Konjonktür, Tarih ve Tarihçi: Metot Vurgulu Bir Araştırma

Konjonktür kavramı modern ekonomilerdeki periyodik olarak meydana gelen genişleme ve daralmaları tanımlamak için 19. yüzyıldan beri kullanılmaktadır. Bu terim Annales ekolü sayesinde tarih yazımında önemli bir açıklama aracı haline gelmiştir. Konjonktür, tarih ve/veya tarihçi son zamanlarda günlük dilde de sıkça bir arada kullanılmaktadır. Bu kullanımların bir kısmına göre tarihçiler konjonktüre göre tavır almakta, yani ikiyüzlü davranmaktadırlar. Buna karşılık, konjonktür ve tarih arasındaki ilişkiyi sistematik olarak inceleyen bir çalışma şimdiye kadar yapılmamıştır. Bu makalede, konu Tarih Araştırma Sistemi (TAS) adı verilen ve temelinde sistem yaklaşımı ve kimlik teorisini esas alan bir kavramsal çerçeveye dayalı olarak muhteva analizi yöntemiyle incelenmiştir. Çalışmanın veri kaynağı Türkiyede yayınlanan en uzun soluklu tarih dergisi olan Belletendir. Bu dergide yayınlanan makale başlıklarında kullanılan kavramlardan konjonktür duyarlı ve konjonktür duyarsız olarak belirlenen iki grup kavramının yıllara göre dağılım sıklığı karşılaştırılmıştır. Buna göre, konjonktür duyarsız kavramların yıllara göre dağılımda önemli bir fark gözlenmezken konjonktür duyarlı kavramların dağılımında, Türkiyede siyasi konjonktüre bağlı olarak belirgin dalgalanmalar gözlenmiştir. Bu sonuç, tarihçinin kendi toplumsal konumunun ve bunun değişkenliğinin farkında olması, çalışmalarında kavramlaştırma, metot ve yardımcı teknoloji kullanımı bağlamlarında tartışılmıştır. Makalenin bu alanlarda yaptığı katkı gösterilmiş ve çalışmanın devamı olarak gelecekte yapılabilecek araştırmalara yönelik önerilerde bulunulmuştur.

Conjoncture, History and the Historian: a Research with an Emphasis on the Method

The term conjuncture is originally being used to describe expansion and contractions in modern ecomomies usually occurring in 10-50 year periods. Thanks to the Annales School this term is increasingly being used as a way of explanation in historical writing. Conjuncture, history and/or the historian are also increasingly being used together in recent years in daily language. Some of these usages appear in contexts that imply negative relationships between them. According to this, historians behave or write in line with conjuncture; that is they employ double standards. But no study has yet undertaken a systematic approach to examine the nature of the relationship between these concepts. This article aims to fill this gap. Using a rather simplified model of the task of the historian as an organizing principle, and the bibliographic data from Belleten, one of the longest running scholarly history journal in Turkey, it looks at the frequency distribution of the two groups of the concepts selected from the words appeared in the titles of the articles published in this journal, as conjuncture sensitive andconjuncture insensitive over the years that the journal was in circulation. As a result, whereas the distribution of conjuncture-insensitive concepts showed no clear pattern, the distribution of conjecture sensitive concepts formed a wave-like structure in relation to the socio-political conjunctures in modern Turkish history which overlapped the journals lifespan. This finding is discussed, in connection with the historian s consciousness of his/her dynamic social situation, conceptualization and employment of method and technology in research. At the end, the article details the contribution it made in these areas and points to further work.

___