Sosyal refah devleti anlayışında geniş hareket alanına sahip kamu yönetiminin hantal ve verimsiz olduğu yönündeki eleştirilerin sahibi, neoliberal politikalarla, yeni kamu yönetimi anlayışı ve uygulamaları olmuştur. Özel sektörün daha verimli ve daha başarılı olduğu varsayımı, özel sektöre ait olan teknik ve uygulamaların kamu yönetimi alanına uygulanabilirliliği tartışmalarını beraberinde getirmiştir. Klasik/geleneksel kamu yönetimi anlayışından Yeni Kamu Yönetimi ve Yeni Kamu Yönetişimi yaklaşımlarına doğru evrilme, Personel Yönetimi’nden İnsan Kaynakları Yönetimi’ne, Verimlilik Yönetimi’nden Performans Yönetimi’ne geçişi anlatır. Verimlilik, bir üretim ya da hizmet sektörünün ürettiği “çıktı” ile çıktıyı elde etmek için kullanılan girdi arasındaki ilişkiyi anlatır. Kamu yönetiminin verimlilik değerlendirmeleri özel kesimden farklıdır. Verimlilik artışı başarılı bir yönetime işaret eder. Yönetimin verimliliği arttırmak için mevcut koşullarında değişiklik yapması gerektirir ki bu da kamu yönetiminde değişim anlamına gelir. Verimlilik artışında ve dolayısı ile değişimin iyi yönetilmesinde mevcut sistemin içinde yer alan idarenin, kamusal etik algısına ve kendi değerlerini, normlarını doğru-yanlışlarını içeren örgütsel ahlak anlayışına uyumlu kurumsal öğeleri sağlaması kritiktir. Hizmet sektörü emek yoğundur. Yönetimin en başat öğesi olan “insan” faktörü verimliliğin sağlanmasında en önemli kurumsal öğedir. Çalışma, verimliliğin en önemli bileşeni ve sağlayıcısı olan personelin verimliliği ile örgütsel ahlak ve kamusal etik anlayışı arasındaki ilişkiyi anlamaya odaklanmaktadır. Bu ilişkiyi çözümlemek amacıyla betimsel ve tanımlayıcı yöntem kullanılmıştır. Çalışmadan, personel verimliliğini sağlamada ve dolayısı ile kamu yönetiminde değişimin başarıya ulaşmasını sağlamada, kamusal etik ve örgütsel ahlak algılarının önemli kriterler ortaya koyacağı beklenmektedir.

The social welfare state has been widely criticized for its cumbersome and inefficient public administration, which has a wide range of action, and has become a new public administration understanding and practices with neoliberal policies. The assumption that the private sector is more efficient and more successful has brought about the discussions on the applicability of techniques and practices belonging to the private sector to the field of public administration. Evolving from the classical / traditional public management approach towards the new public administration and new public administration approaches, from Human Resource Management to Human Resource Management, from Productivity Management to Performance Management. Efficiency refers to the relationship between the output produced by a production or service sector and the input used to obtain output. Public administration's productivity evaluations are different from private sector. Increased productivity points to successful management. In order to increase the efficiency of the management, it is necessary to make changes in the existing conditions, which means change in public administration. It is critical that the employee in the current system, in increasing productivity and in good management of change, be able to perceive public ethics and corporate values that are in line with organizational ethics, including their own values and norms.The service sector is labor-intensive. The "human" factor is the most important element in ensuring productivity. The study focuses on the relationship between organizational ethics and public ethics and the productivity of the most important component and supplier of productivity. Descriptive and descriptive methods have been used to resolve this relationship. It is expected that the perceptions of public ethics and organizational ethics will reveal important criteria in the absence of work, in the absence of personnel productivity and hence in the success of change in public administration