Amaç: S100B proteininin kardiyak operasyon ve kardiyopulmoner bypass sonrası görülebilen serebral hasarın bir göstergesi olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmanın amacı serum S100B proteinini kullanarak, kardiyopulmoner bypass sonrasında görülebilen serebral hasara, pulsatil akımlı kardiyopulmoner bypassın etkisini araştırmaktı. Materyal ve Metod: Elektif koroner bypass ameliyatı planlanan 30 hasta randomize olarak iki gruba ayırıldı (Grup A pulsatil akım, Grup B devamlı akım). Bütün hastalarda pulsatil ve devamlı akım sağlayabilen döner başlıklı pompa kullanıldı. Tüm hastalardan ameliyat öncesi, kardiyopulmoner bypass başlangıcında, aort klempi kaldırılmadan, cilt kapatılırken, ameliyat sonrasında 6. ve 12. saatlerde kan örneği alınarak saklandı. Elde edilen serumlardaki S100B seviyesi immunoluminometrik yöntemle ölçüldü. Bulgular: Her iki grup yaş, anastomoz sayısı, kardiyopulmoner bypass ve aort klemp zamanı, ventilasyon zamanı ve yoğun bakımda kalış süreleri açısından karşılaştırıldı. Her iki grupta ameliyat sonrası S100B değerleri ameliyat öncesi değerlere göre önemli ölçüde yükseldi (p < 0.001). Devamlı akım uygulanan gruptaki S100B değerleri, özellikle aort klempi kaldırıldığında ve cilt insizyonu kapatılırken alınan kan örneklerinde diğer gruba oranla yüksek çıkmasına rağmen (1.7'e karşın l ve 2.2'ye karşın 1.74 $mu$g/L; p > 0.05), her iki gruptaki S100B seviyeleri arasındaki fark hiçbir dönemde anlamlı bulunamadı. Sonuç: Kardiyopulmoner bypass sırasında serum S100B değeri anlamlı derecede yükselmektedir. Kardiyopulmoner bypass sırasında uygulanan pulsatil akım devamlı akımla karşılaştırıldığında, pulsatil akımın kardiyopulmoner bypass ve sonrasında S100B salınımma anlamlı etkisi olmadığı görülmüştür. Bu sonuçlar pulsatil akımın serebral hasarı azaltıcı etkisi olmadığını göstermektedir.
Background: S100B protein has been suggested to be a marker for cerebral injury after cardiac operation and extra-corporeal circulation. The aim of this study was to determine the effect of pulsatile blood flow during cardiopulmonary bypass (CPB) on cerebral injury by using S100B as a marker for cerebral injury. Methods: Thirty patients with elective coronary artery bypass grafting were randomized into two groups (Group A pulsatile, and Group B non-pulsatile). In all cases a roller pump with a pulsatile and non-pulsatile mode was used for CPB. Serial blood samples (preoperative, beginning of CPB, before aortic cross clamp release, during skin closure and 6 and 12 hours postoperatively) were collected. The serum was analyzed for S100B using immunoluminometric assay. Results: Both groups were matched for age, number of grafts, and duration of CPB and aortic cross clamping, the time of ventilation and ICU stay. Postoperative levels of S100B were significantly higher in both groups compared to the preoperative levels (p < 0.001). Although S100B levels were higher at the time of declamping the aorta and during skin closure in the non-pulsatile group (1.7 vs l and 2.2 vs 1.74 $mu$g/L; p > 0.05), there was no significant difference in S100B levels between the groups at any time. Conclusions: Serum levels of S100B increase significantly during CPB. However, pulsatile perfusion does not reduce serum S100B release significantly during CBP compared with non-pulsatile perfusion. These results indicate that pulsatile blood flow does not have a neuroprotective effect. "> [PDF] Pulsatil akım kardiyopulmoner bypass sonrası S100B protein salınımını azaltmıyor | [PDF] Pulsatile blood flow during cardiopulmonary bypass does not reduce the release of S100B Amaç: S100B proteininin kardiyak operasyon ve kardiyopulmoner bypass sonrası görülebilen serebral hasarın bir göstergesi olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmanın amacı serum S100B proteinini kullanarak, kardiyopulmoner bypass sonrasında görülebilen serebral hasara, pulsatil akımlı kardiyopulmoner bypassın etkisini araştırmaktı. Materyal ve Metod: Elektif koroner bypass ameliyatı planlanan 30 hasta randomize olarak iki gruba ayırıldı (Grup A pulsatil akım, Grup B devamlı akım). Bütün hastalarda pulsatil ve devamlı akım sağlayabilen döner başlıklı pompa kullanıldı. Tüm hastalardan ameliyat öncesi, kardiyopulmoner bypass başlangıcında, aort klempi kaldırılmadan, cilt kapatılırken, ameliyat sonrasında 6. ve 12. saatlerde kan örneği alınarak saklandı. Elde edilen serumlardaki S100B seviyesi immunoluminometrik yöntemle ölçüldü. Bulgular: Her iki grup yaş, anastomoz sayısı, kardiyopulmoner bypass ve aort klemp zamanı, ventilasyon zamanı ve yoğun bakımda kalış süreleri açısından karşılaştırıldı. Her iki grupta ameliyat sonrası S100B değerleri ameliyat öncesi değerlere göre önemli ölçüde yükseldi (p < 0.001). Devamlı akım uygulanan gruptaki S100B değerleri, özellikle aort klempi kaldırıldığında ve cilt insizyonu kapatılırken alınan kan örneklerinde diğer gruba oranla yüksek çıkmasına rağmen (1.7'e karşın l ve 2.2'ye karşın 1.74 $mu$g/L; p > 0.05), her iki gruptaki S100B seviyeleri arasındaki fark hiçbir dönemde anlamlı bulunamadı. Sonuç: Kardiyopulmoner bypass sırasında serum S100B değeri anlamlı derecede yükselmektedir. Kardiyopulmoner bypass sırasında uygulanan pulsatil akım devamlı akımla karşılaştırıldığında, pulsatil akımın kardiyopulmoner bypass ve sonrasında S100B salınımma anlamlı etkisi olmadığı görülmüştür. Bu sonuçlar pulsatil akımın serebral hasarı azaltıcı etkisi olmadığını göstermektedir. "> Amaç: S100B proteininin kardiyak operasyon ve kardiyopulmoner bypass sonrası görülebilen serebral hasarın bir göstergesi olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmanın amacı serum S100B proteinini kullanarak, kardiyopulmoner bypass sonrasında görülebilen serebral hasara, pulsatil akımlı kardiyopulmoner bypassın etkisini araştırmaktı. Materyal ve Metod: Elektif koroner bypass ameliyatı planlanan 30 hasta randomize olarak iki gruba ayırıldı (Grup A pulsatil akım, Grup B devamlı akım). Bütün hastalarda pulsatil ve devamlı akım sağlayabilen döner başlıklı pompa kullanıldı. Tüm hastalardan ameliyat öncesi, kardiyopulmoner bypass başlangıcında, aort klempi kaldırılmadan, cilt kapatılırken, ameliyat sonrasında 6. ve 12. saatlerde kan örneği alınarak saklandı. Elde edilen serumlardaki S100B seviyesi immunoluminometrik yöntemle ölçüldü. Bulgular: Her iki grup yaş, anastomoz sayısı, kardiyopulmoner bypass ve aort klemp zamanı, ventilasyon zamanı ve yoğun bakımda kalış süreleri açısından karşılaştırıldı. Her iki grupta ameliyat sonrası S100B değerleri ameliyat öncesi değerlere göre önemli ölçüde yükseldi (p < 0.001). Devamlı akım uygulanan gruptaki S100B değerleri, özellikle aort klempi kaldırıldığında ve cilt insizyonu kapatılırken alınan kan örneklerinde diğer gruba oranla yüksek çıkmasına rağmen (1.7'e karşın l ve 2.2'ye karşın 1.74 $mu$g/L; p > 0.05), her iki gruptaki S100B seviyeleri arasındaki fark hiçbir dönemde anlamlı bulunamadı. Sonuç: Kardiyopulmoner bypass sırasında serum S100B değeri anlamlı derecede yükselmektedir. Kardiyopulmoner bypass sırasında uygulanan pulsatil akım devamlı akımla karşılaştırıldığında, pulsatil akımın kardiyopulmoner bypass ve sonrasında S100B salınımma anlamlı etkisi olmadığı görülmüştür. Bu sonuçlar pulsatil akımın serebral hasarı azaltıcı etkisi olmadığını göstermektedir.
Background: S100B protein has been suggested to be a marker for cerebral injury after cardiac operation and extra-corporeal circulation. The aim of this study was to determine the effect of pulsatile blood flow during cardiopulmonary bypass (CPB) on cerebral injury by using S100B as a marker for cerebral injury. Methods: Thirty patients with elective coronary artery bypass grafting were randomized into two groups (Group A pulsatile, and Group B non-pulsatile). In all cases a roller pump with a pulsatile and non-pulsatile mode was used for CPB. Serial blood samples (preoperative, beginning of CPB, before aortic cross clamp release, during skin closure and 6 and 12 hours postoperatively) were collected. The serum was analyzed for S100B using immunoluminometric assay. Results: Both groups were matched for age, number of grafts, and duration of CPB and aortic cross clamping, the time of ventilation and ICU stay. Postoperative levels of S100B were significantly higher in both groups compared to the preoperative levels (p < 0.001). Although S100B levels were higher at the time of declamping the aorta and during skin closure in the non-pulsatile group (1.7 vs l and 2.2 vs 1.74 $mu$g/L; p > 0.05), there was no significant difference in S100B levels between the groups at any time. Conclusions: Serum levels of S100B increase significantly during CPB. However, pulsatile perfusion does not reduce serum S100B release significantly during CBP compared with non-pulsatile perfusion. These results indicate that pulsatile blood flow does not have a neuroprotective effect. ">

Pulsatil akım kardiyopulmoner bypass sonrası S100B protein salınımını azaltmıyor

Amaç: S100B proteininin kardiyak operasyon ve kardiyopulmoner bypass sonrası görülebilen serebral hasarın bir göstergesi olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmanın amacı serum S100B proteinini kullanarak, kardiyopulmoner bypass sonrasında görülebilen serebral hasara, pulsatil akımlı kardiyopulmoner bypassın etkisini araştırmaktı. Materyal ve Metod: Elektif koroner bypass ameliyatı planlanan 30 hasta randomize olarak iki gruba ayırıldı (Grup A pulsatil akım, Grup B devamlı akım). Bütün hastalarda pulsatil ve devamlı akım sağlayabilen döner başlıklı pompa kullanıldı. Tüm hastalardan ameliyat öncesi, kardiyopulmoner bypass başlangıcında, aort klempi kaldırılmadan, cilt kapatılırken, ameliyat sonrasında 6. ve 12. saatlerde kan örneği alınarak saklandı. Elde edilen serumlardaki S100B seviyesi immunoluminometrik yöntemle ölçüldü. Bulgular: Her iki grup yaş, anastomoz sayısı, kardiyopulmoner bypass ve aort klemp zamanı, ventilasyon zamanı ve yoğun bakımda kalış süreleri açısından karşılaştırıldı. Her iki grupta ameliyat sonrası S100B değerleri ameliyat öncesi değerlere göre önemli ölçüde yükseldi (p < 0.001). Devamlı akım uygulanan gruptaki S100B değerleri, özellikle aort klempi kaldırıldığında ve cilt insizyonu kapatılırken alınan kan örneklerinde diğer gruba oranla yüksek çıkmasına rağmen (1.7'e karşın l ve 2.2'ye karşın 1.74 $mu$g/L; p > 0.05), her iki gruptaki S100B seviyeleri arasındaki fark hiçbir dönemde anlamlı bulunamadı. Sonuç: Kardiyopulmoner bypass sırasında serum S100B değeri anlamlı derecede yükselmektedir. Kardiyopulmoner bypass sırasında uygulanan pulsatil akım devamlı akımla karşılaştırıldığında, pulsatil akımın kardiyopulmoner bypass ve sonrasında S100B salınımma anlamlı etkisi olmadığı görülmüştür. Bu sonuçlar pulsatil akımın serebral hasarı azaltıcı etkisi olmadığını göstermektedir.

Pulsatile blood flow during cardiopulmonary bypass does not reduce the release of S100B

Background: S100B protein has been suggested to be a marker for cerebral injury after cardiac operation and extra-corporeal circulation. The aim of this study was to determine the effect of pulsatile blood flow during cardiopulmonary bypass (CPB) on cerebral injury by using S100B as a marker for cerebral injury. Methods: Thirty patients with elective coronary artery bypass grafting were randomized into two groups (Group A pulsatile, and Group B non-pulsatile). In all cases a roller pump with a pulsatile and non-pulsatile mode was used for CPB. Serial blood samples (preoperative, beginning of CPB, before aortic cross clamp release, during skin closure and 6 and 12 hours postoperatively) were collected. The serum was analyzed for S100B using immunoluminometric assay. Results: Both groups were matched for age, number of grafts, and duration of CPB and aortic cross clamping, the time of ventilation and ICU stay. Postoperative levels of S100B were significantly higher in both groups compared to the preoperative levels (p < 0.001). Although S100B levels were higher at the time of declamping the aorta and during skin closure in the non-pulsatile group (1.7 vs l and 2.2 vs 1.74 $mu$g/L; p > 0.05), there was no significant difference in S100B levels between the groups at any time. Conclusions: Serum levels of S100B increase significantly during CPB. However, pulsatile perfusion does not reduce serum S100B release significantly during CBP compared with non-pulsatile perfusion. These results indicate that pulsatile blood flow does not have a neuroprotective effect.

___

  • 1. Furlan AJ, Sila CA, Chimowitz MI, Jones SC. Neurologic complications related to cardiac surgery. Neurol Clin 1992;10:145-66.
  • 2. Gardner TJ, Horneffer PJ, Manolio TA, et al. Stroke following coronary artery bypass grafting: A ten year study. Ann Thorac Surg 1985;40:574-81.
  • 3. Roach GW, Kanchuger M, Mangano CM, et al. Adverse cerebral outcomes after coronary bypass surgery. Multicenter Study of Perioperative Ischemia Research Group and the Ischemia Research and Education Foundation Investigators. N Engl J Med 1996;335:1857-63.
  • 4. Hindman BJ, Dexter F, Ryu KH, Smith T, Cutkomp J. Pulsatile versus nonpulsatile cardiopulmonary bypass. No difference in brain blood flow or metabolism at 27 degrees C. Anesthesiology 1994; 80:1137-47.
  • 5. Chow G, Roberts IG, Harris D, et al. Stockert roller pump generated pulsatile flow: Cerebral metabolic changes in adult cardiopulmonary bypass. Perfusion 1997;12:113-9.
  • 6. Murkin JM, Martzke JS, Buchan AM, Bentley C, Wong CJ. A randomized study of the influence of perfusion technique and pH management strategy in 316 patients undergoing coronary artery bypass surgery. II. Neurologic and cognitive outcomes. J Thorac Cardiovasc Surg 1995; 110:349-62.
  • 7. Kusch B, Vogt S, SiratAS, Helwig-Rohling A, Kasseckert S, Moosdorf R. Serum S-100 beta protein release in coronary artery bypass grafting: Laminar versus pulsatile flow. Thorac Cardiovasc Surg 2001 ;49:179-83.
  • 8. Westaby S, Johnsson P, Parry AJ, et al. Serum S100 protein: A potential marker for cerebral ev.ents during cardiopulmonary bypass. Ann Thorac Surg 1996;61:88-92.
  • 9. Astudillo R, Van der Linden J, Radegran K, Hansson LO, Aberg B. Elevated serum levels of S-100 after deep hypothermic arrest correlate with duration of circulatory arrest. Eur J Cardiothorac Surg 1996;10:1107-12.
  • 10. Taggart DP, Mazel JW, Bhattacharya K, et al. Comparison of serum S-100 beta levels during coronary artery bypass grafting and intracardiac operations. Ann Thorac Surg 1997;63:492-6.
  • 11. Blomquist S, Johnsson P, Luhrs C, et al. The appearance of S-100 protein in serum during and immediately after cardiopulmonary bypass surgery: A possible marker for cerebral injury. J Cardiothorac Vase Anesth 1997; 11:699-703.
  • 12. Zimrner DB, Cornwall EH, Landar A, Song W. The S100 protein family: History, function, and expression. Brain Res Bull 1995;37:417-29.
  • 13. Hardemark HG, Ericsson N, Kotwica Z, et al. S-100 protein and neuron-specific enolase in CSF after experimental traumatic or focal ischemic brain damage. JNeurosurg 1989;71:727-31.
  • 14. Hardemark HG, Almqvist O, Johansson T, Pahlman S, Persson L. S-100 protein in cerebrospinal fluid after aneurysmal subarachnoid haemorrhage: Relation to functional outcome, late CT and SPECT changes, and signs of higher cortical dysfunction. Acta Neurochir (Wien) 1989;99:135-44.
  • 15. Kawahara F, Kadoi Y, Saito S, Yoshikawa D, Gotto F, Fujita N. Balloon pump-induced pulsatile perfusion during cardiopulmonary bypass does not improve brain oxygenation. JThorac Cardiovasc Surg 1999;118:361-6.
  • 16. Aurell A, Rosengren KB, Olsson JE, Zbornikova V, Haglid KG. Determination of S-100 and glial fibrillary acidic protein concentrations in cerebrospinal fluid after brain infarction. Stroke 1991;22:1254-8.
  • 17. Georgiadis D, Berger A, Kowatschev E, et al. Predictive value of S-100 beta and neuron-specific enolase serum levels for adverse neurologic outcome after cardiac surgery. J Thorac Cardiovasc Surg 2000; 119:138-47.
  • 18. Kumar P, Dhital K, Hossein-Nia M, Patel S, Holt D, Treasure T. S-100 protein release in a range of cardiothoracic surgical procedures. J Thorac Cardiovasc Surg 1997; 113:953-4.
  • 19. Sadahiro M, Haneda K, Mohri H. Experimental study of cerebral autoregulation during cardiopulmonary bypass with or without pulsatile perfusion. J Thorac Cardiovasc Surg 1994; 108:446-54.
  • 20. Fessatidis I, Prapas S, Hevas A, et al. Prevention of perioperative neurological dysfunction. A six year perspective of cardiac surgery. J Cardiovasc Surg (Torino) 1991;32:570-4.
  • 21. Moody DM, Brown WR, Challa VR, Stump DA, Reboussin DM, Legault C. Brain microemboli associated with cardiopulmonary bypass: A histologic and magnetic resonance imaging study. Ann Thorac Surg 1995;59:1304-7.
  • 22. Clark RE, Brillman J, Davis DA, Lovell MR, Price TR, Magovern GJ. Microemboli during coronary artery bypass grafting. Genesis and effect on outcome. J Thorac Cardiovasc Surg 1995; 109:249-57.
  • 23. Sylivris S, Levi C, Matalanis G, et al. Pattern and significance of cerebral microemboli during coronary artery bypass grafting. Ann Thorac Surg 1998;66:1674-8.
  • 24. Ogino H, Miki S, Ueda Y, Tahata T. A case of bowel necrosis due to acute mesenteric ischemia following pulsatile cardiopulmonary bypass. Ann Thorac Cardiovasc Surg 1998;4:34-6.
  • 25. Anderson RE, Hansson LO, Nilsson O, Liska J, Settergren G, Vaage J. Increase in serum S100A1-B and SIOOBB during cardiac surgery arises from extracerebral sources. Ann Thorac Surg 2001 ;71:1512-7.
  • 26. Jönsson H, Johnsson P, Ailing C, Bâckstörm M, Bergh C, Blomquist S. S-1006 after coronary artery surgery:release pattern, source of contamination and relation to neuropsychological outcome. Ann Thorac Surg 1999;68:2202-8.
  • 27. Kilminster S, Treasure T, McMillan T, Holt D W. Neuropsychological change and S100 protein release in 130 unselected patients undergoing cardiac surgery. Stroke 1999;30:1869-74.
Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi-Cover
  • ISSN: 1301-5680
  • Yayın Aralığı: Yılda 4 Sayı
  • Başlangıç: 1991
  • Yayıncı: Bayçınar Tıbbi Yayıncılık
Sayıdaki Diğer Makaleler

Pulsatil akım kardiyopulmoner bypass sonrası S100B protein salınımını azaltmıyor

Sinan ARSAN, Ali CİVELEK, Selim İSBİR, Serdar AKGÜN, Atike TEKELİ, Nazan AKSOY, Wolf Peter KLÖVEKORN, Matthias ROTH

Trakeoobronşiyal yabancı cisimler

Mehmet YILDIRIM, Murat YAŞAROĞLU, Uncu Oya İMAMOĞLU, Bülent AYDEMİR, Hanife Neşe YILDIRIM, Ilgaz DOĞUSOY, Tamer OKAY, Hatice DEMİRBAĞ

Malign intraplavral timoma

Hasan TÜZÜN, Bilge ÖZ, Gökçe ŞİRİN, Tansel ÇORTELEKOĞLU, Mehmet Ali AKALIN

Akut arteriyel tıkanıklarda cerrahi tedavi

Hakan AKBAYRAK, Denyan MANSUROĞLU, Ebru BAL, Ulusoy Nilgün BOZBUĞA, Kaan KIRALİ, Mete ALP, Murat Güçlü ELEVLİ, Vedat ERENTUĞ, Esat AKINCI, Cevat YAKUT, Mehmet BALKANAY, Gökhan İPEK, Hasan Basri ERDOĞAN

Sentetik greftlerle yapılan periferik bypasslarda seroma oluşumu

Adem GÜLER, Mutasım SÜNGÜN, Turan EGE, Melih Hulusi US, Ömer Yüksel ÖZTÜRK, Alaaddin PEKEDİZ

Sol ventrikül çıkım darlığı bulunan büyük arter transpozisyonunda arteriyel switch operasyonu: 3 Olgu sunumu

Buğra HARMANDAR, Zerrin SUNGUR, Emin TİRELİ, Murat BAŞARAN, Enver DAYIOĞLU, Ertan ONURSAL

Eksternal iliyak arter psödoanevrizmasının mesaneye fistülü

Canser Yılmaz DEMİR, Alper KUNT

Akut miyokard infarktüsüne neden olan sol atriyal miksoma

Turhan YAVUZ, Erdoğan İBRİŞİM, Ahmet ÖCAL, Oktay PEKER

Pediyatrik kalp cerrahisinde kanülasyon hasarına bağlı olarak gelişebilecek superior vena kava sendromlarında tedavi seçenekleri

Levent SALTIK, İlhan GÜNAY, Amet ÖZKARA, Sinan SEREN, Murat MERT

Açık kalp cerrahisinde safen ven ve radiyal arter greft insizyonlarında yara yeri problemleri

Ahmet Turan YILMAZ, Hakan BİNGÖL, Cengiz BOLCAL, Ufuk DEMİRKILIÇ, Harun TATAR

Academic Researches Index - FooterLogo