1980 SONRASI TÜRK ÖYKÜCÜLÜĞÜNDE CEMİL KAVUKÇU VE TEMMUZ SUÇLU ADLI ÖYKÜ KİTABININ TUTUNAMAYAN KARAKTERLERİNDE KİMLİK BUNALIMI

Türk edebiyatında öykü alanındaki ilk eserler, toplumun Batılı çizgide bir yenileşme sürecine girdiği Tanzimat döneminde verilmeye başlanır. Hayatın her alanında kendini hissettiren modernleşme süreci, toplumun ve bireyin yaşamındaki değişimin etkilerini ve sonuçlarını konu edinen çağdaş "kısa öykü"nün doğuşunda önemli bir rol oynamıştır. Türkiye'de 1980 sonrası dönemde olaydan çok bir anı, bir durumu aksettiren öykülere ilgi artmıştır. Türün en başarılı örneklerini ortaya koyanlardan biri olan Cemil Kavukçu, özellikle 1990'lı yıllarda edebiyat çevresinde önemli bir yer edinmiştir. Büyük ölçüde yazıldığı dönemin izlerini taşıyan öykülerin dokusuna kentlinin ve taşralının modernlik karşısındaki tavrı işlenmiştir. Kavukçu'nun öyküleri, onu doğuran dönemin koşullarının aktarımıyla biçimlenmiştir. Erkek kahraman odaklı bu öykülerin merkez sorunsalı, siyasi çatışmaların ve derin bir ekonomik buhranın hâkim olduğu ortamda tutunamayan bireylerin kimlik bunalımıdır. Öykülerde duygu ve düşünce aktarımını sağlayan kişiler arası iletişim yoluyla sosyolojik ve psikolojik veriler ağırlık kazanır. Kavukçu'nun romanları ve diğer öykü eserlerinin yanında Temmuz Suçlu(1990) adlı kitabı, yazıldığı dönemin genel koşullarına ışık tutan 19 öyküden oluşur. Yalnızlık, geçim sıkıntısı, korku, bohem hayat tarzı; gerçeklerden, kalabalık kent ortamından ve toplumdan kaçış, bu öykülerin tematik özünü oluşturur. Öykülerde öne çıkan kişiler arasında kadınlar ve idealist tipler azdır. Genellikle dönemin kötü koşullarından ileri düzeyde etkilenmiş, ruhsal dünyaları çökmüş genç ve orta yaşlardaki mutsuz erkekler öne çıkar. Kişi kadrosunda bohem tipler, maceraperest, asi ve dejenere tipler, serseri tipler, bedbin ve korkak tipler gibi dikkat çeken bunalımlı insanlar yer alır. Öyküler, bu insanların iç dünyalarına, kimlik bunalımını yaratan koşullara ve yaşadıkları çekilmez hayatla ilgili duygu ve düşüncelerine ayna tutar. Yazar, eser, dönem ilişkisi bağlamında bir inceleme metodunu esas alan bu çalışmada toplumsal değişimin etkisindeki bireyin kimlik bunalımı merkeze alınmıştır

CEMİL KAVUKÇU IN TURKISHSTORYTELLING AFTER 1980 AND IDENTITY CRISIS OF THE DISCONNECTED CHARACTERS IN HIS STORY COLLECTION TEMMUZ SUÇLU

The first story examples in Turkish literature appear in Tanzimat period, when the society undergoes a process of Western modernization. The modernization process becoming effective in every area of life has played an important role in the emergence of the contemporary “short story” which deals with the effects and consequences of the changes in the lives of the individual and the society. After 1980 in Turkey, there increased a great interest in stories that reflected an memory or a plot rather than an action. As the leading figure to create the finest examples of the genre, Cemil Kavukçu secured his prominence in literature. Mostly dealing with the conditions of the period, the stories adress the attitudes of the urbanite and countryman towards the modernity. Kavukçu’s stories are formed by narrating the conditions of the period they were written in. The central question of these malecharacter based stores is the identity crisis of the individuals who are unable to hold on to life dominated by political conflicts and deep economical depression. Sociological and psychological data become important through interpersonal communication which supplies emotion and thought transfers in stories. Besides his novels and other story collections, Kavukçu’s Temmuz Suçlu(1990) consists of 19 noteworthy stories. Loneliness, lack of livelihood, fear, bohemian lifestyle; escape from reality, crowded urban environment, and society are the main themes of the stories. Heroins and idealistic characters are few. On the contrary, unhappy young and middle-aged men who are depressed, and badly affected by the poor conditions of the period are more common. Among the characters, bohemian, adventurous, rebellious, degenerate, bum, funky, and pessimistic ones stand out. These stories mirror these people’s feelings and thoughts about their inner worlds, unbearable lives, and identity crisis caused by the conditions. In this article, which has been based on a research method that preceeds the author, the work, and the period, the identity crisis of the individual who has been affected by the social transformations has been studied

___

  • ANDAÇ, Feridun (1996). “1980‟lerin Sonunda Öykücülüğümüzün Genel Görünümü 1”, Hürriyet Gösteri, S.117, s.60–62, Ġstanbul.
  • BEZİRCİ, Asım, (2003), 1950 Sonrasında Hikayelerimiz, Evrensel Basım Yay., Ġst.
  • BİLGİN, Tamer K. (1989). “Cemil Kavukçu‟nun Öyküleri”. Yazıt , S 12, s.24-26.
  • BLODGETT, Harold (1996). “Kısa Öykü Teknigi”, Adam Öykü, S. 2, s. 58–83, Ġstanbul.
  • DEMİR, Hivren (2001) Cemil Kavukçu Öykücülüğünde Kent, Taşra Ve Modernlik, Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü, YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi,Ankara.
  • FROMM, Erich (1982), Psikanalizin Bunalımı (Çev. Bedirhan Üstün-Cengiz Güleç) Dost Yay.,Ġstanbul.
  • FROMM, Erich (1984), İnsandaki Yıkıcılığın Kökenleri (Çev. Sükrü Alpagut), Panel Yay.,Ġstanbul.
  • FROSH, Stephen (1996). “Toplumsal Bir YaĢantı Olarak Kimlik Bunalımı”. Çev. Ġskender SavaĢır.Defter, S. 26 , s. 40-57.
  • GİDDENS, Anthony (1998). Modernliğin Sonuçları. (Çev. Ersin KuĢdil.Ġstanbul: Ayrıntı Yay).
  • GÜMÜŞ, Semih (1999). Öykünün Bahçesi, Adam Yayınları, Ġstanbul.
  • İLERİ, Selim (1975). “Türk Öykücülüğünün Genel Çizgileri”. Türk Dili, S.286, s. 2-29.
  • JUSDANĠS, Gregory (1998). Gecikmiş Modernlik ve Estetik Kültür: Milli Edebiyatın İcat Edilişi.(Çev. Tuncay Birkan. Ġstanbul: Metis Yayınları, s. 9-17.)
  • KAPLAN, Mehmet (1991). Türk Edebiyatı Üzerine Araştırmalar 3 / Tip Tahlilleri, 2. Bsk., DergâhYayınları, Ġstanbul.