Bu prospektif çalışmada, kompleks kardiyak anomali nedeni ile açık kalp cerrahisi geçiren çocuklarda, operasyon sırasında yerleştirilen periton diyaliz kateterinin postoperatif dönemde kullanımının, morbidite ve mortalite üzerine etkisi incelenmiştir. Dokuz Eylül Tıp Fakültesi Göğüs, Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği'nde 01.01.1996 ile 30.04.1999 tarihleri arasında kompleks kardiyak anomali nedeniyle açık kalp cerrahisi geçiren 221 pediatrik olgudan, postoperatif dönemde düşük kardiyak debi ve düşük idrar atılımı olacağı düşünülen 31 (%14)'ine operasyon sırasında silikonlu periton diyaliz kateteri yerleştirilmiştir. Bu hastaların 12'si (%39) kız, 19'u (%61) erkek olup, ortalama yaş 27.6 ay (2-180 ay), ortalama ağırlık 9.3 kg (3.5-33 kg) olarak hesaplanmıştır. 2 hasta dışındaki tüm olgulara aynı zamanda operasyon sonunda 100 ile 900 ml arasında sıvı çekilecek şekilde modifiye ultrafiltrasyon uygulaması da yapılmıştır. Operasyon sırasında periton diyaliz kateteri yerleştirilen 31 olgudan, 19'una (%61) postoperatif dönemde yoğun bakımda periton diyalizi uygulanmıştır. Periton diyalizi yapma endikasyonları, oligüri-anüri, hiperpotasemi, arteriyel kan gazlarında PaO2'de bozulma ve asidozdur. Postoperatif izlem sırasında gelişen batın distansiyonunun giderilmesinde, batın iç sıvıyı direne etmek amacıyla da diyaliz kateterinden faydalanılmıştır. Diyaliz yapılan gruptaki mortalite, %47 (9 hasta) oranında bulunmuştur. Periton diyalizi ile çekilen sıvı miktarı, ortalama 53 ml/kg/24 saat olarak hesaplanmıştır. Periton diyalizine bağlı gelişen en sık komplikasyonlar, hiperglisemi (%57.9), verilen diyaliz sıvısının geri alınmasında zorluk (%42.1), plevral efüzyon (%31), nedeni açıklanamayan batın içi kanama (%16), kateterin çekilmesi sırasında omentumun dışarıya çıkması (%10.5), kültür pozitif diyalizat (%10.5)'dır. Periton diyalizi kullanılan olgularda, inotropik destek gereksinimi azalmış, oksijenizasyon düzelmiş ve arteriyel kan gazlarında belirgin düzelme saptanmıştır. Komplex kardiyak anomali nedeni ile açık kalp cerrahisi geçiren olgulardan, postoperatif dönemi ağır geçeceği düşünülenlere, operasyon sırasında yerleştirilen periton diyaliz kateteri ile zamanında yapılacak periton diyalizinin, hastaların iyileşme sürecinde olumlu etkilerinin olacağı kanısındayız.
The effect on morbidity and mortality of the use of peritoneal dialysis (PD) catheter in the postoperative period after open heart surgery for correction of complex cardiac anomalies was studied. In the period between January 1, 1996 and April 30, 1999 silicon peritoneal dialysis catheter was inserted during the operation to 31 (14%), of the 221 pediatric cases who underwent open heart surgery. 12 of those patients were female (39%) and 19 (61%) of them were male. The mean age was 27.6 months (2-180 months) and the mean weight was 9.3 kg (3.5-33 kg). Intraoperative modified ultrafiltration at the end of the cardiopulmonary bypass was performed in all of them except 2 patients. In 19 of them, PD was performed in the postoperative term. The indications of PD were oliguria-anuria, hyperpotassemia, deterioration of arterial oxygenation and acidosis. During postoperative period, PD catheter was also used for prevent abdominal distension. The mortality rate in the group in whom dialysis performed is 47% (9 patients). The fluid removal by PD was 53 ml/kg/24 hours. The most often complications were hyperglycemia (57.9%), the difficulty of fluid removal (42.1%) and pleural effusion (31%). Patients who were treated with PD had less inotropic support, decreasing fraction of inspired oxygen (FiO2) values easier and a clear improvement in arterial oxygenation. We conclude that PD is safe technique in infants or children who develop postoperative oliguria-anuria, hyperpotassemia, the deterioration of the arteriel oxygenation, acidosis and excessive collection of fluid in abdomen. It should be inserted prophylacticly in patients in whom these problems are anticipated. It also provides better nutrition, easy fluid management and improves pulmonary mechanics. ">
[PDF] Pediatrik açık kalp cerrahisi sonrası periton diyalizi | [PDF] Peritoneal dialysis after open heart surgery in children
Bu prospektif çalışmada, kompleks kardiyak anomali nedeni ile açık kalp cerrahisi geçiren çocuklarda, operasyon sırasında yerleştirilen periton diyaliz kateterinin postoperatif dönemde kullanımının, morbidite ve mortalite üzerine etkisi incelenmiştir. Dokuz Eylül Tıp Fakültesi Göğüs, Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği'nde 01.01.1996 ile 30.04.1999 tarihleri arasında kompleks kardiyak anomali nedeniyle açık kalp cerrahisi geçiren 221 pediatrik olgudan, postoperatif dönemde düşük kardiyak debi ve düşük idrar atılımı olacağı düşünülen 31 (%14)'ine operasyon sırasında silikonlu periton diyaliz kateteri yerleştirilmiştir. Bu hastaların 12'si (%39) kız, 19'u (%61) erkek olup, ortalama yaş 27.6 ay (2-180 ay), ortalama ağırlık 9.3 kg (3.5-33 kg) olarak hesaplanmıştır. 2 hasta dışındaki tüm olgulara aynı zamanda operasyon sonunda 100 ile 900 ml arasında sıvı çekilecek şekilde modifiye ultrafiltrasyon uygulaması da yapılmıştır. Operasyon sırasında periton diyaliz kateteri yerleştirilen 31 olgudan, 19'una (%61) postoperatif dönemde yoğun bakımda periton diyalizi uygulanmıştır. Periton diyalizi yapma endikasyonları, oligüri-anüri, hiperpotasemi, arteriyel kan gazlarında PaO2'de bozulma ve asidozdur. Postoperatif izlem sırasında gelişen batın distansiyonunun giderilmesinde, batın iç sıvıyı direne etmek amacıyla da diyaliz kateterinden faydalanılmıştır. Diyaliz yapılan gruptaki mortalite, %47 (9 hasta) oranında bulunmuştur. Periton diyalizi ile çekilen sıvı miktarı, ortalama 53 ml/kg/24 saat olarak hesaplanmıştır. Periton diyalizine bağlı gelişen en sık komplikasyonlar, hiperglisemi (%57.9), verilen diyaliz sıvısının geri alınmasında zorluk (%42.1), plevral efüzyon (%31), nedeni açıklanamayan batın içi kanama (%16), kateterin çekilmesi sırasında omentumun dışarıya çıkması (%10.5), kültür pozitif diyalizat (%10.5)'dır. Periton diyalizi kullanılan olgularda, inotropik destek gereksinimi azalmış, oksijenizasyon düzelmiş ve arteriyel kan gazlarında belirgin düzelme saptanmıştır. Komplex kardiyak anomali nedeni ile açık kalp cerrahisi geçiren olgulardan, postoperatif dönemi ağır geçeceği düşünülenlere, operasyon sırasında yerleştirilen periton diyaliz kateteri ile zamanında yapılacak periton diyalizinin, hastaların iyileşme sürecinde olumlu etkilerinin olacağı kanısındayız. ">
Bu prospektif çalışmada, kompleks kardiyak anomali nedeni ile açık kalp cerrahisi geçiren çocuklarda, operasyon sırasında yerleştirilen periton diyaliz kateterinin postoperatif dönemde kullanımının, morbidite ve mortalite üzerine etkisi incelenmiştir. Dokuz Eylül Tıp Fakültesi Göğüs, Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği'nde 01.01.1996 ile 30.04.1999 tarihleri arasında kompleks kardiyak anomali nedeniyle açık kalp cerrahisi geçiren 221 pediatrik olgudan, postoperatif dönemde düşük kardiyak debi ve düşük idrar atılımı olacağı düşünülen 31 (%14)'ine operasyon sırasında silikonlu periton diyaliz kateteri yerleştirilmiştir. Bu hastaların 12'si (%39) kız, 19'u (%61) erkek olup, ortalama yaş 27.6 ay (2-180 ay), ortalama ağırlık 9.3 kg (3.5-33 kg) olarak hesaplanmıştır. 2 hasta dışındaki tüm olgulara aynı zamanda operasyon sonunda 100 ile 900 ml arasında sıvı çekilecek şekilde modifiye ultrafiltrasyon uygulaması da yapılmıştır. Operasyon sırasında periton diyaliz kateteri yerleştirilen 31 olgudan, 19'una (%61) postoperatif dönemde yoğun bakımda periton diyalizi uygulanmıştır. Periton diyalizi yapma endikasyonları, oligüri-anüri, hiperpotasemi, arteriyel kan gazlarında PaO2'de bozulma ve asidozdur. Postoperatif izlem sırasında gelişen batın distansiyonunun giderilmesinde, batın iç sıvıyı direne etmek amacıyla da diyaliz kateterinden faydalanılmıştır. Diyaliz yapılan gruptaki mortalite, %47 (9 hasta) oranında bulunmuştur. Periton diyalizi ile çekilen sıvı miktarı, ortalama 53 ml/kg/24 saat olarak hesaplanmıştır. Periton diyalizine bağlı gelişen en sık komplikasyonlar, hiperglisemi (%57.9), verilen diyaliz sıvısının geri alınmasında zorluk (%42.1), plevral efüzyon (%31), nedeni açıklanamayan batın içi kanama (%16), kateterin çekilmesi sırasında omentumun dışarıya çıkması (%10.5), kültür pozitif diyalizat (%10.5)'dır. Periton diyalizi kullanılan olgularda, inotropik destek gereksinimi azalmış, oksijenizasyon düzelmiş ve arteriyel kan gazlarında belirgin düzelme saptanmıştır. Komplex kardiyak anomali nedeni ile açık kalp cerrahisi geçiren olgulardan, postoperatif dönemi ağır geçeceği düşünülenlere, operasyon sırasında yerleştirilen periton diyaliz kateteri ile zamanında yapılacak periton diyalizinin, hastaların iyileşme sürecinde olumlu etkilerinin olacağı kanısındayız.
The effect on morbidity and mortality of the use of peritoneal dialysis (PD) catheter in the postoperative period after open heart surgery for correction of complex cardiac anomalies was studied. In the period between January 1, 1996 and April 30, 1999 silicon peritoneal dialysis catheter was inserted during the operation to 31 (14%), of the 221 pediatric cases who underwent open heart surgery. 12 of those patients were female (39%) and 19 (61%) of them were male. The mean age was 27.6 months (2-180 months) and the mean weight was 9.3 kg (3.5-33 kg). Intraoperative modified ultrafiltration at the end of the cardiopulmonary bypass was performed in all of them except 2 patients. In 19 of them, PD was performed in the postoperative term. The indications of PD were oliguria-anuria, hyperpotassemia, deterioration of arterial oxygenation and acidosis. During postoperative period, PD catheter was also used for prevent abdominal distension. The mortality rate in the group in whom dialysis performed is 47% (9 patients). The fluid removal by PD was 53 ml/kg/24 hours. The most often complications were hyperglycemia (57.9%), the difficulty of fluid removal (42.1%) and pleural effusion (31%). Patients who were treated with PD had less inotropic support, decreasing fraction of inspired oxygen (FiO2) values easier and a clear improvement in arterial oxygenation. We conclude that PD is safe technique in infants or children who develop postoperative oliguria-anuria, hyperpotassemia, the deterioration of the arteriel oxygenation, acidosis and excessive collection of fluid in abdomen. It should be inserted prophylacticly in patients in whom these problems are anticipated. It also provides better nutrition, easy fluid management and improves pulmonary mechanics. ">
Pediatrik açık kalp cerrahisi sonrası periton diyalizi
Bu prospektif çalışmada, kompleks kardiyak anomali nedeni ile açık kalp cerrahisi geçiren çocuklarda, operasyon sırasında yerleştirilen periton diyaliz kateterinin postoperatif dönemde kullanımının, morbidite ve mortalite üzerine etkisi incelenmiştir. Dokuz Eylül Tıp Fakültesi Göğüs, Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği'nde 01.01.1996 ile 30.04.1999 tarihleri arasında kompleks kardiyak anomali nedeniyle açık kalp cerrahisi geçiren 221 pediatrik olgudan, postoperatif dönemde düşük kardiyak debi ve düşük idrar atılımı olacağı düşünülen 31 (%14)'ine operasyon sırasında silikonlu periton diyaliz kateteri yerleştirilmiştir. Bu hastaların 12'si (%39) kız, 19'u (%61) erkek olup, ortalama yaş 27.6 ay (2-180 ay), ortalama ağırlık 9.3 kg (3.5-33 kg) olarak hesaplanmıştır. 2 hasta dışındaki tüm olgulara aynı zamanda operasyon sonunda 100 ile 900 ml arasında sıvı çekilecek şekilde modifiye ultrafiltrasyon uygulaması da yapılmıştır. Operasyon sırasında periton diyaliz kateteri yerleştirilen 31 olgudan, 19'una (%61) postoperatif dönemde yoğun bakımda periton diyalizi uygulanmıştır. Periton diyalizi yapma endikasyonları, oligüri-anüri, hiperpotasemi, arteriyel kan gazlarında PaO2'de bozulma ve asidozdur. Postoperatif izlem sırasında gelişen batın distansiyonunun giderilmesinde, batın iç sıvıyı direne etmek amacıyla da diyaliz kateterinden faydalanılmıştır. Diyaliz yapılan gruptaki mortalite, %47 (9 hasta) oranında bulunmuştur. Periton diyalizi ile çekilen sıvı miktarı, ortalama 53 ml/kg/24 saat olarak hesaplanmıştır. Periton diyalizine bağlı gelişen en sık komplikasyonlar, hiperglisemi (%57.9), verilen diyaliz sıvısının geri alınmasında zorluk (%42.1), plevral efüzyon (%31), nedeni açıklanamayan batın içi kanama (%16), kateterin çekilmesi sırasında omentumun dışarıya çıkması (%10.5), kültür pozitif diyalizat (%10.5)'dır. Periton diyalizi kullanılan olgularda, inotropik destek gereksinimi azalmış, oksijenizasyon düzelmiş ve arteriyel kan gazlarında belirgin düzelme saptanmıştır. Komplex kardiyak anomali nedeni ile açık kalp cerrahisi geçiren olgulardan, postoperatif dönemi ağır geçeceği düşünülenlere, operasyon sırasında yerleştirilen periton diyaliz kateteri ile zamanında yapılacak periton diyalizinin, hastaların iyileşme sürecinde olumlu etkilerinin olacağı kanısındayız.
Peritoneal dialysis after open heart surgery in children
The effect on morbidity and mortality of the use of peritoneal dialysis (PD) catheter in the postoperative period after open heart surgery for correction of complex cardiac anomalies was studied. In the period between January 1, 1996 and April 30, 1999 silicon peritoneal dialysis catheter was inserted during the operation to 31 (14%), of the 221 pediatric cases who underwent open heart surgery. 12 of those patients were female (39%) and 19 (61%) of them were male. The mean age was 27.6 months (2-180 months) and the mean weight was 9.3 kg (3.5-33 kg). Intraoperative modified ultrafiltration at the end of the cardiopulmonary bypass was performed in all of them except 2 patients. In 19 of them, PD was performed in the postoperative term. The indications of PD were oliguria-anuria, hyperpotassemia, deterioration of arterial oxygenation and acidosis. During postoperative period, PD catheter was also used for prevent abdominal distension. The mortality rate in the group in whom dialysis performed is 47% (9 patients). The fluid removal by PD was 53 ml/kg/24 hours. The most often complications were hyperglycemia (57.9%), the difficulty of fluid removal (42.1%) and pleural effusion (31%). Patients who were treated with PD had less inotropic support, decreasing fraction of inspired oxygen (FiO2) values easier and a clear improvement in arterial oxygenation. We conclude that PD is safe technique in infants or children who develop postoperative oliguria-anuria, hyperpotassemia, the deterioration of the arteriel oxygenation, acidosis and excessive collection of fluid in abdomen. It should be inserted prophylacticly in patients in whom these problems are anticipated. It also provides better nutrition, easy fluid management and improves pulmonary mechanics.