“Resurrection” of Tradition from “My Prostitude Lover” to “Monna Rosa”

The reflection of women in poetry in Turkish literature has always been religious, political, social, cultural, etc. differentiated by the effect of dynamics in every period. While the woman whose sexuality was left in the background before Islam was in the social life, as a result of the civilization and cultural change with Islam, she moved away from the society with her classical poetry and gained privacy. Her beauty are described with symbols and masochisms and abstracted with features that are not real-life. Thus, the woman who has been turned into a collective lover has been added to Sufi thought. With the influence of Westernization, the woman was embodied as a social being with her feelings, thoughts and wishes ın the second period of Tanzimat, the first phase of Turkish literatüre. The woman has “hair, lip, waist”, etc. Despite her physical features in a concrete and captivating way, her blessed image has been maintained ın the process that continues from Tanzimat to the Republic. The blessedness is shaken by the fact that the woman is explicitly prioritized and includes erotic connotations (“White neck”, “short skirt”, “wheat skin”, “racy songs”, “ankles tickling inside men”) ın the poem “Fahriye Abla” by Ahmet Muhip Dıranas in the Republic. This also symbolizes the reflection of social change in the literary space for that period. This traditional, exalted state of the woman which is shaken in Turkish poetry ends with Strange's poem (Orhan Veli Kanık's “My Whore Darling", “I'm Listening Istanbul”, “Love Official Parade”, “The Wife of the Driver” etc.). Now tradition has been laid on the ground, the woman so dear has been turned into a sexual object “wearing”. If the Second New, who has a reaction poem to Strange, continues this image Sezai Karakoç who opposed the understanding of Orhan Veli Kanık has gained its old value in tradition (with the process that started with “Monna Rosa” is a modern Leyla and Mecnun experiment) with modern comments on woman / lover divan poetry elements.

“Vesikalı Yârim”den “Monna Rosa”ya Geleneğin “Diriliş”i

Türk edebiyatında kadının şiire yansıması her dönemde dinî, siyasi, toplumsal, kültürel vb. kuvvetlerin etkisiyle farklılaşmıştır. İslamiyet’ten önce toplumsal hayatın içinde tasvir edilen kadın, İslamiyet’le birlikte yaşanan medeniyet ve kültür değişiminden etkilenmiş; divan şiirinde toplumdan uzaklaşmış; mahremiyet kazanmıştır. Güzelliği gerçek hayatta olmayan özelliklerle soyutlaştırılarak; sembollerle, mazmunlarla ifade edilmiştir. Böylece kolektif bir sevgiliye dönüştürülen kadın tasavvufi düşünceye eklemlenmiştir. Buna karşın Batı etkisinde gelişen Türk edebiyatının ilk evresi Tanzimat’ın ikinci döneminde kadın duyguları, düşünceleri, istekleriyle sosyal bir varlık olarak somutlaştırılmıştır. Tanzimat’tan Cumhuriyet’e kadar devam eden süreçte kadın “saçı, dudağı, beli” vb. fiziksel özellikleriyle somut, cezbedici bir şekilde şiirlerde kendini gösterse de kutsanmış bir imge olmasından taviz vermemiştir. Kutsanmışlık, Cumhuriyet Dönemi Türk Şiiri’nde Ahmet Muhip Dıranas’ın “Fahriye Abla” şiirinde kadının açık bir şekilde cinselliğinin öncelenmesi ve erotik çağrışımlara (“ak pak gerdan”, “kısa etek”, “buğdaysı ten”, “açık saçık şarkılar”, “bileklerinin erkeklerin içini gıcıklaması”) yer vermesiyle sarsılır. Şiirin muhtevasında ve dilindeki bu değişim aynı zamanda o dönem için toplumsal değişimin edebî alana yansımasını simgeler. Kadının Türk şiirindeki sarsılan bu geleneksel, yüceltilmiş hâli Garip şiiriyle (Orhan Veli Kanık’nin “Vesikalı Yârim”, “İstanbul’u Dinliyorum”, “Aşk Resmi Geçidi”, “Şoförün Karısı” vb.) son bulur. Artık “gelenek yerlere serilmiş” kadın yani sevgili “takıp takıştıran” cinselliği ön plana çıkarılmış bir şiir kişisine dönüştürülmüştür. Garip’e bir tepki şiiri olan İkinci Yeni bu imgeyi devam ettirse de Orhan Veli Kanık’ın şiir anlayışına karşı çıkan Sezai Karakoç modern bir Leyla ile Mecnun denemesi olan “Monna Rosa”yla başlayan süreçle, kadına, sevgiliye; divan şiirindeki mazmunlara getirdiği yorumlarla gelenekteki değerini tekrar kazandırmıştır.

___

Asiltürk, B. (2006). Hilesiz terazi. Yapı Kredi Yayınları.

Belge, M. (2018). Şairaneden şiirsele. İletişim Yayınları.

Bezirci, A. (1972). Orhan Veli Kanık. Oluş Yayınevi.

------------ . (1987). İkinci Yeni olayı. Gözlem Yay.

Cebeci, D. (2009). Divan şiirinde kadın. Bilgeoğuz Yayınları.

Doğan, M. H. (2008). İkinci Yeni şiir-antoloji-dosya. İkarus Yayınları.

Doğan, M. C. (2018). Modern Türk şiiri. Yapı Kredi Yayınları.

Dursun, A. vd. (2015). Medeniyetin burçları: Sezai Karakoç kitabı. Medeniyetin Burçları Derneği Yay.

Durukan, D.(2012). Modern Türk şiirinde kadın imgesi. Everest Yayınları.

Ercilasun, B. (1998). Orhan Veli Kanık kanık. MEB Yayınları.

Eroğlu, E. (1981). Sezai Karakoç’un şiiri. Bürde Yayınları.

Kanık, O. V. (1998). Bütün şiirleri. Adam Yayınları

Kaplan, M. (2008). Şiir tahlilleri-2. Dergah Yayınları.

Karaca, A. (2016). İkinci Yeni poetikası. Hece Yayınları.

Karataş, T. (1998). Doğu’nun yedinci oğlu Sezai Karakoç. Kaknüs Yay.

Karakoç, S. (1989a). Hatıralar, Diriliş. 7, (49), 6-8.

-------------. (1989b). Hatıralar, Diriliş. 7, (51), 8-10.

-------------. (1989c). Hatıralar, Diriliş. 7, (73), 6-8.

-------------. (2012). Gün doğmadan. Diriliş Yayınları.

-------------. (2014a). Edebiyat yazıları-I. Diriliş Yayınları.

-------------. (2014b). Edebiyat yazıları-II. Diriliş Yayınları.

Mignon, L. (2018). Kaldırımlardan Monna Rosa’ya. Hece :Sezai Karakoç ve Bir Uygarlık Tasarımı Olarak Diriliş Özel Sayısı, (73), 49-61.

Oral, H. (2014). Şiir hikayeleri. TİB Kültür Yayınları.

Özsoy, Ş. M. (2001). Kanık’sadığım biri Orhan Veli Kanık. Ayna Yayınevi.

Özsoy,Ş. M., Oral, H. (2014). Erol Güney’in ke(n)disi. Yapı KrediYayınları.

Pala, İ. (1999). Divan şiiri sözlüğü. Ötüken Yayınları.

Sazyek, H. (1996). Cumhuriyet Dönemi Türk şiirinde Garip hareketi. TİB Yayınları.

Türk Dil Kurumu Sözlük (Cilt : II). (1998). TDK Yayınları.