SEKÜLERİZM VE EDEBİYAT ELEŞTİRİSİ

Sekülerizm, bireysel ve toplumsal yaşamın her alanında olduğu kadar akademik ve kültürel konularda da tartışmaların odağında yer almaktadır. Makalemizin konusunu oluşturan sekülerizm ile edebiyat ve edebiyat eleştirisi arasındaki ilişki, bu alanın en önde gelen eleştirmenlerinden ve entelektüellerinden biri olan Edward Said’in perspektifinden ele alınmaktadır. Daha çok Oryantalizm kitabıyla haklı bir üne sahip olan Edward Said, bütün eleştiri nosyonunu sekülerizmi temel alarak inşa etmiştir. Bu çalışma en yaygın anlamıyla dini ve dünyevi olanın birbirlerinden ayrılması, dünyevi eylemlerde ilahi müdahalenin reddedilmesini ifade eden sekülerizmin edebiyat ve eleştiriye uygulanmasını ve bu alanlara yansıma biçimini incelemektedir. Said seküler eleştiri kavramıyla, dünyanın maddi uygarlığını oluşturma, tarihi biçimlendirme ve ona yön verme yetisinin ve sorumluluğunun yalnızca insanoğluna ait olduğunu iddia eder ve ilahi menşeli metafizik ögelerin müdahalelerini ret eder. Sekülerizmin sadece din karşıtlığı şeklinde anlaşılması, Said’in eksik ve yanlış anlaşılmasını beraberinde getirecektir. Çünkü söz konusu eleştirel yaklaşım, aynı zamanda eleştirmenin ve entelektüelin, milliyetçiliğin ve profesyonelliğin dar kalıpları içinde hapsolmaktan çok, bağımsız ve evrensel niteliklere sahip olmasını; eleştirmenin kendisini evrensel, sürgün olarak görmesini ve hümanist değerlerle donanmasını gerektirir. Said’in görece daha az bilinen bu yönü diğer çalışmalarının gölgesinde kalmış ve dolayısıyla yeterince anlaşılamamıştır. Said, eleştiri alanında kontrapuntal adını verdiği çok sesli okuma yöntemiyle, bir edebi eseri en geniş anlamıyla toplumsal dinamikleri göz önünde bulundurarak anlamaya çalışmak gerektiğini savunur. Said’in ifade ettiği anlamda sekülerizm, insanın dünyevi ürünü olan bir eser olarak tarihi tanımlama çabasını nitelemektedir.

SECULARISM AND LITERARY CRITICISM

Secularism is at the center of discussions on academic and cultural issues as well as every aspect of individual and social life. The relation between secularism and literature and literary criticism, which is the subject of our article, is considered from the perspective of Edward Said, one of the most prominent critics and intellectuals of this field. Edward Said, who has a well-deserved reputation for his work on Orientalism, constructed the notion of all criticism on the basis of secularism. This study examines the application of secularism, which refers to the rejection of divine intervention in worldly actions, the way it applies to literature and criticism, and its reflection on these areas. Said argues that with the concept of secular criticism, the ability and responsibility to form the world's material civilization, to shape the history belong to mankind only, and rejects the interventions of divine metaphysical elements. The understanding of secularism only as anti-religious will bring about the missing and misunderstanding of Said. Because the critical approach in question is that independent critics and intellectuals have independent and universal qualities rather than being imprisoned in narrow patterns of nationalism and professionalism; the critic is required to regard himself as universal, exile, and to be equipped with humanist values. Through the method which he named as contrapuntal, Said argues that in his field of criticism he tries to understand a literary work in the broadest sense by taking into consideration the social dynamics in the broad sense of reading. Secular criticism, Said's relatively less-known aspect, has been overshadowed by his other work, and is therefore poorly understood. In his sense, secularism characterizes the attempt to define the history as a worldly product of human beings.

___

Turkish Studies (Elektronik)-Cover
  • ISSN: 1308-2140
  • Yayın Aralığı: Yılda 4 Sayı
  • Başlangıç: 2006
  • Yayıncı: Mehmet Dursun Erdem