Deste gol be ab dâden ve dilin olmazsa olmaz unsurları olarak söz kalıpları

Üç farklı kök hikâyeye dayanan Farsçadaki Deste gol be âb dâden (Çiçeği suya vermek) deyimi pek çok versiyonuyla birlikte yüzlerce farklı anlamda kullanılır. Öyleyse fonksiyonalistlerin iddia ettiği gibi söz kalıpları, “az gelişmiş atalarımızdan kalan işlevini yitirmiş dil artıkları” değildir. Kalıp ifadeler basit birer hatırlatıcı olmanın çok ötesinde son derece sofistike işlevlere sahiptir. Gündelik hayatta kullandığımız hemen tüm kelimeler de, söz kalıpları gibi, son kertede olgusallıkta yaşanmış bir deneyime dayanır. Yalnızca söz kalıpları değil kelimeler de –en az- bir deneyimin ürünüdür. Onlara da kalıplar gibi yalnızca “anlam” değil aynı zamanda “değer” yüklenir. Bu sonuç, “söylem” analizinin temeline dilin değer içeren en küçük birimi olarak “ifade”yi koyan Foucault’un tezleriyle örtüşmektedir. İfadenin merkeze alınmasıyla anlam araştırması, analitik ve kavramsal düzlemden hermenötik ve fenomenolojinin alanına kayar. Halkbilimde henüz pek itibar görmüyor olsa da, günümüz dilbilim tartışmalarında hermenötik ve fenomenolojik yöntemler giderek daha sık kullanılmaktadır; ne var ki, bu yöndeki çalışmalarda da hâlen ağırlıklı olarak kelime baz alınmakta, semiyolojinin ve yapısalcığın devam eden güçlü etkisiyle söz kalıpları da kelimelere parçalanarak incelenmeye devam edilmektedir. Hâlbuki başta söz kalıpları olmak üzere en küçük atomik dilsel birim olan “ifade”ler, “dil”in tüm karakteristik özelliklerini taşıyan olmazsa olmaz unsurlarıdır.

Deste gol be ab daden and speech forms as essential atomic units of language

In Persian language the idiom, Deste gol be âb dâden, that comes from three base stories, can be used with its more than one hundred different meanings. Therefore; “speech forms” are not “remnant elements of language remaining us from our ancestor” as functionalists say. Forms of expressions are more than simple reminders and they have sophisticated functions. All words, as speech forms, in daily language consequently base to experiences in factuality. It is not only attributed meanings to words but also value such as all forms. This result matches up with Foucault’s thesis placing “expression”, which is the atomic part contains value, to the center of discourse analysis. By this act, meaning research moves from analytic and conceptual level to hermeneutic and phenomenological level. Although folklore studies have ignored yet, hermeneutic and phenomenological methods are using in current linguistic arguments. However; that kind of studies are also still predicated on “word” and with the continuous strong effects of semiology and structuralism “speech forms” are investigated by being divided to words. Whereas, speech forms and all the other expressions are essential atomic units of language that carry all characteristics of it.

___

  • Ben Amos, Dan. “Şartlar ve Çevre İçinde Folklorun Bir Tanımına Doğru” Oğuz 46-47
  • Crepeau, Pierre. “The Invading Guest: Some Aspects of Oral Transmission” Dundes 86-110.
  • Dundes, Alan. “On the Structure of Proverb” Dundes 43-64.
  • Dundes A, and Mieder W, Ed. The Wisdom of Many: Essays on the Proverb. Wisconsin: University of Wisconsin Press, 1994.
  • Goodwin P.D. and Wenzel J.W. “Proverbs and Practical Reasoning: A Study in Socio-Logic” Dundes 140-160.
  • Lévi-Strauss, Claude. Yaban Düşünce. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 1996.
  • Norrick, Neal R. How Proverbs Mean:Semantic Studies In English Proverbs. Newyork: Mouton Publishers, 1985.
  • Oğuz, Öcal ve diğerleri haz. Halkbiliminde Kuramlar ve Yaklaşımlar. Ankara: Geleneksel Yayınları, 2006. Cilt 1.