TARİHSEL GELİŞİM SÜRECİNDE TİYATRONUN İŞLEVİ VE YÖNTEMİ

İlkel ritüellerden gelişen tiyatro düşüncesi, insanlık tarihi ile doğru orantılı ilerlemiş, tarih boyunca içinde bulunduğu siyasal ve toplumsal koşullardan etkilenerek, dönemin ihtiyaçları doğ- rultusunda birçok şekilde yorumlanmıştır. Tiyatroya, farklı perspektif ve yöntemler ile ele alınmakla birlikte, temelde toplumu eğitme misyonu yüklenmiştir. Antik Yunan’da düşünürlerin belirlediği kriterler doğrultusunda ahlaklı ve erdem sahibi bireyler hedeflenirken estetik kaygı da güdülmüş, Antik Roma’da ise insanları aile yaşamına ve topluma uyumlu hale getirmek için bir araç olmuştur. Tek tanrılı dinlerin doğuşu, tiyatroyu pasif bir konuma yerleştirmiş ve dini otoritelerin tekelinde bir propaganda malzemesine dönüştürmüştür. Rönesans ile birlikte ortaya çıkan yeni düşünce biçimlerinden etkilenen tiyatro bu kez insana yönelmiş, ancak dünya savaşlarının yaşattığı büyük umutsuzluğa dek eğitim işlevi tam anlamıyla kırılamamıştır. İçinde bulunduğumuz 21. yüzyılın ilk çeyreğinde ise tiyatro düşüncesi için, dünya savaşlarının etkisiyle ortaya çıkan ve öncü akımlar olarak anılan yeni yaklaşımlar bir dönüm noktası olmuş- tur. Bu çalışmada, günümüzde yeni yollar arayan tiyatronun konumunu daha iyi anlayabilmek için işlevini belirleyebilmek düşüncesiyle, tarih boyunca tiyatroya yüklenen işlevler, literatür taraması yöntemiyle, kronolojik seyri ile ele alınmıştır.

___

  • Boal, A. (1996). Ezilenlerin Tiyatrosu. (Çev: Semih Çelenk). İzmir: Etki Yayınları. Brockett, O. (2000). Tiyatro Tarihi. (Çev: Seviç Sokullu, Sibel Dinçel, Tülin Sağlam, Semih Çelenk, Selda B. Öndül, Beliz Güçbilmez). Ankara: Dost Kitabevi Yayınları.