BİLGE KARASU ANLATISINDA SU VE KADIN

Doğanın ve suyun kadınla özdeşleştirilmesi nadir karşılaşılan birtutum değildir. Toplumların yaratılış mitlerinden günümüze uzanan pek çokanlatıda bu özdeşleştirmeyle karşılaşırız. Nitekim Gaston Bachelard'a göre“suda yansıyan her şey kadınsı bir iz taşır” Doğanın “Tabiat Ana” olarak temsili doğayı ve de kadını yüceltmek için mi, yoksa bu ikisine tahakküm kurmaçabasında olan kültürü ve erkeği yüceltmek için midir? Bu çalışmada BilgeKarasu anlatısından yola çıkılarak bu soruya cevap aranırken suyun bu metinlerde nasıl kurgulandığı meselesine değinilecektir. Şöyle ki bu metinlerde doğum ve ölüm, kadın ve erkek birbirinin karşıtı değildir belki; ama su herzaman kadını çağrıştırır ve kadın/su her zaman ürkütücüdür. Bu, doğanın üzerinde tahakküm kuramadığı gibi doğurganlığıyla “büyüleyen” kadının karşısında “aç” olan erkeğin korkusudur. Su başta olmak üzere sandal, ada gibiunsurların doğumla nasıl bağdaştırıldığı, bu bağdaşımda erkeğin salt bir seyirci olarak suya ve kadına bakışı gösterilmeye çalışılacaktır.

Water and Woman in Bilge Karasu’s Narrative

: Identifying nature and water with women is not a rare attitude. Most narratives from the creation myths of societies to the present, we would encounter this identification. Indeed, according to Gaston Bachelard, “What is reflected in the water, always carries a feminine trace”. Is the representation of nature as the “Mother Nature” to glorify the nature and the woman, or to glorify the culture and the man who are trying to dominate the nature or womanhood? This study, will try to answer these question based on texts of Bilge Karasu and how water is constructed. In these texts, birth and death, men and women are not opposed to each other; but water always evokes woman, and woman/water is always frightening. This is the fear of the “hungry” man for woman, whom the nature cannot dominate and fascinates with her fertility. It will be tried to show how the water, especially the boats and the island are connected with the birth, and in this context, perspective of the man as a mere spectator to the water and woman.

___

  • BACHELARD, Gaston (2006), Su ve Düşler, Yapı Kredi Yay., İstanbul.
  • BERRY, Kate A. (1997), “Of Blood and Water”, Journal of the Southwest. C. 39, S. 1, s. 79-111.
  • GÖÇ, Murat (2013), “Kötü Tanrılar, Yitik Oğullar ve Hayalet Gemiler: Deniz Anlatılarında Erkeklik ve Varoluş Sıkıntıları”. Kırıkkale: IV. Uluslararası Karşılaştırmalı Edebiyat Bilimi Kongresi Bildiri Kitabı. s. 577-585.
  • GÜRBİLEK, Nurdan (1995), Yer Değiştiren Gölge, Metis Yay., İstanbul.
  • JARDINS, Joseph R. Des (2006), Çevre Etiği: Çevre Felsefesine Giriş, İmge Kitabevi, Ankara.
  • KARASU, Bilge (2015), Altı Ay Bir Güz, 5. Baskı, Metis Yay., İstanbul.
  • KARASU, Bilge (2003), Göçmüş Kediler Bahçesi, 6. Baskı, Metis Yay., İstanbul.
  • KARASU, Bilge (2000), Troya’da Ölüm Vardı, 4. Baskı, Metis Yay., İstanbul.
  • KOCABIYIK, Ergun (2015a), Dolaylı Hayvan, 2. Baskı, Boğaziçi Üniversitesi Yay., İstanbul.
  • KOCABIYIK, Ergun (2015b), Dünyanın Fısıltısı: Bir Mecaz Olarak Doğa Kitabı, Boğaziçi Üniversitesi Yay., İstanbul.
  • ÖGEL, Bahaeddin (2001a), Türk Mitolojisi I, Millî Eğitim Bas., İstanbul.
  • ÖGEL, Bahaeddin (2001b), Türk Mitolojisi II, Millî Eğitim Bas., İstanbul.
  • PLUMWOOD Val (2004), Feminizm ve Doğaya Hükmetmek, Metis Yay., İstanbul.
  • RANK, Otto (2014), Doğum Travması, Metis Yay., İstanbul.
  • SENECA, Lucius Annaeus (2014), Doğa Araştırmaları, Jaguar Kitap, İstanbul.
  • SEPETÇİOĞLU, Mustafa Necati (1969), Yaratılış ve Türeyiş: Türk Destanı, Millî Eğitim Bas., İstanbul.
  • ŞAHİNGİL, Derya (2012), “Suya Dönmek: Benlik Kavramına Ekoeleştirel ve İçten-Etkin Yaklaşımlar”. Ekoeleştiri: Çevre ve Edebiyat. (Haz. Serpil Oppermann). Phoenix Yay., Ankara.