Endüstri Devrimi her zaman sadece ekonomik alanda değil insanların yaşamlarında önemli değişimlere yol açtığı sosyal ve edebi alanlarda etkisini göstermiştir. Bu etkilerden ilki daha iyi bir yaşam şartlarına sahip olmak amacıyla iş bulmak için köy hayatından, endüstrileşen ve kentselleşen şehir hayatına geçiş yapan insanların yaşam alanlarındaki değişimlerdir. İnsanlar, yeni çevrelerde çalıştıkça yeni yaşam şartları ve kültürel farklılar hakkında bilgi sahibi olmuşlardır. Ayrıca, bu göç kadınlarda bireyselliğin farkındalığı ve haklarını talep etmeleri konusunda özellikle 19. Yüzyıl Viktorya Dönemi İngiltere'sinde gerek ev gerekse çalışma hayatları üzerinde çok etkili olmuştur. Kadınların sosyal durumlarındaki bu yeni gelişmeler, içinde yaşadıkları bu ataerkil toplumda politik olarak da kabul görmüş, Evli Kadınların Mal Edinme Kanunları (1870 ve 1882), kadın haklarını savunan, onlara kendi haklarını ve eşlerinin müdahalesi olmadan mallarını yönetmelerini de kapsayan bir takım hakların Viktorya Dönemi kadınlarına verilmesini sağlamıştır. Bu çarpıcı değişimler edebiyatta Thackeray'nin Vanity Fair ve Mrs. Gaskell'ın Crandford'una kadar pek çok dönem yazarının eserlerinde de görülmektedir. Diğer bir deyişle, bu çalışma, Thackery ve Gaskell'ın romanlarında, kırsal kesimden gelip şehir bölgelerine yerleşen kadınların, sosyal, ahlaki ve ekonomik yaşam savaşlarının bir incelemesini içerecektir.

The Industrial Revolution has always preserved its significance not only in economic sphere but also in social and literary arenas where it has created some important changes in the lives of people. The very first thing it has affected is the living areas of people who have migrated from rural areas to the industrial and urban environments in order to find good jobs for better living conditions. The more people have worked in the new environments, the more they have learned about the new living standards and cultural differences. Thus, it is inevitable for this migration not to cause some social changes in the domestic and working conditions of women especially in the 19th century Victorian England in which it would create a kind of awareness of individuality in the minds of females who would ask for their rights politically through the Married Women's Property Acts of 1870 and 1882 that would be the recognition of the women politically and socially in a patriarchal society where women would have rights to own and direct their own financial incomes and properties by themselves in their own rights without the interventions of their husbands. These striking changes have also reflected in literature by various English novelists, especially by Thackery in Vanity Fair and Mrs.Gaskell in Crandford from different perspectives. In relation to this argument, the major aim of this article is to show the rural women's struggle for survival morally, socially and economically in an urban environment through the literary works of two eminent authors of this period