Aile kurumu hakkındaki literatüre baktığımızda; aile kurumunun toplumun temeli olduğu, ailenin en eski ve köklü toplumsal kurumlardan biri olduğu tarzındaki aile kurumunu olumlayıcı ya da kadınlara ve çocuklara baskı uygulayan, ataerkil cinsiyet ayrımcı uygulamalara zemin oluşturan bir kurum olduğu tarzındaki eleştirel yargılara rastlamak oldukça sık rastlanan yaklaşımlardır. Aile, toplumsal yapıyı meydana getiren en temel kurumlardan biridir. Aile kurumunun gerek birey gerekse toplum açısından pek çok işlevi yerine getirdiği bilinmektedir. Aile, bireylerin ekonomik, cinsel ve psikolojik ihtiyaçlarını doyuma ulaştıran, toplumun değerler sisteminin yeni kuşaklara aktarılmasını, insan neslinin ve medeniyetin devamının sağlayan önemli bir kurumdur. Ancak aynı aile pek çok bireysel ve toplumsal soruna da kaynaklık teşkil edebilmektedir. Diğer kurumlarda olduğu gibi ailede de işler yolunda gitmediğinde, pek çok sorun ortaya çıkabilmektedir. Bu durumda aile olumlu işlevlerinden sıyrılıp olumsuz bir kimliğe bürünebilmekte, üyelerine hayatı zehir edebilmektedir. Ailede görülen sorunların en önde gelenlerinden biri aile içi şiddet olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada, aile içi şiddetin ortaya çıkmasında pek çok başka etkenin yanında önemli bir faktör olarak ortaya çıkan kültürel dinamikler inceleme konusu yapılmıştır. Çalışmada, bireylerin kültürel özelliklerinin ve cinsiyet ayrımcı uygulamaların, eşlerin birbirlerine ve diğer aile fertlerine karşı olan şiddet içerikli davranışlarına yaptığı etkinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Toplumsal örüntülerin ortaya çıkardığı kültürel temelli cinsiyetçi ayrımlar aile içi psikolojik, sözel, fiziksel, ekonomik ve cinsel şiddetin ortaya çıkmasında önemli bir faktör olabilmektedir. Bu çalışmada, aile içi şiddetin meşrulaştırılmasında kültürel unsurların nasıl fonksiyonel bir işlev gördüğü ortaya konulmaya çalışılmıştır

When we look atthe literature on the institution of the family; institution of the familyfoundation of societyisthe family'soldest and most established social institutions. However to be one of style family institution affirmative or women and children who oppressed, patriarchal gender discriminatory practices make up ground is an institution-style critical judgment to come across fairly common approaches. The family has its own importance due to its functions on its members’ achieving economic sexual and psychological achievements in addition to transferring the society’s values to the new generations and providing continuity of human kind and civilization. In this case, the family may have been severed its favorable functions then, wrap itself up into imperious unit, and then leads its members a dance. One of these cases is usually ends up with the in-family violence. In this study, cultural dynamics as a major factor in family violence in addition to several others will be the primary subject. It is aimed here to determine the impacts of individuals’ cultural characteristics and sexual discrimination patterns on the spouses’ violent behaviors both to each other and to its members. The discriminations based on the culture that has been caused by social patterns have been important factor revealing the psychological, verbal, physical, economic, and sexual violence within the family. In this study, it is aimed to expose how the cultural constituents have been functioning in legitimizing the in-family violence