ZİYA GÖKALP'İN MANZÛMELERİ VE ALA GEYİK HAKKINDA

Osmanlı Devleti'nin en sıkıntılı günlerine tanık olan Ziya Gökalp, aydınların İslam Birliği, Osmanlıcılık ve manda taraftarı olduğu bir dönemde Türk milliyetçiliğini savunmuş ve Türklük bilincini öne çıkarmış bir fikir adamıdır. Gökalp'in savunduğu Türk milliyetçiliği nihâî olarak Turan Ülküsü gibi bir Türk dünyası hayâli içerse de yüzyıllarca bastırılmış Türklük bilincinin uyanmasını sağlamak açısından etkili olmuştur. Gökalp, devletin ve milletin içinde bulunduğu kötü durumdan kurtulması için önerdiği fikirlerle Ulusal Kurtuluş Savaşı sonrası yapılan yeniliklerin bir kısmına da katkı sağlamıştır. Bu çerçevede, Gökalp'in hararetle savunduğu fikirlerden biri kültür ve edebiyatın karmaşık yapıdan kurtulup millî bir kimliğe bürünmesi olmuştur. Gökalp'e göre edebiyatın millî bir kimlik kazanabilmesi halk kültürüne yönelmesi ve halk edebiyatından beslenmesi ile gerçekleşir. Yüzyıllarca ötelenmiş, ihmal edilmiş ve hak ettiği değeri görememiş olan halk aslında milletin temel gücü ve dayanağı konumundadır. Yazar ve şairler halk kültüründen beslendikleri ölçüde eserleri millî bir hüviyete bürünür, milletin öz değerlerini işledikleri müddetçe geniş halk kesimi tarafından okunup anlaşılabilirler. Oysa, halk kültürü bazı Osmanlı aydın ve bürokratları tarafından yüzyıllarca küçümsenmiş, hatta hakîr görülmüştür. Ziya Gökalp'in bu düşünceler ışığında yazdığı Asker İle Şair, Halîfe ve Müftü, San'at, Kavim, Meslek Kadını, Askerin Türküsü, Esnâf Destanı v.d. sorumluluk sahibi, bilinçli, itaatkâr, düşünen ve görev bilinciyle hareket eden insanı tanımlama ve doğru davranış biçimlerini kavratma amacıyla söylenmiş manzumelerdir. Gökalp'e bu manzumeleri söyleten, diğer nedenlerin yanında sağlıklı ve uygar bir toplumun sorumlu, bilinçli ve sağlıklı fertlerden oluşacağı fikri olmalıdır. Gökalp'in, 1913 yılında yayınlanan Ala Geyik manzumesi kolay anlaşılabilir biçim ve içeriğiyle "taklitçi ve kozmopolit "aydın tabaka kültürü"ne karşı çıkardığı (...) halk kültürü"nün edebiyata yansımış bir örneğidir. Çok önemsediği Dilde Türkçülük fikri uyarınca dizelerinin büyük oranda Türkçe kelimelerden oluşması ve hece ile yazılması, bu fikir adamının şiir ve yazılarıyla Yeni Lisan Hareketi'ne sağladığı katkının da bir belgesi niteliğindedir.

ABOUT ZİYA GÖKALP POEM AND FALLOW DEER

Ziya Gökalp, who witnessed the most troublesome days of the Ottoman Empire, was an intellectual who defended and foregrounded Turkish nationalism and Turkism at the time when other intellectuals were in favour of Islamic Union, Ottomanism, and mandate. Although Gökalp's idea of Turkish nationalism was ultimately motivated by PanTurkism, it was effective in awakening Turkic consciousness. Gökalp's ideas and views on saving the state and the people from downfall contributed to some of the reforms introduced after the War of Independence. Within this frame, one of the ideas that Gökalp passionately defended was freeing culture and literature from complexity so that they could gain nationalist identity. According to Gökalp, in order for literature to gain nationalist identity, it had to turn to folk culture and literature. The folk people who had been displaced, neglected and ignored for centuries were in fact the primary source and basis of the nation. As long as the authors and poets fed on folk culture, their works could gain nationalist identity; as long as they treated authentic subjects, they could be read and comprehended by large group of people. However, the folk culture for centuries had been scorned and even despised by some Ottoman intellectuals and bureaucrats. In light of these ideas, Gökalp wrote poems such as Asker İle Şair, Halîfe ve Müftü, San'at, Kavim, Meslek Kadını, Askerin Türküsü, Esnâf Destanı, in which he portrayed figures that are responsible, conscious, obedient, thinking and dutiful, and through which he conceptualised right behaviour patterns. Another motivating factor for the composition of these verses must have been the idea that a healthy and civilised society could consist of responsible, conscious and healthy individuals. Gökalp's verse, Ala Geyik, which was published in 1913, with its simple form and content was the literary reflection of "folk culture's rebellion against the imitative and cosmopolite elite culture." In light of Turkism in Language, an idea he highly valued, the fact that Turkish words dominated his string of words, and that he used syllabic meter, revealed how he as an intellectual with his poems and essays contributed to the New Language Movement.

___

BANARLI, Nihad Sâmi; Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, MEB. Yay., İstanbul 1998.

GÖKALP, Ziya; Altın Işık, Haz.: Şevket Kutkan, Kültür Bakanlığı, 1. seri: 5, 1. bs., Ankara 1976.

GÖKALP, Ziya; Kızılelma, Haz.: Hikmet Tanyu, Kültür Bakanlığı Yay., 1. seri: 2, 1. bs., Ankara

GÖKALP, Ziya; Yeni hayat/ Doğru Yol, Haz.: Müjgan Cunbur, Kültür Bakanlığı, Yay. 3, 1. bs., Ankara 1976.

KAPLAN, Mehmet; Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 2, dergâh yay., İstanbul 1987.

Yahyâ Kemâl; Siyâsî ve Edebî Portreler, İstanbul Fetih Cemiyeti, 3. bs., İstanbul 1986.

Yahyâ Kemâl; Siyâsî ve Edebî Portreler, İstanbul Fetih Cemiyeti, 3. bs., İstanbul 1986, s. 59.