PSİKANALİTİK BAKIŞ AÇISIYLA SANAT, SANATÇI VE YAZMA DÜRTÜSÜ

İnsanoğlu dünyada var olduğu andan itibaren bir şeyler yapma isteği ve zorunluluğu içerisinde olmuştur. Kişi, bir taraftan hayatta kalmak için açlık, hastalık ve soğukla mücadele ederken diğer taraftan ise bir şeyler üretmenin peşinde olmuştur. Bu üretimi “yaratıcılık” tabiriyle de algılayan birey, sanatın varlığını keşfeder. Sanatın varlığı kâinatın her yapı taşında kendisini gösterir. İnsanoğlu, yapısında var olan potansiyeli kullanarak birçok sanat eseri oluşturmuştur. Birey, her ne kadar üretim faaliyetlerini genelde bilinçli yapsa da bir kısmını ise bilinçdışı ve bilinçaltı yönleri ile dürtülerinden alır. Yazma eylemi, her ne kadar bilinçli bir karaktere sahip olsa da bireyin bilinçdışı yönleri ile dürtülerinin dışa vurumu da olabilir. Yazma dürtüsü sanatçıyı veya yazarı harekete geçiren çok güçlü bir dürtüdür. Yazmak, zamanla kişi için bir yaşama biçimi halini alır. Yazar, yazmadığında kendisini huzursuz eden bir şeyler olduğunu hisseder. Psikanalizde sanatçının eserlerini oluşturmasında sadece bilincin değil bilinçdışı ve dürtülerin de etkisi olduğu ifade edilir. Bu yazıda Sait Faik Abasıyanık, Orhan Pamuk ve Necip Fazıl Kısakürek’ten örnekler verilerek kişiyi harekete geçiren hususlar üzerinde durulacak. Bu makalede amaç, psikanalitik değerlendirmeler yaparak yazma eylemini sanat, sanatçı ve yazma dürtüsü bağlamında irdelemektir.

___

  • FREUD, S. (1979). Sanat ve Sanatçılar Üzerine, (Çev. K Şipal), İstanbul: Bozak Yayınları.
  • KARABULUT, M. (2013). Edip Cansever Şiiri, Psikanalitik Bir İnceleme, Ankara: Öncü Kitap Yayınları.
  • KOLCU, A. İ. (2010), Edebiyat Kuramları, Salkımsöğüt Yay., Erzurum.