderun Kitabevi, İstanbul 1994.
  • Topaloğlu, Ahmet, Dil Bilgisi Terimleri Sözlüğü, Ötüken Yay. İstanbul 1989.
  • Tosun, İbrahim, Doğu Anadolu Halk Ağızlarının Ortak Dil Özellikleri, (Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi), Van 2010.
  • Türkçe Sözlük, TDK Yay., Ankara 2005.
  • Ünlü, Suat, Çağatay Türkçesi Sözlüğü, Eğitim Yay., Konya 2012.
  • , Harzm Altınordu Türkçesi Sözlüğü, Eğitim Yay., Konya 2012.
  • , Karahanlı Türkçesi Sözlüğü, Eğitim Yay., Konya 2012.
  • Vardar, Berke, Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü, Multilingual yay., İstanbul 2002.
  • Yıldız, Osman, “Miftâhu’l-Ferec’de Son Seste Ötümsüz-Patlayıcı Ünsüzlerin Ötümlüleşme veya Ötümsüz Kalma Durumu” Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 6/1 Winter 2011, p. 157-168.