“Bozok” Adlandırması: Geleneğin Geçmişi Diriltmesine Bir Örnek

Oğuzluğun oluşumuyla ilgili elimizde hiçbir kaynak bulunmamaktadır ve bu yapının çekirdeğinin8. yy’ın ikinci yarısında şekillenerek gittikçe büyüyen bir boy birliğine dönüştüğünüancak farazi olarak söyleyebiliyoruz. Bu yüzden, genel çıkarımlar dışında buboy birliğinin yapısal özelliklerini hiçbir şekilde bilmiyoruz. Oğuzluğun bir etnos olarakvar olduğu günlerde tutulan kayıtlarda (kabaca 9 ila 11 yy’lar arası) ikili yapıdan hiçbirşekilde bahsedilmez. Boy yapısının çözülme veya dönüşme yolunda olduğu 12. yy ortalarındanitibaren Bozok ve Üçok adlandırmaları görülür. İç ve Dış Oğuz kullanımları iseçok daha sonra, Dede Korkut Kitabı ile kayda geçmiştir ve dolayısıyla sözlü anlatımınürünü gibi gözükür. Ancak bu durum işbu kullanımların sonraki bir üretim olduğu anlamınagelmez. En azından, bütün Türk devletimsi yapılarında ikili düzenin muhakkakbulunduğu noktasından hareketle, Yabguluk dönemi Oğuzlarında da böyle bir etniktemelli idari bölünmenin bulunduğunu varsaymalıyız. Bizim tezimiz, Oğuzlarda merkeziliğinarttığı 10. yy başlarından itibaren bu yapının fiili önemini kaybettiği, Oğuzlar hakkındakiilk kayıtlar da zaten bu dönemde başladığından, hariçteki yazarların görüşufuklarına girmediği şeklindedir. Oğuzları yakından ve içerden tanıyan Kaşgarlı Mahmut’tada bu bilginin geçmeyişi düşündürücüdür. Yerleşikleşen göçebe devlet yapılarındaistisnasız görülen bir durum olarak, Selçuklu devleti ile özellikle Türkistan’da kalanOğuzların arası açıldığında, bir zihniyet tepkisi olarak eski kimliğe vurgu sürecibaşlamış ve bazı umulan tahrifatla geçmiş destan hüviyetinde geri dönerek hafızalardave sayfalarda yerini almaya başlamıştır. Bu çerçevede biz, birliğe gönüllü veya gönülsüzolarak sonradan katılan boyları anlatan “baz” kelimesinin sözel anlatıda korunduğu,fakat 12. yy’daki geleneğin dirilişi döneminde bu kelimenin anlamı öldüğü için yeriniaz bir ses değişikliğiyle bağlamda çok anlamsız bulunan “boz”a bıraktığı düşüncesindeyiz.Nitekim erken kayıtlar bu kelimeyi açıklamakta zorlukla karşılaşmaktadır. Aynışekilde “iç” tabiri de küçük bir ses değişikliğiyle “boz”a muvazi olmayan “üç” biçiminedönüşmüştür

The Designation “Bozok”: A Case of Rebirth of Past through Tradition

There is no any record about early phases of the Oğuz ethnogenesis and we can say only hypothetically that core of that structure was formed during the second half of the 8th century and started to grow up eventually being a great tribal union. Thus, except for general inferences, we do never know about structural features of that union. Dual moiety and tribal organization among the Oğuz, as long as it existed as an ethnos (roughly between the 9th and 11th centuries), never occurs in early sources referring to them. From the mid-12th century on, when tribal structure started to dissolve or transform, the designations Bozok and Üçok appeared. The usages “Inner and Outer Oğuz” were recorded well later, with the Book of Dede Korkut, and seem a product of oral tradition. However, this should not be meant as a later production. At least, basing upon the fact that almost all Turkic polities had dual moiety, one should suppose existence of -ethnically based- dual division among the Yabgu Oğuz, too. Our thesis is that this division had lost its significance from the beginnings of the 10th century, when the Oğuz state had undergone a centralization process, and therefore the earliest -outsider- records dating to those days did not realize the dual moiety. It is very significant that Mahmud of Kashgar, who knew about the Oğuz very well, both as a Turk and as a citizen of the Oğuz Saljukid Empire, did not mention about it. As a case unexceptionally visible among the nomadic states turning to be sedentary, the Saljukid dynasty grew away from the Oğuz tribesmen especially in Turkestan, and the latter started to express their old identity as a mental reaction. Thus, the past came back in the form of epos with some natural falsifications, and started to take its place in memories and written records. This article suggests that the word “baz” describing the tribes joining the union willy-nilly, that is those “outer” ones, was kept in oral tradition, but that meaning did not survive to the period of resurrection of tradition in the 12th century, and the word replaced with a slightly phonetic change with the word boz “grey”, which is very meaningless in this conjunction. Just as, early sources seem to have failed in explaining that word. In the same way, the word iç “inner”, describing the founding tribes of the union, turned to be “üç” three, which is also meaningless, and not a counterpart of “baz” or “boz”.

___

  • Yusuf Has Hacip [2007]. Kutadgu Bilig I (Metin). (Haz. R. R. Arat). 5. Baskı. Ankara: TDK.
  • YILDIRIM Dursun [2002]. “Kitâb-ı Dedem Qorqud Metinleri Hangi Yaratıcılık Ortamından Geliyor?”, Türkbilig 3 (2002): 130-171.
  • TOGAN A. Zeki Velidi [1982]. Oğuz Destanı. Reşidüddin Oğuznamesi, Tercüme ve Tahlili. 2. Baskı. İstanbul: Enderun.
  • TEKİN Talat [2014]. Orhon Yazıtları. 5. Baskı. Ankara: TDK.
  • TEKİN Talat [2004]. “Tez Yazıtı Hakkında Dokuz Not”, Makaleler -II-. (Haz. E. Yılmaz – N. Demir). Ankara: Öncü, ss. 314-321.
  • SÜMER Faruk [1999]. Oğuzlar (Türkmenler). 5. Baskı. İstanbul: TDAV.
  • SÜMER Faruk [1969]. “X. Yüzyılda Oğuzlar”. A.Ü. D.T.C.F. Dergisi XVI/3-4, ss. 131-163.
  • MİRZAOĞLU F. Gülay [2006]. “Dede Korkut Kitabı ve Manghol-un Niuça Tobça’an (İki Metnin Benzerlikleri Üzerine Bir İnceleme)”. Türkbilig 11, ss. 149-163.
  • MERT Osman [2009]. Ötüken Uygur Dönemi Yazıtlarından Tes Tariat Şine Us. Ankara: Belen.
  • Mangġol-un Niuça Tobça’an Moğolların Gizli Tarihi. [1995]. (Çev. Ahmet Temir). 3. Baskı. Ankara: TDK.
  • KLYASHTORNY Sergei G. [1985]. “The Tes Inscription of the Uighur Bögü Qaghan”, Acta Orientalia Academiae Scientiarum Hungaricae XXXIX/1, ss. 137-156.
  • Kaşgarlı Mahmud [1998]. Divan-ü Lûgat-it-Türk, (Çev. Besim Atalay). 4. Baskı. Ankara: TDK.
  • KARATAY Osman [2014]. “Salur-Peçenek Savaşları: Oğuz Kimliğinin Oluşum Aşamalarını Tespit İçin Bir Deneme”, 17. Türk Tarih Kongresi. 15-17 Eylül 2014, Ankara.
  • KARATAY Osman [2013]. “Oğurlar”, Doğu Avrupa Türk Tarihi. (Ed. O. Karatay – S. Acar). İstanbul: Kitabevi, ss. 241-250.
  • İbn’ül-Esir [1986]. İslam Tarihi. Heyet çevirisi. İstanbul: Bahar.
  • GÖMEÇ Saadettin [2011]. Kök Türk Tarihi. 4. Baskı. Ankara: Akçağ.
  • GÖMEÇ Saadettin [2011]. Uygur Türkleri Tarihi. 4. Baskı. Ankara: Akçağ.
  • GOLDEN Peter B. [2016]. “Boz Oq and Üč Oq”, Turkish Language, Literature and History: Travellers’ Tales, Sultans and Scholars since the Eithth Century. Festschrift for Robert Dankoff. Eds. W. Hickman, G. Leiser. London–New York: Routledge, ss. 147-169.
  • ERGİN Muharrem [1980]. Orhun Abideleri. 7. Baskı. İstanbul: Boğaziçi.
  • ERCİLASUN Ahmet B. [1986]. “Oğuz Kağan Destanı Üzerine Bazı Düşünceler”. TDAY Belleten, ss. 13-16.
  • EKREM Erkin [2008]. “Baz Kağan Meselesi”, Modern Türklük Araştırmaları Dergisi 5/1, ss. 47-64.
  • Ebulgazi Bahadır Han. Şecere-i Terakime. Türklerin Soy Kütüğü. (Haz. M. Ergin). İstanbul: Tercüman.
  • DANKOFF Robert [1982]. “Inner and Outer Oğuz in Dede Korkut”. Turkish Studies Association Bulletin 6, ss. 21-25.
  • CLAUSON Gerard [1972]. An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth Century Turkish, Oxford: Clarendon.
  • BERTA Árpád [2010]. Sözlerimi İyi Dinleyin. Türk ve Uygur Runik Yazıtlarının Karşılaştırmalı Yayını. Çev. E. Yılmaz. Ankara: TDK.
  • ARAT G. R. Rahmeti (W. Bang ile). [1987]. “Oğuz Kağan Destanı”, Makaleler I. Ankara: TKAE, ss. 605– 672.
  • AGACANOV S. G. [2004]. Oğuzlar. (Çev. E. N. Necef - A. Annaberdiyev). 3. Baskı. İstanbul: Selenge.