İletişim ve Kriz: Enformasyona Dayalı Kapitalizm ve Kontrol

Bu makale kapitalizmin insan, toplum, bilgi toplumu, toplum gelişmesi, uygarlaşma, demokratikleşme ve etik gibi kavramlaştırmalarla önde gelen varsayımlarının gerçek yaşam pratikleri ışığında irdelemekte ve gerçeğin egemen açıklamalardan çok farklı olduğunu, aslında kapitalist sistemin ABD'de ve dünyadaki uygulamalarının insan ve toplum için kriz yarattığını belirtmektedir. Makale demokratik kendi kendine yönetimde ABD sisteminin egemen uygulamalarının istenmeyen bir kriz yarattığı kuramsal varsayımını destekleyen bir bir tartışma sunmaktadır. Bu bağlamda krizlerin sonuçları demokratik kendi kendine yönetimle ilişkili etik uygulamaları güçsüzleştirmektedir. Engelleyen baskılar ve karşıtlıklar kamusal enformasyon akışını sağlayan görevliler ve denetimciler için rutin hale gelmiştir. Resmi politikalara "eklemlenmemeyi" tercih eden muhabirlere ABD yönetim birimleri gözdağı vermekte ve rahatsız etmektedir. Tekelleşen basın daima kara odaklanır ve otodenetimi taahhüt eder; ama aynı zamanda da haber sunmayı azaltarak, haber sütunlarının boyutunu küçültüp reklamlara öncelik verir. Kapitalist birikimin karakterindeki büyük dönüşümler, tamamlayıcıları olan anti-demokratik baskıları kullanmaktadır. Denetim önlemleri sadece kriz yönetimi amacıyla değil aynı zamanda ekonomi politiğin yeniden gündeme gelmiş bir alanının içinde ortak bir kar elde etme amacını korumak için de yenilenmektedir. Enformasyonun düzenlenmesindeki krizin bizatihi kendisi direnci kışkırtırken, politik ekonomiye hakim olan kriz giderek daha da görünür hale gelmektedir. Demokratik kendi kendine yönetimin etiği içiri, egemen kurumlar tarafından benimsenen küçük görme tutumunu etkisizleştirmeye çalıştıkça ve farklı bir enformasyon toplumu için mücadele ettikçe farklı girişimlerin politik olarak birleşmeye başlayacağını umut ediyoruz.

Communications and the Crisis: Informationalized Capitalism and the Control State

This article presents a discussion supporting the theoretical assumption that the dominant practices of the U.S. system are contributing to an unacknowledged crisis in democratic self-governance. For the ethical practices associated with democratic self-governance, the results have been debilitating. Disabling pressures and constraints have become routine for the caretakers and guardians of public information. U.S. executive branch agencies harass and intimidate reporters who elect not to "embed" with official policies. An ever-more concentrated corporate press fixates on profit and engages in self-censorship while cutting back on news reporting, reducing newspaper size and to giving still greater preferment to advertisement. Profound mutations in the character of capitalist accumulation are exerting complementary antidemocratic pressures. Control measures are being innovated not only for purposes of crisis management, but also to protect corporate profit-taking within a newly elevated area of the political economy. The crisis in information provision itself is provoking resistance as its dominative political economy becomes more explicit. We may hope that disparate initiatives will begin to be unified politically, as we work to neutralize the contempt held by dominant institutions for the ethics of democratic self-governance, and struggle to make a different (information) society.

___