THOMAS BERNHARD'IN "DER GROSSGRUNDBESİTZER" (BÜYÜK TOPRAK SAHİBİ) VE OĞUZ ATAY'IN "KORKUYU BEKLERKEN" ADLI ÖYKÜLERİNDE "KORKU" VE "UYUMSUZLUK" SORUNSALI

1934 ve 1977 gibi, kısa bir süreye yaşamını sığdıran Oğuz Atay, edebiyatımızda yenilikçi roman anlayışının bir soluğu olmuştur. Yenilikçi roman anlayışının özgün örneklerini kendisinde buluyoruz. Bu biçimiyle Oğuz Atay edebiyatımızda roman kurguculuğuyla oldukça başarılı bir yazar. Ele aldığı sorunsallar, çizdiği roman tipleri, bir bakıma, toplumda sürekli yaşanan ikilemin kaynağına dönüşün analizini içerir. İnsan ilişkileri, kişinin iç dünyası, çevresiyle olan sıra dışı ilişkiler ağı, anlamsız gibi görünen, ancak duyarlı bakış ölçeğinde anlamlandırılabilen olayları, kendine özgü üslubuyla aktaran bir yazar. Yazar bir bakıma, tutunamayanların, toplumda uyum sağlayamayanların sesi olmuştur. Alman edebiyatında son yıllara değin, ulusal çerçevenin dışına çıkamayan, ancak yakın zamanda yankısı, dünya yazını ölçeğinde duyulabilen Thomas Bernhard (1931-1989), çok yönlü, çok katmanlı, zengin düşünce havuzuna sahip bir yazardır. Bu çalışmada yazarların "Korkuyu Beklerken" ve "Büyük Toprak Sahibi" adlı öykülerinde, "Korku" ve "Uyumsuzluk" öğelerini Alımlama estetiği ve ruh çözümsel kuram ekseninde irdelemeye çalıştım. Okur odaklı yaklaşım biçimiyle, sözü edilen öykülerde serbest çağrışımlar, halüsinasyonlarla oluşan rüya ve hayal nitelikli düşünce zincirleri, yeni çağrışım halkalarıyla okurun imgeleminde, nasıl açımlanabilir olduğunu ortaya koymaya çalıştım.