Karşı Yakadaki Saray ve Son Sakini Mahlû’ Padişah

Bizans imparatorlarının, ardından Osmanlı padişahlarının yaklaşık 1600 yıl boyunca İstanbul’da yaptırdıkları sarayların çoğu yıkılmıştır. Bunların bazıları yenilenmiş, bazıları unutulmuştur. Anadolu Yakası’ndaki hanedan saraylarından günümüze ulaşan tek yapı ise Beylerbeyi Sarayı’dır. 1829 yılında yapılan Beylerbeyi Sarayı 1851’de yanmış, on yıl sonra Sultan Abdülaziz burada yepyeni bir saray inşa ettirmiş ve yeni Beylerbeyi Sarayı’nın yapımı 1865 yılında tamamlanmıştır.Eski İstavroz bahçeleri ve biniş köşklerinin yerine yaptırılan, yazlık saray olarak kullanılan ve yabancı konuklar ile hükümdarlara ev sahipliği yapan bu yeni sarayda devrik de olsa en uzun süre ikamet eden ve burada ölen tek hanedan mensubu Sultan II. Abdülhamid olmuştur. Bu çalışmada günümüze ulaşan ve ulaşamayan, kitaplar ve arşiv belgelerinden keşfetmeye çalıştığımız İstanbul’un eski saraylarının kültürel miras bilinci ile ele alınması gerekliliği vurgulanırken bir Roma imparatorluk sarayından sahilsaraya dönüşen Beylerbeyi Sarayı’nın ayrıcalıklı geçmişi, çeşitli kaynaklardan elde edilen veriler ve tarih notlarıyla mercek altına alınmak istenmiştir. Saraya getirildiğinde 70 yaşında olan Sultan II. Abdülhamid’in Beylerbeyi Sarayı’nda dış dünyaya kapalı bir gözaltı halinde geçirdiği son altı yılı makalenin sonunda ayrı bir başlık altında irdelenmiştir

Most of the palaces built in Istanbul by the order of Byzantine emperors, later Ottoman sultans during approximately 1600 years were ruined. Some of them were rebuilt and some were forgotten. Among the royal palaces located on the Anatolian side of Istanbul, the only extant building is Beylerbeyi Palace. The former palace was built in 1829 and burnt out in 1851. Ten years later, Sultan Abdülaziz ordered to built a new palace on the site and the construction of new Beylerbeyi Palace was completed in 1865.The new palace was constructed in the area where ancient İstavroz gardens and pavilions had been located. It was used in summers and hosted foreign guests and emperors. The only royal family member -though dethroned- resided the longest time and died in this palace was Sultan Abdülhamid II. This paper underlines the need to approach İstanbul’s ancient palaces, whether exists or not and which we seek to search out by means of books and archive documents, with cultural heritage consciousness. It aims to examine the datas from various resources and historical notes regarding the exclusive history of Beylerbeyi Palace which transformed from a Roman imperial palace into a coastal palace. Sultan Abdülhamid II was brought to Beylerbeyi Palace when he was 70 years old, his last six years spent there in an isolated custody were discussed at the end of the article

___

  • Abdülhamid’in Hatıra Defteri (Belgeler ve Resimlerle), haz. ve sa- deleştiren: İsmet Bozdağ, Kervan Kitapçılık, İstanbul 1975, s. 55-174.
  • Ahmed Efendi Tarafından Tutulan Rûznâme, haz. V. Sema Arıkan, TTK, Ankara 1993.
  • Ahmed Lûtfî Efendi, Vak’anüvîs Ahmed Lûtfî Efendi Tarihi, c. IV- VIII, YKY, İstanbul 1999, s. 778, 817, 823, 882, 1020, 1148, 1197, 1222.
  • Ayverdi, Sâmiha, Boğaziçi’nde Târih, İstanbul 1966, s. 357-374.
  • Batur, Afife, “Beylerbeyi Sarayı”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklo- pedisi, c. II, Tarih Vakfı Yay., İstanbul 1994, s. 206-210.
  • “Beylerbeyi Palace/Beylerbeyi Sarayı”, Skylife, Eylül 1991, s. 58-63.
  • Çelebi, Evliyâ, Seyahatnâme, c. I, İkdam Matbaası, İstanbul 1314, s. 469.
  • Çetin, Celalettin, “Sarayları Geziyoruz”, Hayat Mecmuası, S. 31, s. 12-13.
  • Eldem, Sedad Hakkı, Köşkler ve Kasırlar II, İstanbul 1974, s. 437-439.
  • Ergil, Tülây, Museums of İstanbul Müzeleri, İSTEK Vakfı Yay., İs- tanbul 1993, s. 82-83.
  • Eyice, Semavi, Bizans Devrinde Boğaziçi s. 67/not 120, not 238, s. 114.
  • Hovhannesyan, Payitaht İstanbul’un Tarihçesi, çev. Elmon Hançer, Tarih Vakfı Yurt Yay., İstanbul 1996, s. 63-64.
  • İkinci Abdülhamid’in Hatıra Defteri, Selek Yayınevi, İstanbul 1960, s. 103-148.
  • İnciciyan, 18. Asırda İstanbul, tercüme ve notlar: Hrand D. An- derasyan, 2. bs., Baha Matbaası, İstanbul 1976, s. 131-132.
  • Karahüseyin, Güller, “Beylerbeyi Sarayı ve Ünlü Konukları” Millî Saraylar II, İstanbul 1992, s. 126-141.
  • Kol Ağası Mehmed Râ’if, Mir’ât-ı İstanbul (Asya Yakası), haz. Gü- nay Kut - Hatice Aynur, c. I, İstanbul Kitaplığı Yay., İstanbul 1966, s. 38, 247-260, 262.
  • Kömürcüyan, Eremya Çelebi, İstanbul Tarihi ve XVII. Asırda İs- tanbul, çev. ve tahşiye eden: Hrand D. Andreasyan, haz. Ke- vork Pamukçiyan, Eren Yayıncılık, İstanbul 1988, s. 47, notlar 277/22.
  • Manburi, Ernest, İstanbul Rehber-i Seyyahin, İstanbul 1925, s. 198.
  • Selânikî Mustafa Efendi, Tarih-i Selânikî, haz. Mehmet İpşirli, c. II, Ed. Fak. Yay., İstanbul 1989, s. 699.
  • Silahdar Fındıklılı Mehmed Ağa, Silahdar Tarihi, c. I, TTEK, İs- tanbul Devlet Matbaası, 1928, s. 729.
  • Sözen, Metin, “Beylerbeyi Sarayı” Türkiye Diyanet Vakfı Ansiklo- pedisi, c. 6, İstanbul 1992, s. 77-78.
  • Şakir, Ziyâ, Sultan Hamid’in Son Günleri, haz. Muallim Fuat Gü- cüyener, İstanbul 1943, s. 108-258.
  • Şehsuvaroğlu, Halûk Y., Boğaziçi’ne Dair, Türkiye Turing ve Oto- mobil Kurumu Yay, İstanbul (ty), s. 172-174.
  • __________________, “Beylerbeyi Sahil Sarayı”, İstanbul Ansik- lopedisi, c. V, s. 2690/8.
  • Şemdânizâde Fındıklılı Süleyman Ağa, Mür’it-Tevarih, haz. Mü- nir Aktepe, c. I, İstanbul 1976, s. 177-182.
  • Uşaklıgil, Halid Ziya, Saray ve Ötesi, c. I, II, III, Hilmi Kitabevi, İstanbul 1940, 1941, 1942, s. 118-119, 61-63, 73-75, 165.