Mehmed Saîd’in Kasîde-i Hamriyye Şerhi: Tarab-engîz

Mutasavvıf şair İbn-i Fârız’ın şarap üzerinden ilahî aşkı anlattığı Kasîde-i Hamriyye isimli eseri İslam dünyasında büyük rağbet görmüş; müteaddit defa Arapça, Farsça ve Türkçeye çevirisi yapılmıştır. Dâvûd-ı Kayserî (ö. 751/1350), Kemâl Paşazâde (ö. 940/1534), Abdülganî en-Nablusî (ö. 1143/1731), İbn Acîbe (ö. 1224/1809) gibi âlimler mezkûr kasîdeyi Arapça olarak açıklarken; Ali b. Şihâbiddin el-Hemedânî (ö. 786/1385), Molla Câmî (ö. 898/1492), İdris-i Bitlisî (ö. 926/1520) gibi şairler Fars diliyle şerh etmişlerdir. Abdüsselâm b. Numan b. Halil (ö. 1000/1592[?]), İsmail Ankaravî (ö. 1041/1631), Abdülmecîd-i Sivasî (ö. 1049/1639), Alâiyeli Kara Mustafa Hulûsî (ö. 1304/1886), Ahmed Sâfî (ö. 1344/1926), Mehmed Nâzım (ö. 1345/1926) ve Tâhirü’l-Mevlevî (ö. 1371/1951) gibi müellifler ise Türkçeye çevirmişlerdir. Kasideyi Türk diline kazandıranlardan biri de XIX. yüzyılda yaşamış olan Üsküdar Selimiye Tekkesi şeyhi Mehmed Saîd Efendi’dir. Onun Tarab-engîz isimli eseri, Kasîde-i Hamriyye’nin süslü nesirle yazılmış, muhtasar bir şerhidir. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda mezkûr eser, kısmen ele alınırken, müellifinin kimliği ve şahsiyetinden hiç söz edilmemiştir. Bu makalede, Mehmed Saîd Efendi’nin hayatı ve şahsiyeti ele alınmış, eserinin transkripsiyonlu metni verilerek incelemesi yapılmıştır.Özet: İslâmiyet’in etkisinde gelişen Türk edebiyatında telif eserlerin yanında tercüme ve şerh türü eserler önemli bir yer tutmaktadır. X. asrın başından itibaren İslam dairesine giren Türkler, yeni dinlerini öğrenmek ve gereklerini tatbik edebilmek için hemen her dönemde tercüme faaliyetlerinde bulunmuşlardır. Aynı kültür ve medeniyet havzasında bulunmaları sebebiyle İslamiyet’i genelde İranlılardan öğrenen ve Farsçanın etkisinde kalan yeni dinin müntesiplerinin, doğrudan işin kaynağına yönelerek Arapçadan çeviriler yaptıkları da görülmektedir. Başlangıçta dinî alanda olan bu faaliyet, zamanla sosyal, kültürel ve edebî hayata yansımış; -Fars klâsikleri gibi- Arap edebiyatının bilhassa önemli kasîdeleri, ediplerimiz tarafından Türk diline aktarılmıştır. Ka‘b b. Züheyr’in (ö. 24/645) Kasîde-i Bürde’si, Ebu’l-Feth Büstî’nin (ö. 400/1010) Kasîde-i Nûniyye’si, Tantarânî’nin (ö. 485/1092) Kasîde-i Tantarâniyye’si, İbnü’n-Nahvî’nin (ö. 513/1119) Kasîde-i Münferice’si, Ali b. Osman el-Ûşî’nin (ö. 575/1179) Kasîde-i Emâlî’si, Muhammed b. Saîd el-Bûsîrî’nin (ö. 695/1296) Kasîde-i Bür’e isimli meşhur kasîdesi bu tür eserlerdendir.Âşıkların sultanı namıyla mevsuf mutasavvıf şair İbn-i Fârız’ın (ö. 632/1235) şarap üzerinden ilahî aşkı anlattığı Kasîde-i Hamriyye’si de İslam dünyasında büyük ilgi görmüş, müteaddit defa tercümesi ve şerhi yapılmıştır. Kasideyi şerh edenlerden biri de XIX. yüzyıl sûfilerinden Mehmed Saîd Efendi’dir. Onun Tarab-engîz isimli eseri, Kasîde-i Hamriyye’nin süslü nesirle yazılmış, muhtasar bir şerhidir. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda söz konusu esere, kısmen değinilirken; Mehmed Saîd Efendi’nin kimliği ve şahsiyetinden hiç söz edilmemiştir. Eser için Saraç, “Matbudur. Yazarı, tab‘ tarihi ve yeri bulunmamaktadır” ifadesini kullanırken; Yıldırım, “Kim tarafından ve ne zaman yazıldığı bilinmeyen eser” nitelemesini yapmaktadır. Sadık Yazar, Anadolu Sahası Klâsik Türk Edebiyatında Tercüme ve Şerh Geleneği isimli doktora tezinde, eserin Mehmed Saîd’e ait olduğu tespitinde bulunurken; Akdağ, aynı hususu Yazar’a istinaden söylemektedir. Konu hakkında son sözü, İbnü’l-Fârız’ın Hamriyye Kasîdesi’nin Arapça, Farsça ve Türkçe Şerhleri ile İnce söylemektedir. Çalışmasında toplam on sekiz şerhten bahseden İnce, Tarab-engîz’e yer vermekle birlikte Mehmed Saîd’in hayatı hakkında herhangi bir bilgiye rastlanmadığını dile getirmektedir.Doğum yeri ve tarihi hakkında herhangi bir bilgi bulunmayan Mehmed Saîd Efendi, Üsküdar’daki Selimiye Tekkesi meşâyihinden Ali Behcet Efendi’nin (ö. 1238/1823) torunu, Mehmed Hidâyetullah Efendi’nin (ö. 1288/1871) oğludur. Kendisi de babasının vefatının akabinde yirmi beş yıl süreyle bu dergâhın post-nişinliğini yapmış ve meşhur olmuştur. 1313/1896 tarihinde vefat etmiş ve dergâhın haziresine defnedilmiştir.Selimiye Tekkesi’nin altıncı şeyhi olan Mehmed Saîd Efendi, kaynaklarda pek mübârek, müttakî, âbid, ilim, fazilet ve edep sahibi bir zât olarak anılmaktadır. Nakşî şeyhi Üsküdarlı Balabanî Hasan Hüsnü Efendi (ö. 1347/1928), İsmail Efendi (ö. 1307/1890’den sonra) gibi halifeleri de bulunan Mehmed Saîd Efendi, Mevlevî meşreb bir Naşkibendî olmalıdır. İnşa türünde Tarab-engîz adlı şerhi olan şârihin Beylerbeyi Bedevî Dergâhı post-nişini Şeyh Hâmil Efendi’nin (ö. 1322/1904) medhiyesi mahiyetinde bir de dörtlüğü bulunmaktadır.Süleymaniye Kütüphanesi, Pertev Paşa Koleksiyonu, 450 nolu nüshanın başındaki “Seccâde-nişîn-i hânkâh-ı Sultan Selîm-i Sâlis der-Üsküdar eser-i Mehmed Saîd” ifadesi ile Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kütüphanesi 7350 numaralı nüshadaki “Eser: Tarabengîz, Müellif: İbnü’l-Fârız, Mütercim ü muhaşşî: Mehmed Saîd” kaydından eserin Şeyh Mehmed Saîd Efendi’ye aidiyeti anlaşılmaktadır. Matbu olarak neşredilen eserin telif tarihi, kesin olarak bilinmemektedir. Yirmi sekiz sayfadan oluşan eserin bazı nüshalarına iki sayfalık hata-savâb cetveli eklenmiştir.  Eser, an’aneye uygun olarak besmele, hamdele ve salvelenin bulunduğu bir giriş bölümü ile başlamaktadır. Bu kısımda “sağlam fikir meş‘aleleriyle şeriat kandillerini rûşen ve yüce hizmet çiçekleri yanında beğenilmiş tavırlarının nuru sayesinde nübüvvet bahçesini daimî gülşen eyleyen” ashâbın övgüsü de bulunmaktadır. Sonra Kasîde-i Hamriyye’nin medhine geçen şârih, bu kasîdenin eşsiz ibâre cevherleri ile hâlis kinâye çiçeklerinin güzellik, şirinlik ve tazeliğini anlatmakta erbâb-ı hünerin âciz kaldığını; eserin belâgat sahifesinin sahiline çıkmanın yine müşârun ileyhin dirâyet deryasının dalgıcı ile mümkün olduğunu söyler. Zira şârihe göre; bu eşsiz kasîdenin Türk diline aktarılmasının güçlüğü, sanat ehlinin malûmudur. Fakat “herkesin fikir dalgıcının, mana denizine dalıp kısmeti olan lafız incileri ile nükte yakutlarını toplaması ve onları tanzim ederek yazı ipliğine dizmesi gereklidir”. Bu yüzden o, kasideyi, karınca kararınca fehvâsıyla kabiliyetinin el verdiği ölçüde, insanlığa hizmet ve iki cihanda saadet sermayesine sebep olması için kısa ve faydalı olarak şerh etmiş ve ismini Tarab-engîz koymuştur. Kasîde-i Hamriyye şarihlerinin çoğu gibi, Mehmed Saîd Efendi de 41 beyitten oluşan kasidenin sadece 33 beytini şerh etmiş, 23.-30. beyitler arasını eserine almamıştır. Beyit beyit şerh etme tekniğini kullanan şârih, önce İbn-i Fârız ile beyitlerine övgüde bulunur. Sonra beyitlerin Arapça aslını verir ve “beytinüñ ma‘nâ-yı münîfi, beytinüñ mażmûnı, maḥsûl-i beyt, medlûl-i beyt, mefhûm-ı beyt” gibi ibareler sarf ederek şerhe başlar. Eserin mukaddime kısmında Arapça olarak hadis ve şiir iktibasları yapan şârihin, şerh esnasında bunlara pek itibar etmediği görülür. Burada yalnız Arapça dua cümleleri ile Molla Câmî’nin (ö. 898/1492) bir dörtlüğüne yer verir. Bu “Felekten ne gam ne keder göreyim dersen eğer meyhânede mey iç; zira kadehin dönmesi ile devranın tasası, nağme ile gam gibi bir yerde bulunmaz” anlamında bir Farsça rubâîdir. Şerhte beyitlerdeki kelimelerin anlamına, etimolojik yapısına ve gramer kaidelerine değinilmemesi, eseri, diğerlerinden -Ahmed Sâfi Bey’in tercümesi müstesna- farklı kılmaktadır.

Commentary of Meḥmed Said on Qaside-i Khamriyya: Ṭarab-angiz

Qaside-i Khamriyya (meaning Wine Eulogy) of sufi poet Ibn-i Fārıḍ, in which he explained divine love through the metaphor of wine, attracted great attention in Islamic world and was translated into Arabic, Persian and Turkish. Scholars such as Davud-i Qayseri (d. 751 AH/1350 AD), Kemal Pashazāde (d. 940 AH/1534 AD), Abdulghani an-Nablusi (d. 1143 AH/1731 AD), Ibn Acibe (d. 1224 AH/1809 AD) explained this eulogy in Arabic, while poets such as Ali b. Shihābiddin al-Hamadāni (d. 786 AH/1385 AD), Molla Cāmi (d. 898 AH/1492 AD), Idris-i Bitlisi (d. 926 AH/1520 AD) wrote commentaries in Persian. On the other hand, authors such as Abdussalam b. Numan b. Khalil (d. 1000 AH/1592 AD [?]), Ismail Anqaravi (d. 1041 AH/1631 AD), Abdulmacid-i Sivasi (d. 1049 AH/1639 AD), Qara Musṭafa Khulūsi (d. 1344 AH/1926 AD), Meḥmed Naẓım (d. 1345 AH/1926 AD) and Ṭahir al-Mavlavi (d. 1371 AH/1951 AD) translated the eulogy into Turkish. One of the authors who translators of this eulogy was Mehmed Said Efendi, sheikh of Uskudar Salimiya Takka, who lived in the 19th century. His work named Ṭarab-angiz (meaning Pleasure-provoking) is a condensed commentary with ornate prose of Qaside-i Khamriyya. In previous studies, Ṭarab-angiz was partly examined, and there was no mention about the identity and personality of the author. In the present research, the life and personality of Meḥmed Said Efendi is explained and the text of his work is examined.Summary: In Turkish literature which developed under the influence of Islam, translations and commentaries have important a place along with original texts. Coming within the sphere of Islam in early 10th century, Turks embarked on translating the texts immediately in order to learn their new religion and to perform its practices and continued to do so since then. Because they lived in the same culture and civilization climate, Turks learned Islam from Persians and were influenced by Persian language. However, adherents of this new religion also made direct translations from Arabic texts. The translations initially were made from religious works, but in time social, cultural and literary works, such as Persian classics and major eulogies of Arabic Literature, were also translated into Turkish by Turkish scholars. Qaside-i Burde by Ka‘b b. Zuheyr’in (d. 24 AH/645 AD), Qaside-i Nūniyye by Ebu’l-Fetḥ Busti’nin (d. 400 AH/1010 AD), Qaside-i Ṭanṭarāniyye by Ṭanṭarāni’nin (d. 485 AH/1092 AD), Qaside-i Münferice by Ibnu’n-Naḥvi’nin (d. 513 AH/1119 AD), Qaside-i Emāli  by Ali b. Othman al-Ushi’nin (d. 575 AH/1179 AD) and famous eulogy named Qaside-i Bur’e by Muḥammed b. Said al-Buṣiri’nin (d. 695 AH/1296 AD) were among such works.Qaside-i Khamriyya by sufi poet Ibn-i Fārıḍ (d. 632 AH/1235 AD), also called sultan of minstrels, in which he explained divine love through wine attracted great attention in Islamic world and was translated into many languages and many commentaries were written on it. One of the commentary writers about this eulogy is Meḥmed Said Efendi, a 19th century sufi. His work entitled Ṭarab-angiz is a condensed commentary with ornate prose of Qaside-i Khamriyya.Studies conducted so far has partly dealt with the Ṭarab-angiz and identity and personality of Meḥmed Said Efendi have never been mentioned. Ṣarac mentioned, “It is a printed work but its writer, printing date, and the place was not found on the printed work”, while Yıldırım used the expression of “a work whose writer and production date is not known.” In his Ph. D. thesis entitled Translation and Commentary Tradition in Classical Turkish Literature in Anatolia, Ṣadık Yazar noted that the work belongs to Meḥmed Said, which was later cited by Aqdag. The final statement on this issue was made by İnce in his work entitled Arabic, Persian and Turkish commentaries of Qaside-i Khamriyya by Ibnu’l Fārıḍ. He examined a total of 18 commentaries and stated that no information is available about the life of Meḥmed Said although he mentioned Ṭarab-angiz.The birth date and place of Meḥmed Said Efendi are unknown. He is grandchild of Ali Behjet Efendi (d. 1238 AH/1823 AD), one of sheiks in Salimiya Dervish Lodge in Uskudar and son of Meḥmed Hidāyetullah Efendi (d. 1288 AH/1871 AD). Following the death of his father, Meḥmed Said Efendi himself served as the head dervish of this dervish lodge for 25 years and became a famous figure. He died in 1313 AH/1896 AD and was buried in the cemetery of the Salimiya Dervish Lodge.Meḥmed Said Efendi was the sixth sheikh of Salimiya Dervish Lodge. In many sources, he was mentioned as a venerable, righteous, devoutly religious, virtuous, polite and scholarly man. Meḥmed Said Efendi is thought to be a member of Mavlavi lodge of Naqshbandi Ṭariqa. He had successors such as Naqshi sheikh Uskudari Balabani Ḥasan Ḥusnu Efendi (d. 1347 AH/1928 AD) and Ismail Efendi (d. after 1307 AH/1890 AD). The poet had a commentary named Ṭarab-angiz in prose form and had a quatrain within the praising eulogy of Sheikh Ḥāmil Efendi (d. 1322 AH/1904 AD), head sheikh of Beylerbeyi Bedevi Dervish Lodge.It is clear from the expression, “A work by Meḥmed Said, the Imam of Central Dervish Lodge of Sultan Salim III,” at the beginning of Edition no: 450 in Suleymaniye Library, Pertev Pasha Collection and from the record of “Work: Ṭarab-angiz, Author: Ibnu’l-Fārıḍ, Translator and postscript writer: Meḥmed Said” in Edition no: 7350 of Marmara University Faculty of Theology Library that this work belongs to Sheikh Meḥmed Said Efendi. However, exact production date of this printed work is not known. The work consisted of 28 pages and in some editions a two-page correct-false chart was added.As usual, the work starts with an introduction section with expressions of “By the name of God, the Most Gracious, the Most Merciful,” “Praise be to God,” and “Peace be upon Prophet Moḥammad.” This section also includes a praise for followers of Prophet Moḥammad, “Who made sphere of prophecy an eternal rose garden through the holy light of their enjoyed manners in addition to making the Shari’a candle shined and and converting them to great flowers of service with their strong inspiration torchs.” The commentator then embarked on praising Qaside-i Khamriyya, mentioning that the men of ability became helpless in explaination of beauty, charm and freshness of unique expression richness and refined allegory blossoms of the eulogy and that reaching the shore of rhetoric could be possible through diving into the guided wisdom of sea. In fact, according to commentator, the men of literature should be aware of the difficulty of translating this unique eulogy into Turkish language. However, everyone should dive into the sea of insight as a knowledge diver, collect its share in pearls of utterance and in emeralds of wits, arrange and put them in the string of prose”. Therefore, he wrote the commentary about the eulogy as a service to humanity and as a contribution to his own stock of comfort in the present and afterlife as much as he could, no matter how little it could be, and named it Ṭarab-angiz. Like most commentators of Qaside-i Khamriyya, Meḥmed Said Efendi commented on only about 33 couplets of the eulogy which contained a total of 41 couplets, and did not cover couplets from 23 to 30 in his work. The commentator used couplet-by- couplet translation method and started with praising for Ibn-i Fārıḍ and his couplets. Then, he gives the Arabic originals of the couplets and starts commentary with the expressions such as “couplets of great intuition, imagery couplets, product of couplet,  enlightenment of couplet and concept of couplet.” In preface section of the work, the commentator, who usually quoted hadith texts in Arabic and poems, does not use them in his commentary. He only uses some lines of Arabic prayers and a quatrain of Molla Cāmi (d. 898 AH/1492 AD). This is a quatrain rubāi in Persian language meaning that “If you want no sorrow and no grief of the destiny, drink wine in a pub, because swirling of the goblet and worries of the world do not share the same place just as the tune and the sorrow do not coincide.” The lack of touching on the meaning of words, etymological structure and grammar rules in couplets makes it different from others, except the translation of Aḥmed Ṣāfi Bey.

___

  • Abdel-Maksoud, Belal. İbnü’l-Fâriz ve İsmail Ankaravî’nin Kasîde-i Hamriyye Şerhi. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, 2000.
  • Abdurrahman Câmî. Levâmi‘ ü Levâyih der-Şerh-i Kasîde-i Hamriyye-i İbn Fârız. Tahran: Menûçehrî, 1340.
  • Aclûnî. Keşfü’l-hafâ. Beyrût: el-Mektebetü’l-asriyye, 1427/2006.
  • Ak, Murat. “Ahmed Sâfî Bey’in Kasîde-i Hamriyye Tercümesi”. Turkish Studies 11/17 (Fall 2016): 131-150.
  • Akdağ, Ahmet. “Abdüsselâm b. Nu‘mân b. Halîl’in Kasîde-i Hamriyye Şerhi”. Sosyal Bilimler Dergisi The Journal of Social Science 4/15 (Ekim 2017): 465-500.
  • Baş, Derya. Seyyid Ahmed el-Bedevî Tarîkatı ve İstanbul’da Bedevîlik. İstanbul: Kitabevi Yayınları, 2008.
  • Dâvûd el-Kayserî. Aşk Şarabı ve Hayat Kasîde-i Hamriyye Şerhi. çev. Turan Koç - Mehmet Çetinkaya. İstanbul: İnsan Yayınları, 2015.
  • Deliktaş, Süleyman. Salahaddin-i Uşşâkî ve Kasîde-i Hamriyye Şerhi. Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, 1990.
  • Ebû Muhammed el-Harîrî. el-Makâmât. Beyrut: Matba‘atu’l-ma‘ârif, 1873.
  • Güllüce, Fatih. Mehmed Nâzım Paşa’nın “İbn Fâriz Tercümesi ve Şerhi” –Metin ve İnceleme-. Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, 2008.
  • İnce, Muhammet. İbnü’l-Fârız’ın Hamriyye Kasidesi’nin Arapça, Farsça ve Türkçe Şerhleri. Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi, 2018.
  • Karabulut, Halil. Tâhir Olgun’un Levâmi‘ Tercümesi (İnceleme-Metin). Yüksek Lisans Tezi, Trakya Üniversitesi, 2014.
  • Konur, Himmet. Kemâl Paşazâde’nin Kasîde-i Hamriyye Şerhi (Edisyon Kritik ve Tahlil). Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, 1992.
  • Kurt, Hüseyin. “Sa‘dîliğin Anadolu’ya Gelişi ve Bazı Sa‘dî Tekkeleri”. Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 10/13 (Ocak-Haziran 2004): 85-125.
  • Mehmed Saîd. Tarab-engîz. der-Saâdet: Mühendisiyân Matbaası, 1288/1871.
  • Mehmed Süreyya. Sicill-i Osmânî. haz. Nuri Akbayar. İstanbul: KB & TV Yayınları, 1308/1996.
  • Osmanzâde Hüseyin Vassâf. Sefîne-i Evliyâ. haz. Mehmet Akkuş - Ali Yılmaz. İstanbul: Kitabevi Yayınları, 2015.
  • Özköse, Kadir. “İstanbul Tasavvuf Kültüründe Bedeviyye’nin Yeri ve Üsküdar Bedevî Tekkeleri”. Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 16/1 (2012): 507-540.
  • Radıyyüddin es-Sağânî. el-Mevzûât. thk. Necm Abdurrahman Halef. Şam: Dâru’l-Me’mûn, 1405.
  • Saraç, Yekta. “Tasavvuf Edebiyatına Ait Temel Bir Metin ve Türk Edebiyatına Yansımaları”. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi 30 (2003): 445- 468.
  • Şemseddîn Sâmi. Kâmûsu’l-a‘lâm. İstanbul: Mihrân Matbaası, 1306.
  • Tanman, M. Baha. “Selimiye Tekkesi”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. 36: 438-439. İstanbul: TDV Yayınları, 2009.
  • Tek, Abdürrezzak. “Cumhuriyetin İlk Yıllarında Bir Şeyh Portresi: Üsküdarlı Balabanî Hasan Hüsnü Efendi ve Tasavvuf Anlayışı”. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 16/2 (2007): 155-168.
  • Yazar, Sadık. Anadolu Sahası Klâsik Türk Edebiyatında Tercüme ve Şerh Geleneği. Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi, 2011.
  • Yıldırım, Yusuf. “Abdülmecîd-i Sivasî’nin Manzum Kasîde-i Hamriyye Tercümesi”. İstem 13/25 (Ekim 2015): 151-175.
  • Yıldız, Alim. Geleneğin İzinde. İstanbul: Kitabevi Yayınları, 2013.
  • Yorgancıoğlu, Salim. Üsküdar Dergâhları. haz. Ahmet Yüksel Özemre. Üsküdar Belediyesi, 2004.
  • Yücer, H. Mahmut. “Selimiye Tekkesi Şeyhi Ali Behcet Efendi ve Risâle-i Ubeydiye-i Nakşibendiye’si”. Üsküdar Sempozyumu II Bildiriler (12-13 Mart 2004). ed. Zekeriya Kurşun v.dğr. 2: 74-99. İstanbul: Üsküdar Belediye Başkanlığı, 2005.
  • Zâkir Şükrü Efendi. “İstanbul Tekkeleri Silsile-i Meşâyihi I”. haz. Şinasi Akbatu. İslam Medeniyeti Mecmuası 4/4 (Haziran 1980): 51-96.