BİR KÜLTÜREL DİPLOMASİ VE ULUS MARKALAMA ARACI OLARAK YUNUS EMRE ENSTİTÜSÜ

Modern anlamda diplomasinin uluslararası sistemde zemin kazanması II. Dünya Savaşı’nın ardından oluşmuştur. Öyle ki, devletler iki dünya savaşının ardından barış ve istikrar adına daha şeffaf bir diplomasi yürütme zorunluluğu hissetmişlerdir. Soğuk Savaş döneminde ise diplomasinin modernleşmesi, blok politikaları bakış açısı ile şekillenmiş ve ülkeler dış politika eylemlerini blok politikaları yönelimlerine göre geliştirmişlerdir. Ancak Soğuk Savaş’ın sona ermesi, blok merkezli dış politika yönelimlerinden de ülkeleri azade bırakmıştır. Bu sayede de ülkeler kendileri yabancı kamuoylarına ifade etmek ve tanıtmak için farklı diplomasi araçlarını benimsemişlerdir. Öyle ki, Soğuk Savaş’ın ardından oluşan yeni dünya düzeni içerisinde (İngiliz Kültür, Konfiçyüs Enstitüsü, Goethe Enstitüsü gibi) ‘kültür merkezleri’ kendi ülkelerinin (ulus) marka ve olumlu imajlarını yabancı kitlelere ulaştırmada önemli bir role sahip olmuşlardır. Ulus markalama, bir ülkenin olumlu tanınırlığının, o ülkeye dair tutum ve duyguların inşası yoluyla arttırılması olarak tanımlanabilir. Ulus Markalama sayesinde ülkeler uluslararası arenada yumuşak güç uygulamalarında önemli bir zemine de kavuşmaktadırlar. Bu bağlamda da Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye açısından, kurulduğu günden itibaren dünya genelinde yürütmüş olduğu kültürel diplomasi çalışmalarıyla Türkçe ve Türk kültür/sanatını yabancılara tanıtmakta bir anlamda Türkiye’nin marka değeri ve olumlu imajını dünyaya ihraç etmektedir. Bu çalışmanın amacı, Yunus Emre Enstitüsü bağlamında kültürel diplomasi konseptinin Türkiye’nin ulus marka değerine olan etkisinin incelenmesidir.

YUNUS EMRE INSTITUTE AS A TOOL FOR CULTURAL DIPLOMACY AND NATION BRANDING

Modern meaning of diplomacy gained ground after the World WarII; as a result of having two World Wars, forced states to use moretransparent diplomacy in the relations for the means of peace andstability. During the ‘Cold War’ era, modernization of diplomacy receivedbloc policy perspectives as well and this kind of perspective led states todevelop foreign policy actions according to the bloc tendency. End of ColdWar, led states to have foreign policy and diplomacy free from the blocpolitics. After the end of ‘Cold War’ era, ‘cultural centers’ (like GoetheInstitute, British Council, Confucius Institute etc.) played a crucial rolefor introducing a country’s image towards to foreign audiences. Mostimportantly, thanks to ‘Cultural Diplomacy’ concept, this type ofintroduction recognized as exportation of a country’s brand and positiveimage towards international area. Nation Branding, can be described asthe increase of a country’s positive recognizability in the world throughthe construction of attitudes and emotions towards that nation. YunusEmre Institutes, introducing Turkish language, art and culture towardsto foreign audiences, teaching Turkish language and providing insightabout Turkish art and culture is quite important for exporting Turkey’spositive image. In this paper, its aimed to explain ‘Cultural Diplomacy’concept with nation branding point of view through Yunus EmreInstitutes that now acknowledged as one of the main tools for Turkishdiplomacy understanding.

___