Batı-Merkezciliğin Eleştirisi: Eleştirel Teorinin Sınırlılıkları ve Kapasitesi

Uluslararası İlişkiler (Uİ) disiplini kuruluşundan bu yana Batı’nın sorunları, kavramları ve politikaları ekseninde şekillenmiştir. Batı dünyasının disiplin üzerindeki bu hâkimiyeti, her ne kadar eleştirel teoriler tarafından sorunsallaştırılmış olsa da bu teoriler disiplinin Batılı olmayan bir kimlik kazanması hususunda yeterince katkı sunamamışlardır. Bu çalışma, Bağımlılık Okulu, Dünya Sistemi Teorileri, Post-kolonyalizm ve Bileşik Eşitsiz Gelişme Kuramı gibi Uİ’de Batı-merkezciliği eleştiren teorileri analiz ederek bunların Batı-merkezciliği aşma hususundaki girişimlerini ve sınırlılıklarını tartışmaktadır. Bu girişimler, Batı-merkezciliği aşma hususunda sınırlı olsalar da bu çalışma genel olarak eleştirel teorinin Batı-merkezciliğin aşılmasına dair önemli bir teorik çerçeve sunduğunu önermektedir. Özellikle eleştirel teorinin materyalist kanadının Uİ’de yapı-fail ilişkisine dair analizi, Batı-merkezciliğin maddi temellerini ve küresel yapıların faillerin stratejik eylemleri sonucu nasıl farklı biçimler aldığını ortaya koyarak Batı-merkezciliği aşabilecek bir teorik çerçeve sunmaktadır. Bu nedenle bu çalışma, Bhaskarcı bilimsel realist felsefenin ve bu felsefi anlayışın yapı-fail kavramsallaştırmasının, Uİ disiplinine hâkim Batı-merkezciliğin incelenmesi ve aşılması noktasında önemli bir katkı sunduğunu iddia etmektedir. Bu bağlamda, bu makale öncelikle Uİ disiplinine hâkim Batı-merkezciliği analiz etmekte, ardından eleştirel teorinin bunu aşma hususunda geliştirdiği teorik çerçevenin olanaklarını ve sınırlılıklarını incelemekte ve son olarak bilimsel realist felsefenin yapı-fail diyalektiği kavramsallaştırmasını kullanarak eleştirel teorinin Batımerkezciliği nasıl aşılabileceğini tartışmaktadır.