Kargı Hanı Kıble Duvarı

The Kıble Wall of the Kargı Hanı

Sultan II. Gıyaseddin Keyhüsrev dönemine (1237-46) tarihlenen Kargı Hanı, Manavgat'ın iç kısmında, Toros Dağları üzerinden kıyısında Kubadabad Sarayı'nm yer aldığı Beyşehir Gölü'ne giden kervan yolu üzerindedir. Kabayonu kayrak taşından inşa edilen iç duvarlar, Selçuklu hanlarında pek görülmeyen ve bu hana özgü şekilde beyaz sıvalıdır.Hanın köşe odalarından biri mihrap içermesi nedeniyle mescit olarak tanımlanmıştır. Bu yazıda, adı geçen mescidin kıble duvarı üzerindeki sıvaya kazınmış grafitilere dikkat çekilmektedir; sağ üst köşesinde Kûfi hatlı bir Besmele içeren bu duvar çok özgün grafitilere sahiptir. Yazar, bu kıble duvarı üzerinde görülen grafitilerin esas olarak Selçuklu veya Beylikler Dönemi'ne ait olduğunu, "din-dışı öneme sahip" bu grafitilerin önemli olduğunu, hiçbir grafiti bulunmayan mihrabın ise "kıble duvarındaki tek gerçek İslami mekân olduğunu" öne sürmektedir. Ayrıca bazı hayvan figürlü grafitilerin mihrabın iki yanında alçak seviyede yapıldığı ve mescitte ibadet sırasında cemaatin görme alanına girdiği belirtilmektedir.Kıble duvarında görülen grafitiler iki ana gruba ayrılabilir: hayvan betimleri ve sembolik betimler. Betimlenen hayvanlar Toroslarda yaşayan ve doğada olduğu gibi tek başına karaca ve kızıl geyik gibi yaban geyikleri ile toplu halde gezen dağ keçileridir. Geyik ve keçi gibi yaban hayvanlarının betimlendiği grafitilerin, onları avda yakalayıp öldürmeden önce ruhlarına "sahip olmak" amacıyla bu mescitte gerçekleştirilen sempatik bir sihir ritüelinin parçası olduğu öne sürülmektedir. Bu betimlerde öyküleyici hiçbir unsur ya da av sahnesi bulunmuyor. Ayrıca grafitiler arasında komik derecede karikatürize edilmiş iki insan figürü de yer alıyor - bir çoban ve bir yün eğirici gibi pastoral etkinliklerle ilgilenen bu iki figürün yanı sıra bir de tek direkli bir yelkenli betimi dikkat çekiyor.Sembolik grafitiler iki ana tipe sahiptir - oklar ve yıldızlar, ama S ve Z biçimli motiflerin yanı sıra çengelli eşkenar dörtgen gibi 12. yy. ve sonrası göçebe dokumalarında yaygın görülen ve 14. ve 15. yy.'larda Osmanlı Devleti'nin düşmanları Bizanslılar tarafından mücevherleri üzerine kopyalanacak kadar önemli olan motifler yer alır.Oklara benzeyen grafitiler Kargı Hanı'nda bilinen yukarı bakan Y-benzeri duvar ustası işaretlerine benzemektedir. Ok motifi Kınık, Salur ve Çepni boylarının tamgaları olarak da bilinir ancak bu Türk boylarının Antalya civarında bulunduğuna dair herhangi bir tarihsel veri bulunmamaktadır. Dolayısıyla yukarı bakan ok biçimli grafitiler boy sembolleriyle ilgili olmayıp 12.-15. yy arasına tarihlenen madeni eserler ve Erzurum Çifte Minareli Medresede ve diğer Selçuklu Dönemi oymalarında görülen aynı motiflerle ilgili olmalıdır. Yay ve ok gibi İslamiyet öncesi veya dışı aşiret ve saray güç sembolü olan topuz motifleri de görülüyor.Yıldız biçimli grafitiler de iki tiptedir: ilk olarak uçları üçgenler oluşturacak şekilde çizilen haç biçimli yıldızların benzerleri Aspendos Tiyatrosu'ndan gelen Selçuklu çinilerinde görülür. Bunlar birbiriyle bağlanan dört yay motifinden oluşur ki, egemenliğin İslamiyet öncesi bir sembolüdür. İkinci tip ise üç adet özenli işlenmiş Süleyman Mührü (Davut Yıldızı) motifidir. Bu motifin sihir ve büyü amaçlı kullanıldığı ve bir sihir sembolü olduğu bilinmektedir. Süleyman mührü motifinin iki örneği, bu duvarda yer alan grafitiler içinde profesyonel denilebilecek ustalıkta işlenmiş olup profesyonel bir büyücü veya sihirle uğraşan bir kişi tarafından yapılmış olmalıdır; hatta, bu duvardaki Kûfi hatlı Besmele ile de ilgili olabilir.Kargı Hanı'nın bu kıble duvarındaki grafitiler, Türkmen boylarınca kullanılan İslamiyet öncesi ve dışı güç sembollerinin İslam dinine ilintilendirilmesi açısından, Ortaçağ Anadolusu'ndaki kültür ve inanç yelpazesinin zenginliğini artıran unsurlar olarak önem taşımaktadır.

___