KADIN AÇISINDAN KENTE İLİŞKİN MEKÂN PRATİKLERİ

Toplumsal ve siyasal olanın en yoğun ve farklı perspektiflerle biçimlendiği kent dokusunda, bireyin eşitlik mücadelesi, kararlara katılması, özel ve kamusal alanda varolması, iktidar ve toplumsal yaşam alanındaki yapıp etmeleri cinsiyetin farklı temsilleri ile karşımıza çıkmaktadır. Kent yaşamı bireylere bir yandan toplumsallığını gerçekleştirmesi için farklı bir zemin hazırlarken aynı zamanda bu toplumsallık içinde cinsiyete ilişkin anlam kodlarını da yeniden üretmektedir. Dolayısıyla kent kendi sosyo-kültürel dokusuyla kadın ve erkeğe farklı yaşam alanlarında farklı özgürlükler, fırsatlar, güvenlik ve güvence hizmetleri sunarken kentsel mekân, bir anlamda cinsiyetlendirilmiş bir alan olarak da karşımıza çıkmaktadır. Kent, kadının yaşam alanını ev ve ev içi ile özdeşleştirirken erkekleri gündelik pratikler içinde toplumsal yaşamın farklı alanlarına yönlendirmektedir. Bunun toplumsallaşma, istihdam, eğitim ve siyasi alanda kadın-erkek arasındaki mekânsal ayrışmayı ve eşitsizliği de keskin sınırlarıyla karşımıza çıkartması önemli bir toplumsal problem olarak değerlendirilebilir. Dolayısıyla cinsiyet rolleriyle erkeklik ve kadınlık tanımlarının toplumsal (yeniden) yapılandırılması sürecinde mekânsal ayrışmalar ve mekânla ilişkiler kritik önem taşımaktadır. Cinsiyet ilişkilerinin (yeniden) yapılandırılmasının niteliği, sosyo-mekânsal yapının değişken doğasını hem yansıtmakta hem de etkilemektedir (Alkan, 2009:13). Bu noktadan yaklaştığımızda, bu çalışma, farklı biçimlerde yaşanan cinsiyet dinamiklerinin kent kültüründeki izlerini bulmayı ve kadın-erkek açısından mekânın dokusuyla cinsiyetin ne şekilde ilişkilendirilebileceğini, mekânın kadına ve erkeğe ne tür anlamlar yüklediğini ve zaman içinde bu anlamların ne şekilde değişip dönüştürüldüğünü ele almayı amaçlamaktadır. Bu sebeple, özellikle, eril kentin cinsiyet pratiklerini hangi kültürel kodlar aracılığıyla bireylere aktardığı ve bunun yeniden üretiminin nasıl sağlandığı bu noktadan çözümlenmeye çalışılacaktır

THE PRACTICES OF URBAN SPACE FROM THE VIEWPOINT OF WOMEN

In the urban pattern where the social and the political are shaped in different perspectives, the individual’s struggle for equality, his/her participation in decisions, his existence in public and private space, his/her doings in the fields of power and social life appear with different representations of gender. Urban life prepares a ground forthe individual to realize his sociality while it reproduces semantic codes concerning gender within this sociality. Therefore, while the city presents different freedoms, opportunities, security and insurance services both to man and woman indifferent livingspaces within its socio-cultural pattern, the urban space appears, in a sense, as a gendered space.While the city identifies the living space of women as the house and the interior, it directs men to the different spaces of social life within daily practices. The fact that this highlights spatial differentiation between man and woman in the fields of education, socialization, employment and politics can be analysed as a social problem. Thus, spatial differentations and spatial relations ın the process of reproduction of the definations of manhood and womanhood are of vital importance. The quality of the (re)production of gender relations both reflect and affect the changing nature of the social-spatialstructure. (Alkan, 2009: 13) Looking in this perspective, this study, aims to find the traces of gender dynamics experienced in the city culture differently and evaluate how the texture of the space can be related with gender, what types of definitions the space impose on man and woman and what shapes these definitions take in time. For this reason, the study attempts to figure out by which cultural codes the masculine city transmits gender dynamics to the individual and how it secures the reproduction of this process.

___

  • Akşit, E. E. (2009). “Haydi Kızlar Okula: Kızların Eğitimi, Kadınların Bilgisi ve Kamusal Alan Tartışmaları”, Toplum ve Bilim, 114, 7-26.
  • Alkan, A. (2009). “Cinsiyet Dinamiklerinin Peşinden Mekânın İzini Sürmek”, Cins Cins Mekân, (Der. A. Alkan), Varlık Yayınları, İstanbul.
  • Aytaç, Ö. (2007). “Kent Mekânlarının Sosyo-Kültürel Coğrafyası”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 17/2, 1199-226.
  • Bora, A. (2011). Kadınların Sınıfı Ücretli Ev Emeği ve Kadın Öznelliğinin İnşası, 4. Baskı,İletişim Yayınları, İstanbul.
  • Çakır, S. (2009). “Osmanlı’da Kadınların Mekânı, Sınırlar ve İhlaller”, Cins Cins Mekân, (Der. A. Alkan), Varlık Yayınları, İstanbul.
  • Cantek, F.Ş., Ulutaş, Ç.Ü., Çakmak S. (2014). “Evin İçindeki Sokak, sokağın içindeki ev: Kamusal ile özel “ara”sında kalanlar, Kenarın Kitabı, (Der.F. Şenol Cantek), İletişim Yayınları, İstanbul.
  • Donovan, J. (2005). Feminist Teori, (Çev. A. Bora, M. Ağduk Gevrek ve F. Sayılan), İletişim Yayınları, İstanbul.
  • Gıddens, A. (2010). Modernite ve Bireysel Kimlik Geç Modern Çağda Benlik ve Toplum, (Çev. Ü. Tatlıcan), Say Yayınları, İstanbul.
  • Kaypak, Ş. (2015). “Toplumsal Cinsiyet Açısından Kadın ve Kentli Hakları”, (Ed. G. Ağrıdağ), Türkiye’de ve Dünyada Kadın Araştırmaları, Çukurova Üniversitesi Basımevi, Adana.
  • Şengül, H. T. (2014). “Türkiye’nin Kentleşme Deneyiminin Dönemlenmesi”, 1920’den Günümüze Türkiye’de Toplumsal Yapı ve Değişim, (Der. F. Alpkaya ve B. Duru), Phoenix Yayınevi, Ankara.
  • Temizarabacı, Y. (2005). Ütopyanın Kadınları-Kadınların Ütopyası, 1. Baskı, Sel Yayıncılık, İstanbul.
  • Tuncer, S. (2015). “Dışarı Çıkmak: Özelden Kamusala Feminist Bir Saha Hikayesi”, Hacettepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Kültürel Çalışmalar Dergisi, 2(2), ss.30-58, https://doi.org/10.17572/mj2015.2.3058