Nöbet rekürrensi olan epileptik olguların klinik özellikleri
Amaç: Epilepside tedavi sonrası nöbetlerin tekrar ortaya çıkması önemli sorunlardan birini oluşturmaktadır. Tedavi kesilmeden önce rekürrens riskini arttıran faktörlerin bilinmesi ve tedavinin buna göre planlanması rekürrens riskini azaltabilecektir. Bu amaçla kliniğimiz epilepsi polikliniğine nöbet rekürrensi ile başvuran olgular retrospektif olarak incelenmiş ve nöbet rölapsına neden olan faktörler belirlenmeye çalışılmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu retrospektif çalışmada, kliniğimiz "Epilepsi Polikliniği"ne kayıtlı ve ilaç kesimiyle birlikte nöbet tekrarı olan nörolojik defisiti, mental retardasyonu olmayan 66 olgu (31 Kadın, 35 Erkek) incelenmiştir. Bulgular: Nöbet başlama yaşı 1 ile 52 yaş arasında değişen olgularda, nöbet tipleri 36 olguda (%54.5) primer jeneralize epilepsi, 22 olguda (%33.3) kompleks parsiyel epilepsi, 8 olguda (%12.1) sekonder jeneralize epilepsi olarak değerlendirilmiştir. Nöbetsiz ilaç kullanım süresinin 2 olguda 1 yılın altında, 6 olguda 1-2 yıl, 29 olguda 2-3 yıl, 13 olguda 3-4 yıl, 16 olguda 4 yıl ve üzerinde olduğu görülmüştür. Olguların 11'inde ilaçların azaltılması sırasında nöbet tekrarı izlenirken, 14 olguda ilaç kesiminden sonraki ilk 1 ay içinde, 3 olguda 1-3 ay sonra, 12 olguda 3-6 ay sonra, 12 olguda 6 ay-1 yıl sonra, 14 olguda ilaç kesiminden en az 1 yıl geçtikten sonra nöbet tekrarının olduğu gözlenmiştir. Olguların nöbet tekrarından önceki antiepileptik tedavilerine bakıldığında, 20 olgunun fenitoin, 25 olgunun karbamazepin, 3 olgunun valproik asit, 3 olgunun fenobarbital kullandığı, 11 olgunun politerapi aldığı görülmüştür. Sonuç: Çalışmamızda yer alan rölaps olgularının çoğunluğunu adolesan başlangıçlı olguların oluşturduğu, nöbet tipinin en fazla PJE olduğu, rölapsların büyük bölümünün ilk 1 yıl içinde ortaya çıktığı, AEİ kullanım süresinin rölaps oranını etkilemediği saptanmıştır. Sonuçlar ilgili literatür bilgileri ile birlikte tartışılmıştır.
Objective: Seizure recurrence is one of the main problems in epileptic patients after discontinuation of antiepileptic drugs (AEDs). Management of factors that increases the risk of recurrence may refine the treatment plan in these patients. We evaluated retrospectively all cases who had seizure recurrence in our epilepsy clinic, and tried to determine the factors that may lead to recurrence. Material and Method: In this retrospective study, we assessed 66 (31 female and 35 male) epileptic patients registered to our Epilepsy Clinic who had recurrence of seizure after drug withdrawal. None of the patients had neurological deficit or were mentally retarded. Results: The onset of seizures varied between 1-52 years of age, and seizure types were as follows: 36 cases (54.5%) primary generalized epilepsy, 22 cases (33.3%) complex partial epilepsy, 8 cases (12.1%) secondary generalized epilepsy. These patients were seizurefree before discontinuation for less than 1 year in 2 cases, 1-2 years in 6,2-3 years in 29, 3-4 years in 13, 4 years or more in 16. Seizures recurred during tapering of AEDs in 11 cases. Other patients had seizure recurrence after withdrawal of AEDs as follows: 14 patients within 1 month, 3 patients in 1-3 months, 12 patients in 6 months-1 year, 14 patients after at least 1 year. Regarding the antiepileptic drug profile of these patients, 20 patients were taking phenytoin, 25 carbamazepine, 3 sodium valproate, 3 phenobarbital and 11 were on polytherapy. We discussed the relationship of seizure recurrence and factors such as age of onset, seizure types, duration of AED usage, type of AEDs in the light of current literature. Conclusion: We observed that 1) the majority of recurrent cases comprises of adolescence-onset epilepsy patients; 2) the most prevalent type of seizure was PGE; 3) recurrences occur in the first year of discontinuation of drug; and 4) duration of AED usage was not related to recurrence rates.