KÜRESELLEŞME: KÜLTÜREL BOYUTLU EVRENSELCİLİK Mİ YERELLİK Mİ?

Küreselleşme son dönemlerde sosyal bilimler literatüründe çok kullanılan ama bir o kadar da net biçimde tanımlanmayan bir kavramdır. Bazı araştırmacılar bu kavramın belli bir iktidar odağına hizmet etmek için üretildiğini, bu yüzden çok sayıda küreselleşme söyleminin olduğunu ifade etmektedirler. Küreselleşme Davos kültürü müdür? Amerikan damgalı popüler kültür müdür? Yoksa fakülte club kültürü müdür? En azından küreselleşmenin üç anlamından bahsedilir. Siyasal alanda küreselleşmenin Amerika’nın dünyayı düzenleme gücüdür. Ekonomik anlamda sermayenin hareketliliği ve çok uluslu şirketlerin ağırlığıdır. Bir de küreselleşmenin küresel boyutu söz konusudur. Bu boyut iktidardan çok insana ilişkindir. Bu boyutta bir taraftan insanların tüketim kalıpları açısından birbirine benzetilmesi çabası vardır. Bu bir bütünleştirme çabasıdır. Ama aynı zamanda etnik ve dini kimliklerin yeniden keşfi biçiminde bir işleyiş vardır. Bu anlamıyla da küresel hegemonyanın bütünleştirici yapısına meydan okumaktadır. Bu çalışmada küreselleşme olgusu, kültür merkezli anlaşılmaya çalışılacaktır, evrensel olanla yerel arasındaki ilişki Türkiye açısından analiz edilecektir.

In recent years globalization used widely for social sciences literature but in the other hand it couldn’t be clearly defined. Some researchers express that conception created for serving certain locus of power, thus they express than many expressions exist in the literature. This study tried to understand the phenomenon of globalization of culture-based, in terms of universal local relationship between Turkey will be analyzed.