BİR SARAY SÖZCÜSÜ OLARAK KLASİK TÜRK ŞİİRİ

Ayakları, fetih politikası ve köklü hanedan gelenekleri üzerinden hayat bulan siyasetten; bol, kaliteli, ucuz, eşitlikçi ve işbirliğine dayalı ürün ve hizmet üretimi esasıyla işleyen iktisattan ve zamanın imbiğinden geçip toplumsal kodlara sirayet ederek kemal bulmuş sanattan teşekkül eden Devlet-i Aliyye gerçekten de birimleri arasındaki ölçü, kurumlarının işleyişindeki ahenk ve uyum ile kafiyesi nizam teması istikrar olan tam bir şiir medeniyetidir. Bu medeniyette çizmecisinden şekercisine, kadısından müderrisine, askerinden bendesine kadar toplumun her sosyal ve mesleki katmanından insanlar şiir deryasından nasiplenmiş, şiiri şuurlarına iskandil eylemişlerdir. Öyle ki sokak satıcıları nidalarında, esnaflar tabelalarında, askerler musiki eşliğinde sefer esnasında, Şeyhülislamlar fetvalarında, âlimler tıp, simya, astronomi, matematik gibi akli; kelam, fıkıh, tefsir, hadis gibi nakli ilimlerle ilgili çalışmalarında, mutasavvıflar ezeli, mevcudatı ve ebedi yorumlarında, devlet adamları makam, itibar ve af arayışlarında hep bir tür sihir olan şiirin o tesir yüklü dilini kullanmış, fikirlerinin ve hülyalarının beyanında onu tercüman kılmışlardır. Bir çoğu şiirle şerbetlenmiş saray mensupları da hem kurgusal/edebi düzlemde klasik Türk şiirinin sağladığı kadim imge, simge ve düşünce şablonlarından faydalanmak suretiyle şiirin müşterek dilini kullanmışlar hem de reel/tarihi düzlemde devlet-öğüt-ağıt temelli olarak şiiri acılarının, saygılarının, pişmanlıklarının, dileklerinin ve dualarının sözcüsü olarak tayin etmişlerdir. Bu makalede sarayın şiiri tarihe, reel olana aracı kıldığı bu ikinci fayda yolu birtakım örneklerden hareketle izah edilmeye çalışılacaktır

CLASSIC TURKISH POEM AS A VOICE OF PALACE

Ottoman Empire that is composed of politics which gains its essence from conquering policies and deepseated reign culture; economy that depends on ample, good-quality, cheap, equalitarian and collaborative production of goods and services; and art that reached maturity through the retort of time into the codes of society, is a real society of poemwithstandard amongst its units, harmony in the execution of institutions and rhyme of measure and theme of contingency. In this civilisation, from boot-maker to candy-seller, from Muslimjudge to professor, from soldier to slave everybody from every segment of society got their share from the ocean of poems, and they got the poems nailed in their memories. It was such that street sellers used poems in their cries, so did shopkeepers in their notices, soldiers during campaigns with music, Şeyhülislams in their wisdoms, science people in logical and literal sciences like medicine, chemistry, astronomy, mathematics, and kalam, islamic law, Quranic translations, words of Mohammad, sufis in their comments about past, present and future, government officials in search of title, respect and mercy. Poems, which are some kind of magic, were used to express dreams and thoughts as an interpreter of ideas. Many members of the palace, too, both used the common language of poems by making use of immemorial images, symbols, and thought schemes that were provided by Turkish poetry in classical level of fiction/literature, and in real/historical level they assigned them as the expressionist of their pains, respects, regrets, wishes and prayers based on state-sermon-requiem. In this article, the poem of palace as an intermediate tool between real, history will be aimed to be explained with this latter channel of benefitunder the light of some examples.

___

  • ÂDİLE SULTAN (1996). Âdile Sultan Divanı, (Haz. Hikmet Özdemir), Ankara: Milli Kütüphane Basımevi.
  • AFYONCU, Erhan (2004). Sorularla Osmanlı İmparatorluğu-1, İstanbul: Yeditepe Yayınları.
  • ALTINAY, Ahmet Refik (2010). Lâle Devri, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları.
  • BAHTÎ (1994). Sultan Ahmed ve Divanı, (Haz. İsa Kayaalp), İstanbul: Hz. Akşemseddin Vakfı Yayınları.
  • BATİSLAM H. Dilek (2008). "Divanlardaki Manzum 'Arz-ı Hâller / Verse Petitions In Divan Poetry" Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 3/1 Winter 2008, www.turkishstudies.net, p. 209-218.
  • CEM SULTAN (1989). Cem Sultan'ın Türkçe Divan'ı, (Haz. İ. Halil Ersoylu), Ankara: TDK Yayınları.
  • DURMUŞ, Tuba Işınsu (2009). Tutsan Elini Ben Fakirin; Osmanlı Edebiyatında Hamilik Geleneği,İstanbul:Doğan Kitap.
  • GENÇ, Mehmet (2002). Osmanlı İmparatorluğu'nda Devlet ve Ekonomi, Ankara: Ötüken Yayınları.
  • İSEN, Mustafa; BİKAN,Ali Fuat (1997). Sultan Şairler, Ankara: Akçağ Yayınları.
  • KARAL, Enver Ziya (1942). Yavuz Sultan Selim'in Oğlu Şehzâde Süleyman'a Manisa Sancağını İdare Etmesi İçin Gönderdiği Siyasetname, 21-22 Sayılı Belleten'den ayrı basım, Ankara: TTK Basımevi.
  • KILIÇ, Filiz (2011). "Şehzade Bayezid (Şâhî)'in Hayatı ve Edebî Kişiliği", Klasik Türk Edebiyatının Peşinden, Ankara: Grafiker Yayınları.
  • KURNAZ, Cemal (1997). "Cem Sultan'ın Oğuzhan Mersiyesi: Bir Kaside Mi, Üç Gazel Mi?", Divan Edebiyatı Yazıları, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 415-420.
  • MUHİBBÎ (2001). Muhibbî Dîvânı, Nuruosmaniye Kütüphanesi No 3873'teki Karamemi Tezhipli Nüshanın Tıpkıbasımı, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.
  • MURAD BEG (2010). İhtiyarlığa Övgü ya da Sultan Murad'dan Fatih'e Nasihat, (Haz. Harun Tuncer), İstanbul: Çamlıca Yayınları.
  • TURAN, Şerafettin (1961). Kanuni'nin Oğlu Şehzâde Bâyezid Vak'ası, Ankara: AÜDTCF Yayınları.