Kötü Çocuk Türk'te Ulusal-Kültürel Açmazlar

Kötü Çocuk Türk’te Nurdan Gürbilek, odağa aldığı üç temi birer kelimeyle başlığa monte etmiş gibidir: Ölüm getiren kötülük, saflık-ilkellik çıkmazında çocukluk ve ulusal kimlik inşasında Türklük… Yan yana dizilerek çarpıcı bir tamlama meydana getiren bu temler birbirlerine nerede değiyor peki? Öncelikle kitap, “Giriş” bölümü ve ardından gelen sekiz yazıdan oluşuyor: “Ben de İsterem”, “Yabancının Ölümü”, “Acıların Çocuğu”, “Azgelişmiş Babalar”, “Kötü Çocuk I”, “Kötü Çocuk II”, “Orijinal Türk Ruhu” ve “Yakın Taşra”. Bununla birlikte eserin kötü-çocuk-Türk üçgeni üzerine inşa edildiğini söylemek mümkün. Üçgenin ilk köşesinde ölüm getiren kötülük bulunuyor. Gürbilek söz konusu ölümün, “yabancı” ya da “öteki”nin ölümü olarak servis edilerek ahlaki, toplumsal ya da politik içeriğinden arındırıldığından söz eder: “Ya bir sapık, bir terörist, bir çılgın, bir cani, bir canavardır o ya da bir cinnet anının, bir gaflet anının, doğal veya toplumsal bir afetin, bir kazanın veya kendine yönelmiş kıyıcılığın kurbanı.” (2016, s. 31) Ve ekler: “Sabahtan akşama kadar ölümün temsilleriyle karşı karşıya kalırız ama hiçbirinde ölüm, insanın nihayet karşı karşıya kalacağı kaçınılmaz son değildir. Görüntülerin hiçbiri doğal bir süreç olan ölümü, hiçbiri eceli, hiçbiri faniliği içermez. Tersine hepsinde ölüm olağandışı bir olay, bir aşırılık, bir sapma, bir facia, bir skandal olarak temsil edilmiştir.” (s. 31)

National-Cultural Dilemmas in Kötü Çocuk Türk

Kötü Çocuk Türk’te Nurdan Gürbilek, odağa aldığı üç temi birer kelimeyle başlığa monte etmiş gibidir: Ölüm getiren kötülük, saflık-ilkellik çıkmazında çocukluk ve ulusal kimlik inşasında Türklük… Yan yana dizilerek çarpıcı bir tamlama meydana getiren bu temler birbirlerine nerede değiyor peki? Öncelikle kitap, “Giriş” bölümü ve ardından gelen sekiz yazıdan oluşuyor: “Ben de İsterem”, “Yabancının Ölümü”, “Acıların Çocuğu”, “Azgelişmiş Babalar”, “Kötü Çocuk I”, “Kötü Çocuk II”, “Orijinal Türk Ruhu” ve “Yakın Taşra”. Bununla birlikte eserin kötü-çocuk-Türk üçgeni üzerine inşa edildiğini söylemek mümkün. Üçgenin ilk köşesinde ölüm getiren kötülük bulunuyor. Gürbilek söz konusu ölümün, “yabancı” ya da “öteki”nin ölümü olarak servis edilerek ahlaki, toplumsal ya da politik içeriğinden arındırıldığından söz eder: “Ya bir sapık, bir terörist, bir çılgın, bir cani, bir canavardır o ya da bir cinnet anının, bir gaflet anının, doğal veya toplumsal bir afetin, bir kazanın veya kendine yönelmiş kıyıcılığın kurbanı.” (2016, s. 31) Ve ekler: “Sabahtan akşama kadar ölümün temsilleriyle karşı karşıya kalırız ama hiçbirinde ölüm, insanın nihayet karşı karşıya kalacağı kaçınılmaz son değildir. Görüntülerin hiçbiri doğal bir süreç olan ölümü, hiçbiri eceli, hiçbiri faniliği içermez. Tersine hepsinde ölüm olağandışı bir olay, bir aşırılık, bir sapma, bir facia, bir skandal olarak temsil edilmiştir.” (s. 31)

___

  • Gürbilek, Nurdan (2014). Kör Ayna Kayıp Şark. İstanbul: Metis.
  • Gürbilek, Nurdan (2016). Kötü Çocuk Türk. İstanbul: Metis.