Ömer Seyfettin’in Hikâyelerinde Yanlış Batılılaşmanın Kadın-Erkek İlişkilerine Yansımaları

1884-1920 yılları arasında yaşayan Ömer Seyfettin, Türk hikâyesinin önemli yapı taşlarından biridir. Şiir ve nesir alanında eserleri yanında daha çok yazın hayatında kısa hikâyeleri ile bilinen yazar, askerlik görevinden istifa ederek kendini tamamen yazmaya adamıştır. Genellikle güncel olaylardan beslenen hikâyelerinde fikirleri çerçevesinde Türk toplumunu yansıtmada başarılı olmuştur. Türk toplumunun içinde bulunduğu durumu, yaşadığı değişimleri öncesi ve sonrasıyla karşılaştırmalı incelemiştir. Doğu ve Batı kültürüne vakıf olarak fikri ve kültürel çelişkileri bizzat yaşayan bir düşünce insanıdır. Türk tarihinin belki de en karışık ve değişimlere açık olan döneminde yaşayan, kısacık hayatının büyük bölümünde asker olarak görev yapan, politik değişimlere ve çekilen sıkıntılara bilfiil şahit olan Ömer Seyfettin aynı zamanda bir fikir insanı olarak hikâyelerini sosyal fikirlerinin topluma yayılması için bir mecra olarak kullanmıştır. Özellikle II. Meşrutiyet sonrası yazdığı hikâyelerinde kadın-erkek ilişkileri, evlilik ve aşk gibi toplum hayatının önemli kavramlarına yer vermiş ve söz konusu kavramlar çerçevesinde Türk toplumunun içinde bulunduğu durumu, yaşadığı değişimleri öncesi ve sonrasıyla irdelemiştir. Osmanlı Devleti’nin son yıllarında devletin ve toplumun içinde bulunduğu çalkantılı dönemde batı ile karşılaşmada yaşadığı bocalamayı hikâyelerinde işlemiştir. Evliliğin aşamaları, kadın-erkek ilişkileri ve batılılaşma etrafında toplumda gözlemlediği yozlaşmalar hikâyelerde kendilerine yer bulur. Bu doğrultuda Ömer Seyfettin’in söz konusu hikâyelerinde mezkûr meseleler incelenecek yazarın topluma dair yer yer mizahi bir üslupla gündeme getirdiği eleştirileri, metinlerden örneklerle irdelenecektir.

The Reflectıons of the Wrong Westernization to Women-Men Relations on the Stories of Omer Seyfettin

Ömer Seyfettin, who lived between 1884 and 1920, is an important step in the Turkish story. Although he has works in the field of poetry and prose, he is known mostly for his short stories in literary life, and he is fully committed to writing himself by resigning from his military service. He has succeeded in reflecting the Turkish society within the framework of his ideas in his stories, which are generally fed from current events. Ömer Seyfettin, who lived in the most complicated and open to changes in Turkish history, served as a soldier for most of his short life, and witnessed political changes and suffering, especially II. In his stories that he wrote after the Constitutional Monarchy, he included important concepts of social life such as male-female relations, marriage and love and examined the situation of Turkish society within the framework of these concepts before and after. In his turbulent times in the last years of the Ottoman Empire, the state and society experienced the confrontation he faced in encountering the west. The degeneration observed in the society around the stages of marriage, female-male relations and westernization find their place in the stories. Accordingly, the criticisms that are mentioned in Ömer Seyfettin's stories will be examined with examples from the texts.

___

  • Bektaş, M. (2019), “Ömer Seyfettin’in Hikayelerinde Aile ve Toplumsal Cinsiyet”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, On Dokuz Mayıs Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kadın Ve Aile Araştırmaları Anabilim Dalı.
  • Budak, A. (2008), Batılılaşma ve Türk Edebiyatı, Kitabevi Yayınları.
  • Enginün, İ. (2007), Yeni Türk Edebiyatı Araştırmaları, 6. Baskı, Dergâh Yayınları.
  • Kaplan, M. (2006), Türk Edebiyatı Üzerine Araştırmaları, 7. Baskı, Dergâh Yayınları.
  • Seyfettin, Ö. (2019), Bütün Hikâyeleri, (Haz. Nazım Hikmet Polat), 3.Baskı, Yapı Kredi Yayınları.