Osmanlılarda konargöçer-yerleşik münasebetleri üzerine bir değerlendirme

Konargöçerlerle yerleşikler arasındaki ilişkiler bütün göçebe toplumlarda daima üzerinde durulması gereken bir konu olmuştur. Bu makalede konargöçer-yerleşik ilişkileri incelenirken, konargöçer (aşiret) ve köylü kavramları üzerinde durularak her iki unsurun birbirleri hakkındaki kanaatleri ele alınacaktır. Atlı göçebe kültürüne sahip olan Türklerin tarihi süreçte konargöçerliği (Yörüklüğü) yerleşikliğe tercih ettikleri ve bunu bir erdem olarak gördükleri halde, Osmanlı Devletinin aşiretleri iskân etmeye başlamasıyla birlikte bu anlayışın yerleşikler lehine döndüğü ve konargöçerlerin her fırsatta bir suçlu gibi görülmeye başlandığı söylenebilir. Böylece Anadolunun değişik bölgelerindeki yerleşik halk kendi çevrelerinde bulunan göçebelere karşı yabancılaşırken, tersine konargöçerler de köylülerin yerleşik hayata geçerek kültür değerlerini kaybettiklerini iddia etmişlerdir. Bu kavram tartışmaları ışığında Osmanlı Devleti sınırları dâhilinde yaşayan konargöçer unsurların yerleşik halkla özellikle de ziraatla uğraşan köylülerle olan ilişkilerine değinilecektir. Zira Osmanlı Devletinde aşireköylü sürtüşmeleri hemen her devirde sorun olmuş ve bu bağlamda devleti de bir hayli uğraştırmıştır. Konargöçer aşiretler kalabalık sürülere sahip olduklarından yaylak-kışlak arasındaki göçleri esnasında köylülerin ekinlerine ister istemez zarar veriyorlardı. Kışlak ile yaylak arasındaki yolların darlığı konargöçerleri zor durumda bırakıyordu. Bazen de aşiretlere mensup eşkıyanın yerleşiklere ve yolculara yönelik kanunsuz hareketlerde bulundukları görülmektedir. Bunun yanı sıra aşiretlerin kışlak-yaylak arasındaki göçleri ile ilgili olarak Bahar-gâh ve Güzlek kavramlarına da açıklık getirilmeye çalışılacaktır.

An examination on the relationship between nomad- sedentary in the Ottoman empire

Relationships between nomadic and sedentary people have always become a emphasized subject. In this study, relationships between nomadic and sedentary people are examined and nomadic and peasant concepts are discussed together. Before the Ottoman Empire, Nomadic Turks who had horseback culture preferred nomadic life in stead of sedentary life because of the horseback culture had been seeing as a virtue in their culture. In the Ottoman Empire, nomadic tribes settled by the State in the some parts of the Anatolia and the concept about horseback culture have been changed dramatically in favor of sedentary people. After the processes, the tribes who had nomadic culture was scorned by sedentary people and then friction started between nomadic and sedentary people. They accused to each other about culture and degeneration of cultural values. In this study, under the discussion of these concepts the relationships between nomadic and sedentary people in the Ottoman Empire are examined. The friction between tribes and peasant became a problem along the Ottoman Empire and the state wasted valuable time and effort for the solution of the problem. Nomadic people with animal herds move to summer pasture in spring and they come back to winter quarters in fall. During this periodic movement animal herds give considerable harm on agricultural areas of the villagers because of narrow paths. Sometimes tribal bandits had outrageous behavior for caravans and villagers. In addition to the terms of Bahar-gâh and Güzlek are explained the related of the movement of the tribes between Yaylak (summer pasture) and Kışlak (winter quarters).

___

  • Başbakanlık Osmanlı Arşivi
  • Hatt-ı Hümayun, Nu. 22278-B.
  • Hatt-ı Hümayun, Nu. 22278-D.
  • Hatt-ı Hümayun, Nu. 22278-E.
  • Hatt-ı Hümayun, Nu. 22278-G.
  • Hatt-ı Hümayun, Nu. 22278-İ.
  • Hatt-ı Hümayun, Nu. 22278-J.
  • Hatt-ı Hümayun, Nu. 22278-M.
  • Maraş Ahkâm Defteri, Nu. 3.
  • Araştırma ve İncelemeler
  • Akgündüz, Ahmet, Osmanlı Kanunnâmeleri ve Hukukî Tahlilleri, C. II, İstanbul 1990.
  • Arıkan, Zeki, XV.-XVI. Yüzyıllarda Hamit Sancağı, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İzmir 1988.
  • Armağan, A. Latif, “Osmanlı Devleti’nde Konargöçerler”, Osmanlı, C. 4, Yeni Türkiye Yayınları, s. 142-150, Ankara 1999.
  • Bates, D.G., The Role of the State in the Peasant-Nomad Mutualism Anthropological Quarterly, Vol. 44, No. 3, Comparative Studies of Nomadism and Pastoralism (Special İssue), The George Washington University Institute for Ethnographic Research 1971, 109-131.
  • Eberhard, Wolfram, “Nomad and Farmers in Southeastern Turkey, Problems of Settlement”, Oriens, Vol. 6, No. 1, Brill, 32-49.
  • Emiroğlu, Mehmet, Bolu’da Yaylalar ve Yaylacılık, Ankara Üniversitesi Basımevi, s. 238, Ankara 1977.
  • Eröz, Mehmet, Yörükler, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, s. 288, İstanbul 1991.
  • Faroqhi, Suraiya, “Osmanlı Şehirleri ve Kırsal Hayat”, Doğu Batı, (Çev. Emine Sonnur Özcan), s. 211, İstanbul 2006.
  • Halaçoğlu, Yusuf, “XVIII. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun İskân Siyaseti ve Aşiretlerin Yerleştirilmesi”, TTK, Ankara 1991.
  • Harman, Ömer Faruk, “Hâbil ve Kâbil”, DİA, C. 14, s. 376-378, İst., 1996.
  • Kafesoğlu, İbrahim, “Türk Millî Kültürü”, Boğaziçi, s. 447, İstanbul 1986.
  • Kezer, Ali, “Yörükler”, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, Sayı: 97, s. 137-152, İstanbul 1995.
  • Khazanov, Anatoly M., Nomads and Outside World, (Translated by Julia Crookended), s. 382, Wisconsin 1994.
  • Lindner, Rudi Paul, Nomads and Ottomans in Medieval Anatolia, Indiana University Uralic and Altaic Series, Volume: 144, s. 165, Bloomington 1983.
  • Orhonlu, Cengiz, Osmanlı İmparatorluğu’nda Aşiretlerin İskânı, Eren Yayınları, İstanbul 1987.
  • Söylemez, Faruk, “Osmanlı Devletinde Aşiret Yönetimi-Rişvan Aşireti Örneği”, Kitabevi Yayınları, s. 323, İstanbul 2007.
  • Sümer, Faruk, “XVI. Asırda Anadolu, Suriye ve Irak’ta Yaşayan Türk Aşiretlerine Umumî Bir Bakış”, İFM, C. XI, Sayı: 1-4, 509-523, İstanbul 1950.
  • Togan, Ahmet Zeki Velidi, Umumî Türk Tarihine Giriş, Enderun Kitabevi, s. 539, İstanbul 1981.
  • Yazım Kılavuzu, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 2005.