Hutbeyi Kılıçla Okumak

Hutbe, en temel manada, bir topluluğa hitaben nasihat amaçlı söylenen sözler anlamına gelmektedir. Hutbenin tarihsel kökenleri Cahiliye dönemine kadar uzanmaktadır. İslâmiyet’le birlikte cuma ve bayram namazlarının bir parçası/bölümü olarak dinî bir hüviyet kazanmıştır. Günümüzde daha çok bu anlamıyla bir ibadet terimi olarak kullanılmaktadır. Uygulandığı toplumların gündelik yaşantısında önemli bir yere sahip olan hutbe, başlangıcından itibaren bir takım temel kurallara bağlıdır. Müslüman toplumlardaki hutbe iradının kuralları Hz. Peygamber’in uygu-lamaları çerçevesinde gelişmiştir. Hz. Peygamber’in ağaç gibi yüksek bir yere çıkarak hutbe vermesi, İslam mimarisi içerisinde camilerde/mescitlerde bu amaca yönelik minberlerin tasarlanmasının önünü açmıştır. Yine Hz. Peygamber’in hutbe okurken elinde asa ve yay gibi bir nesne bulundurduğu rivayeti, Müslüman toplumlarında -özellikle fethedilen yerlerde güç göstergesi olarak- hatiplerin hutbeyi kılıç ile okuması geleneğinin oluşmasına neden olmuştur. Hatibin yüksek bir yere çıkarak, herhangi bir nesneye yaslanarak hutbe vermesi ve özellikle de hatibin kılıç ile minbere çıktığı manzara klasik Türk şiirinde de kendisine yer bulmuştur. Bu çalışmada kılıç ile minbere çıkan hatip hayalinin yansıdığı beyitlere bakmak esas amaç olmakla birlikte hatibin ağaç gibi yüksek bir yere çıkması, bir binek hayvanı üzerine çıkması veya bir nesneye dayanması gibi benzetme dünyası içinde çeşitli beyitlere konu olmuş ilginç örneklere de yer verilmiştir.

Annex to the Nabi Biography: The Place of Diyarbakır in the Life of Nâbî with the Occasion of the Proof of a Concept

The texts of classical Turkish literature are treasures that contain much valuable information belonging to our ancient culture and history, besides their literary identities. As these texts meet with today's readers, some ambiguous issues about the classical period are also clarified. For instance, thanks to new studies, it was necessary to add some information to the biography of the mighty Dîvân poet Nâbî. The present biographies do not contain significant information on the influence of Diyarbakir and the poets there in the education of Nâbî and the evolution of his poetic style. However, it is understood that Nâbî, who visited Diyarbakir periodically in his youth, gained serious experiences in this city about language music and poetry. In this study, Nabi's relationship with Diyarbakir will be touched on the basis of some new data. Then, the meaning of the poem will be reevaluated with the help of proofreading of the concept of “amed?” (= Âmid) in the publication of Divan.

___

  • Büyükakkaş, Ahmet (2016). Eski Anadolu Türkçesi Dönemine Ait Bir Mevlit Metni. Konya: Kömen Yayınları. Canpolat, Mustafa (1995). Mecmûatü'n-Nezâir, Metin-Dizin-Tıpkıbasım. Ankara: TDK Yay. Ergun, S. Nüzhet (1945). Türk Şairleri. C. II. 554-555. İstanbul: Bozkurt Matbaası.İzbudak, Veled Çelebi (1936). Atalar Sözü, Ankara: TDK Yay.Karacan, Turgut (1991). Bosnalı Alaeddin Sâbit Divanı. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi Yay. Kaya, Mahmut (1998). “Hitabet”. İslâm Ansiklopesi C. 18. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yay. s.158Mermer, Ahmet (1997). Karamanlı Aynî ve Dîvânı. İstanbul: Akçağ Yay. Özyıldırım, Ali Emre(2007). Hamdullah Hamdi Divanı. Ankara: Kültür Bakanlığı E-Kitap. https://ekitap.ktb.gov.tr/TR-78375/hamdullah-hamdi-divani.html [Erişim Tarihi: 22.11.2019]