Amaç: Bu çalışmada, koroner arter bypass greftleme (KABG) ameliyatı sonrası gelişen hiperlaktatemi ile ilişkili risk faktörlerin belirlendi ve hiperlaktateminin mortalite ve morbidite üzerindeki etkileri analiz edildi.Çalışma planı: Elektif KABG ameliyatı geçiren ardışık 482 hasta ileriye dönük olarak çalışmaya alındı ve iki gruba ayrıldı: Grup 1, yoğun bakım ünitesi (YBÜ)'ndeki ilk ölçümde kan laktat düzeyi yüksek olan 260 hasta (>3.5 mmol/l); grup 2, kan laktat düzeyi normal olan 222 hasta (<3.5 mmol/l). Kardiyopulmoner bypass (KPB) ve kros klemp (KK) süresi, hiperglisemi (kan glukoz düzeyi >140 mg/dL), KPB süresince hemodinamik instabilite varlığı ve vasopressör gereksinimi, üç saatten daha uzun süre inotropik ajan kullanımı, YBÜ'de beş farklı zaman noktasında değerlendirilen ısı ve laktat değişimleri ölçüldü. Ameliyat sonrası nörolojik, infeksiyöz ve renal komplikasyonlar, mekanik ventilasyon ve YBÜ'de k alış süreleri kaydedildi.Bulgular: Ameliyat sırasında uzun KPB ve KK süreleriyle hemodinamik instabilitesi olan hastaların kan laktat düzeylerinin anlamlı ölçüde daha yüksek olduğu saptandı. Ameliyat sonrasında glukoz düzeyleri yüksek ve inotropik ajan gereksinimi fazla olan hastalarda, laktat düzeyleri de daha yüksek idi. Grup 1'deki hastaların ekstübasyon ve YBÜ'de kalış süreleri daha uzundu. Kan laktat düzeyleri ile mortalite ve morbidite arasında anlamlı bir bağıntı vardı (p<0.01).Sonuç: Hastalar YBÜ'ye transfer edildiğinde ilk ölçülen kan laktat düzeyinin 3.5 mmol/l'nin üzerinde olması kötü bir prognostik göstergedir. Seri laktat takipleri, mortalite ve morbidite gelişmesi riski yüksek olan hastaların belirlenmesine ve gerekli önlemlerin alınmasına olanak sağlayabilir.
Background: This study aims to determine the risk factors for hyperlactatemia developing after coronary artery bypass grafting (CABG) surgery and to analyze its effect on mortality and the morbidity.Methods: Four-hundred and eighty-two consecutive patients who had undergone elective CABG were prospectively included in the study and divided into two groups: group 1 (n=260), patients who had high blood lactate levels in the first measurement (>3.5 mmol/l) in the intensive care unit (ICU); group 2 (n=222), patients who had normal blood lactate levels (<3.5 mmol/l). The duration of cardiopulmonary bypass (CPB) and cross-clamping (CC), hyperglycemia (blood glucose level >140 mg/dL), the presence of hemodynamic instability and requirement for vasopressors during CPB, inotropic agent administration for more than three hours and the temperature and lactate changes at five different time points during ICU stay were measured. Postoperative neurologic, infectious and renal complications and the durations of ICU stay and mechanical ventilation were recorded.Results: The blood lactate levels were found significantly higher in patients with longer CPB and CC durations and peroperative hemodynamic instability. Postoperatively, the patients who had high glucose levels and high inotropic agent needs also had higher lactate levels. The patients in group 1 had longer extubation times and ICU stays. There was a significant correlation between blood lactate levels and mortality and morbidity (p<0.01).Conclusion: Having an initial blood lactate concentration higher than 3.5 mmol/l after being transferred to ICU is a bad prognostic indicator. Serial lactate measurements may allow for detection of patients with high risk of developing mortality and morbidity and taking the necessary preventive measures. "> [PDF] Hyperlactatemia after coronary artery bypass surgery: risk factors and effect on mortality | [PDF] Koroner arter bypass cerrahisi sonrası hiperlaktatemi: Risk faktörleri ve mortalite ilişkisi Amaç: Bu çalışmada, koroner arter bypass greftleme (KABG) ameliyatı sonrası gelişen hiperlaktatemi ile ilişkili risk faktörlerin belirlendi ve hiperlaktateminin mortalite ve morbidite üzerindeki etkileri analiz edildi.Çalışma planı: Elektif KABG ameliyatı geçiren ardışık 482 hasta ileriye dönük olarak çalışmaya alındı ve iki gruba ayrıldı: Grup 1, yoğun bakım ünitesi (YBÜ)'ndeki ilk ölçümde kan laktat düzeyi yüksek olan 260 hasta (>3.5 mmol/l); grup 2, kan laktat düzeyi normal olan 222 hasta (<3.5 mmol/l). Kardiyopulmoner bypass (KPB) ve kros klemp (KK) süresi, hiperglisemi (kan glukoz düzeyi >140 mg/dL), KPB süresince hemodinamik instabilite varlığı ve vasopressör gereksinimi, üç saatten daha uzun süre inotropik ajan kullanımı, YBÜ'de beş farklı zaman noktasında değerlendirilen ısı ve laktat değişimleri ölçüldü. Ameliyat sonrası nörolojik, infeksiyöz ve renal komplikasyonlar, mekanik ventilasyon ve YBÜ'de k alış süreleri kaydedildi.Bulgular: Ameliyat sırasında uzun KPB ve KK süreleriyle hemodinamik instabilitesi olan hastaların kan laktat düzeylerinin anlamlı ölçüde daha yüksek olduğu saptandı. Ameliyat sonrasında glukoz düzeyleri yüksek ve inotropik ajan gereksinimi fazla olan hastalarda, laktat düzeyleri de daha yüksek idi. Grup 1'deki hastaların ekstübasyon ve YBÜ'de kalış süreleri daha uzundu. Kan laktat düzeyleri ile mortalite ve morbidite arasında anlamlı bir bağıntı vardı (p<0.01).Sonuç: Hastalar YBÜ'ye transfer edildiğinde ilk ölçülen kan laktat düzeyinin 3.5 mmol/l'nin üzerinde olması kötü bir prognostik göstergedir. Seri laktat takipleri, mortalite ve morbidite gelişmesi riski yüksek olan hastaların belirlenmesine ve gerekli önlemlerin alınmasına olanak sağlayabilir. "> Amaç: Bu çalışmada, koroner arter bypass greftleme (KABG) ameliyatı sonrası gelişen hiperlaktatemi ile ilişkili risk faktörlerin belirlendi ve hiperlaktateminin mortalite ve morbidite üzerindeki etkileri analiz edildi.Çalışma planı: Elektif KABG ameliyatı geçiren ardışık 482 hasta ileriye dönük olarak çalışmaya alındı ve iki gruba ayrıldı: Grup 1, yoğun bakım ünitesi (YBÜ)'ndeki ilk ölçümde kan laktat düzeyi yüksek olan 260 hasta (>3.5 mmol/l); grup 2, kan laktat düzeyi normal olan 222 hasta (<3.5 mmol/l). Kardiyopulmoner bypass (KPB) ve kros klemp (KK) süresi, hiperglisemi (kan glukoz düzeyi >140 mg/dL), KPB süresince hemodinamik instabilite varlığı ve vasopressör gereksinimi, üç saatten daha uzun süre inotropik ajan kullanımı, YBÜ'de beş farklı zaman noktasında değerlendirilen ısı ve laktat değişimleri ölçüldü. Ameliyat sonrası nörolojik, infeksiyöz ve renal komplikasyonlar, mekanik ventilasyon ve YBÜ'de k alış süreleri kaydedildi.Bulgular: Ameliyat sırasında uzun KPB ve KK süreleriyle hemodinamik instabilitesi olan hastaların kan laktat düzeylerinin anlamlı ölçüde daha yüksek olduğu saptandı. Ameliyat sonrasında glukoz düzeyleri yüksek ve inotropik ajan gereksinimi fazla olan hastalarda, laktat düzeyleri de daha yüksek idi. Grup 1'deki hastaların ekstübasyon ve YBÜ'de kalış süreleri daha uzundu. Kan laktat düzeyleri ile mortalite ve morbidite arasında anlamlı bir bağıntı vardı (p<0.01).Sonuç: Hastalar YBÜ'ye transfer edildiğinde ilk ölçülen kan laktat düzeyinin 3.5 mmol/l'nin üzerinde olması kötü bir prognostik göstergedir. Seri laktat takipleri, mortalite ve morbidite gelişmesi riski yüksek olan hastaların belirlenmesine ve gerekli önlemlerin alınmasına olanak sağlayabilir.
Background: This study aims to determine the risk factors for hyperlactatemia developing after coronary artery bypass grafting (CABG) surgery and to analyze its effect on mortality and the morbidity.Methods: Four-hundred and eighty-two consecutive patients who had undergone elective CABG were prospectively included in the study and divided into two groups: group 1 (n=260), patients who had high blood lactate levels in the first measurement (>3.5 mmol/l) in the intensive care unit (ICU); group 2 (n=222), patients who had normal blood lactate levels (<3.5 mmol/l). The duration of cardiopulmonary bypass (CPB) and cross-clamping (CC), hyperglycemia (blood glucose level >140 mg/dL), the presence of hemodynamic instability and requirement for vasopressors during CPB, inotropic agent administration for more than three hours and the temperature and lactate changes at five different time points during ICU stay were measured. Postoperative neurologic, infectious and renal complications and the durations of ICU stay and mechanical ventilation were recorded.Results: The blood lactate levels were found significantly higher in patients with longer CPB and CC durations and peroperative hemodynamic instability. Postoperatively, the patients who had high glucose levels and high inotropic agent needs also had higher lactate levels. The patients in group 1 had longer extubation times and ICU stays. There was a significant correlation between blood lactate levels and mortality and morbidity (p<0.01).Conclusion: Having an initial blood lactate concentration higher than 3.5 mmol/l after being transferred to ICU is a bad prognostic indicator. Serial lactate measurements may allow for detection of patients with high risk of developing mortality and morbidity and taking the necessary preventive measures. ">

Hyperlactatemia after coronary artery bypass surgery: risk factors and effect on mortality

Amaç: Bu çalışmada, koroner arter bypass greftleme (KABG) ameliyatı sonrası gelişen hiperlaktatemi ile ilişkili risk faktörlerin belirlendi ve hiperlaktateminin mortalite ve morbidite üzerindeki etkileri analiz edildi.Çalışma planı: Elektif KABG ameliyatı geçiren ardışık 482 hasta ileriye dönük olarak çalışmaya alındı ve iki gruba ayrıldı: Grup 1, yoğun bakım ünitesi (YBÜ)'ndeki ilk ölçümde kan laktat düzeyi yüksek olan 260 hasta (>3.5 mmol/l); grup 2, kan laktat düzeyi normal olan 222 hasta (140 mg/dL), KPB süresince hemodinamik instabilite varlığı ve vasopressör gereksinimi, üç saatten daha uzun süre inotropik ajan kullanımı, YBÜ'de beş farklı zaman noktasında değerlendirilen ısı ve laktat değişimleri ölçüldü. Ameliyat sonrası nörolojik, infeksiyöz ve renal komplikasyonlar, mekanik ventilasyon ve YBÜ'de k alış süreleri kaydedildi.Bulgular: Ameliyat sırasında uzun KPB ve KK süreleriyle hemodinamik instabilitesi olan hastaların kan laktat düzeylerinin anlamlı ölçüde daha yüksek olduğu saptandı. Ameliyat sonrasında glukoz düzeyleri yüksek ve inotropik ajan gereksinimi fazla olan hastalarda, laktat düzeyleri de daha yüksek idi. Grup 1'deki hastaların ekstübasyon ve YBÜ'de kalış süreleri daha uzundu. Kan laktat düzeyleri ile mortalite ve morbidite arasında anlamlı bir bağıntı vardı (p

Koroner arter bypass cerrahisi sonrası hiperlaktatemi: Risk faktörleri ve mortalite ilişkisi

Background: This study aims to determine the risk factors for hyperlactatemia developing after coronary artery bypass grafting (CABG) surgery and to analyze its effect on mortality and the morbidity.Methods: Four-hundred and eighty-two consecutive patients who had undergone elective CABG were prospectively included in the study and divided into two groups: group 1 (n=260), patients who had high blood lactate levels in the first measurement (>3.5 mmol/l) in the intensive care unit (ICU); group 2 (n=222), patients who had normal blood lactate levels (140 mg/dL), the presence of hemodynamic instability and requirement for vasopressors during CPB, inotropic agent administration for more than three hours and the temperature and lactate changes at five different time points during ICU stay were measured. Postoperative neurologic, infectious and renal complications and the durations of ICU stay and mechanical ventilation were recorded.Results: The blood lactate levels were found significantly higher in patients with longer CPB and CC durations and peroperative hemodynamic instability. Postoperatively, the patients who had high glucose levels and high inotropic agent needs also had higher lactate levels. The patients in group 1 had longer extubation times and ICU stays. There was a significant correlation between blood lactate levels and mortality and morbidity (p

___

  • 1) Landow L. Splancnic lactate production in cardiac surgery patients. Crit Care Med Crit Care Med 1993;21(2 Suppl):S84-91.
  • 2) Raper RF, Cameron G, Walker D, Bowey CJ. Type B lactic acidosis following cardiopulmonary bypass. Crit Care Med. 1997;25:46-51.
  • 3) Boldt RF, Cameron G, Walker D, Bowey CJ. Type B lactic acidosis after cardiac surgery:sign of perfusion deficit. J Cardiothorac Vasc Anesth 1999;13:220-4.
  • 4) Totaro RJ, Raper RF. Epinephrine-induced lactic acidosis following cardiopulmonary bypass. Crit Care Med 1997;25:1693-9.
  • 5) Parsapour K, Pullela R, Raff G, Pretzlaff R. Type B lactic acidosis and insulin-resistant hyperglycemia in an adolescent following cardiac surgery. Pediatr Crit Care Med. 2008;9:e6-9.
  • 6) Demers P, Elkouri S, Martineau R, Couturier A, Cartier R. Outcome with high blood lactate levels during cardiopulmonary bypass in adult cardiac operation. Ann Thorac Surg 2000;70:2082-6.
  • 7) Inoue S, Kuro M, Furuya H. What factors are associated with hyperlactatemia after cardiac surgery characterized by well-maintained oxygen delivery and a normal postoperative course? A retrospective study. Eur J Anaesthesiol 2001; 18:576-84.
  • 8) Ranucci M, Romitti F, Isgro, Cotza M, Brozzi S, Boncilli A, et al. Oxygen delivery during cardiopulmonary bypass and acute renal failure after coronary operations. Ann Thorac Surg 2005;80:2213-20.
  • 9) Jakob SM, Ensinger H, Takala J. Metabolic changes after cardiac surgery. Curr Opin Clin Nutr Metab Care 2001;4:149-55.
  • 10) Ranucci M, De Toffol B, Isgrò G, Romitti F, Conti D, Vicentini M. Hyperlactatemia during cardiopulmonary bypass: determinants and impact on postoperative outcome. Crit Care 2006;10:R167.
  • 11) Madias NE, Goorno WE, Herson S. Severe lactic acidosis as a presenting feature of pheochromocytoma. Am J Kidney Dis 1987;10:250-3.
  • 12) Rizza RA, Cryer PE, Haymond MW, Gerich JE. Adrenergic mechanisms for the effects of epinephrine on glucose production and clearance in man. J Clin Invest 1980;65:682-9.
  • 13) Manthous CA. Lactic acidosis in status asthmaticus: three cases and review of the literature. Chest 2001;119:1599-602.
  • 14) Caruso M, Orszulak TA, Miles JM. Lactic acidosis and insulin resistance associated with epinephrine administration in a patient with non-insulin dependent diabetes mellitus. Arch Intern Med 1987;147:1422-4.
Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi-Cover
  • ISSN: 1301-5680
  • Yayın Aralığı: Yılda 4 Sayı
  • Başlangıç: 1991
  • Yayıncı: Bayçınar Tıbbi Yayıncılık
Sayıdaki Diğer Makaleler

Does opening the pleura during internal mammary artery harvesting decrease the risk of tamponade?

Kemal UZUN, Adil POLAT, Esat AKINCI, Cenk TATAROĞLU, Ali Rıza CENAL, Hayrettin TEKÜMİT

Sol karotid-subklavyan bypass ve eş zamanlı aynı taraf karotid endarterektomi uygulaması

Şenol GÜLMEN, Ahmet ÖCAL, Oktay PEKER, İlker KİRİK, Erkan KURALAY

Ascending aortic aneurysm and supravalvular aortic membrane in a case with Marfan's syndrome and Hodgkin lymphoma diagnosed in the postoperative period

Bilgehan ERKUT, Azman ATEŞ, İbrahim YEKELER, Yekta GÜRLERTOP

The control of a reconstructed pulmonary valve with a pericardial patch using multislice computed tomography

Emir CANTÜRK, Cengiz EROL, Caner ARSLAN, Bekir KAYHAN

Çocuk yaş grubunda nadir bir kardiyak tümör: Sağ atriyal miksoma

İhsan İŞKESEN, Adnan Taner KURDAL, Bekir Hayrettin ŞİRİN, Mazhar ESERDAĞ

Preoperative anemia in cardiovascular surgery patients

Mehmet KAPLAN, Sevil ÖZKAN, Hatice Betül ERER, Özlem TARÇIN, İbrahim YEKELER, Ahmet Yavuz BALCI

Sağ pnömonektomi sonrası sol akciğere kama rezeksiyonu: Olgu sunumu

Aydın TAŞDÖĞEN, Volkan KARAÇAM, Nezih ÖZDEMİR, Hasan HEPAĞUŞLAR, Kadriye Banu GÖKÇEN, Ahmet ÖNEM, Gün Murat EYÜPOĞLU, Aydın ŞANLI

Complete revascularization with or without cardiopulmonary bypass using arterial grafts: The six-month angiographic results

İlker MATARACI, Alper ERKİN, Mesut ŞİŞMANOĞLU, Kaan KIRALİ, Fuat BÜYÜKBAYRAK, Güçlü ELEVLİ

Choice of medication for radial artery vasodilation in patients awaiting coronary artery bypass grafting

Bektaş BATTALOĞLU, Hasan Berat CİHAN, Saim YOLOĞLU, Tamer EROĞLU, Recep TÜTEN, Nevzat ERDİL, Vedat NİSANOĞLU, Ramazan KUTLU

Is muscle-sparing thoracotomy advantageous?

Ufuk ÇOBANOĞLU, Mehmet MELEK, Yeşim EDİRNE, Özcan HIZ

Academic Researches Index - FooterLogo