Muğla, Bodrum ve Milas Arkeoloji Müzeleri’ndeki Bizans Dönemine Ait Figürlü ve Bitkisel Bezemeli Mimari Plastik Eserler

Karia’nın önemli bir bölümünü oluşturan Muğla ve çevresinde Erken Hıristiyanlıktan itibaren Bizans’ın farklı dönemlerine ait birçok mimari plastik eser, yüzeyin yanı sıra müzelerin depo ya da teşhirlerinde bulunmaktadır. Muğla ve ilçelerindeki müzelerde yaptığımız incelemeler sonucunda tespit ettiğimiz eserlerin bir grubunu figür ve motif bezemeli mimari parçalar oluşturmuştur. Bu mimari plastik eserlerin benzer örnekler ışığında dönemsel ve bölgesel özellikleri irdelenerek teknik ve üslup açısından değerlendirilmeleri bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Muğla müzesindeki 1 numaralı levha parçası, Bodrum’daki 14 numaralı levha payesi ile 17 numaralı sütun başlığı üzerinde yer alan asma dalları, yaprakları ve üzüm salkımlarından oluşan sembolik tasvirin Bizans ikonografisinde önemli bir yeri vardır. Bu tasvirlerde asma dalı ve üzüm salkımları İsa’nın kanını sembolize eden şarabı, asma dallarının içinden çıktığı kantharos da kalisi simgelemektedir. Dallar arasında üzüm tanelerini gagalayan kuşlar ise İsa’nın kanını içen inananları temsil ediyor olmalıdır. Bu sembolik ifade incelediğimiz mimari parçalar üzerinde iki farklı şekilde tasvir edilmiştir. Bunlardan ilki, bir kantharos içinden çıkan asma dalları ve onun üzerindeki yaprak ve üzüm salkımları ile bu üzümleri gagalayan kuşlardan oluşmaktadır. İkinci tipte kantharos olmaksızın, tasvir edildiği yüzeyde ‘S’ kıvrımları çizerek uzanan asma dalları, dalların üzerinde yapraklar ve üzüm salkımları yer alır. Bodrum, Muğla ve Milas Müzeleri’nde tavus kuşu figürünün işlendiği levha, levha parçası ile bir arşitrav parçası bulunmaktadır. Cennet bahçesinde ruhun ölümsüzlüğünü ve yeniden doğuşu simgeleyen tavus kuşu, asma tasviri gibi ortaya çıkışı antik kültürlere uzanan, Erken Hıristiyanlıkta ve Orta Bizans dönemlerinde benzer anlamlarla kullanılmaya devam eden sembolik figürlerden bir diğeridir. Birçok kompozisyonda yer alan tavus kuşunun yaptığımız çalışmada dört farklı tipi ile karşılaşılmıştır. Milas müzesindeki 11, Bodrum’daki 15, 7 ve Muğla’daki 2 numaralı levhaların üzeri efsanevi ve yırtıcı hayvanlarla bezenmiştir. Bizans sanatının her döneminde yaygın bir bezeme unsuru olan hayvan figürleri özellikle ikonoklazma döneminde tasvir yasağı sebebiyle daha da ön plana çıkmış, bu dönemde bitkisel bezemeler ile birlikte dini konulu tasvirlerin yerini almış, Orta Bizans döneminde de bu tasvirler kullanılmaya devam etmiştir. Bu dönemin yaygın kullanılan figürleri olan aslan, kartal grifon, geyik ve ejder gibi efsanevi ve yırtıcı hayvanların Bizans sanatına girişi Sasani etkilidir. Bu figürler tasvirlerde çoğu zaman stilize edilerek ya tek başlarına ya da bir mücadele sahnesi içinde birlikte gösterilmişlerdir. Muğla, Milas ve Bodrum müzelerinde tespit ettiğimiz figürlü ve bitkisel bezemeli mimari plastik eserlerin, tipoloji, süsleme ve üslup bakımından Erken ve Orta Bizans dönemlerinin özelliklerini taşıdıkları görülmektedir. Her iki döneme ait eserlerde kullanılan malzeme kireç taşı ve mermerdir. Karia Bölgesi her iki malzeme bakımından da oldukça zengindir. Milas, Bodrum, Yatağan önemli kireç taşı ve mermer yataklarına sahip yerleşimlerdir. Erken ve Orta Bizans dönemine ait bu figürlü taş eserler, ikonografi ve motif bakımından dönemlerinin başkent ve yakın eyaletlerinin özelliklerini taşımakla birlikte figürlerin şekillendirilişinde ve işçilik kalitesinde yerel özelliklerin yanında Batı Anadolu’daki Karia’ya yakın bölgelerle de bir üslup birliği içinde olduğunu söylemek mümkündür.

EXAMPLES OF ARCHITECTURAL SCULPTURE WITH FIGURATIVE AND FLORAL DECORATION OF THE BYZANTINE PERIOD AT MUĞLA, BODRUM AND MILAS ARCHAEOLOGICAL MUSEUMS

Our investigations at the museums in Muğla and her townships brought to our attention a group of sculpted architectural pieces decorated with figures and motifs. Balustrade fragment no. 1 from Muğla Museum, baluster no. 14 and column capital no. 17 from Bodrum Museum are decorated with symbolic depictions involving vines, vine leaves and grapes, which have a special place in Byzantine iconography. Some scenes of the early Christian period are depictions with symbolic statements and a narrative language built on with influences from Antiquity. Looking for their sources, both symbolic and schematic, it was seen that they formed the primary sources for the scenes depicting the events told in the Bible. However, it is also known that some depictions that emerged in the Early Christian period and continued to be used later have in fact their origins back in Antiquity. One such example is the compositions with vines and grapes. This composition found in many variations and in a great variety of context within the frame of Dionysiac cult continued to be used in the Early Christian period assuming a symbolic meaning. Compositions with vines were used not only on wall paintings but also frequently on architectural sculpture. Bodrum, Muğla and Milas museums house a balustrade, a balustrade fragment and an architrave fragment decorated with a peacock motif. The peacock represents the immortality of the soul and reincarnation; thus, just like the vine motif, the peacock, too, goes back to Antiquity and is one of the symbolic figures that stayed in use in Early Christian and Middle Byzantine periods. Balustrade no. 10 at Milas, no. 14 and 7 at Bodrum and no. 2 at Muğla museums are decorated with mythical and predatory animals. Animal figures were always commonly used in Byzantine art and due to prohibition of figurative images during the Iconoclasm they stepped forth, replacing the religious depictions together with the floral decoration, and continued to be used in the Middle Byzantine period. These stone works of art with figurative decoration dating to the Early and Middle Byzantine periods reflect the characteristics of the capital and nearby provinces with regards to iconography and motifs; but it is possible to say that they reflect a unity with regions neighboring Caria in the rendering of the figures and craftsmanship quality.