Şiddet Öyküleri: İyi-Kötü İçiçe

Kötülük, artık romanslarda veya masallarda olduğu gibi karanlık gizli diyarlarda gizlenmiyor. Medenileşmiş toplumlar içerisinde birçok farklı biçimde ikamet etmektedir. Yirminci yüzyılın başlangıcı itibariyle, bir zamanlar evrenin ortasında yüceltilen insan, kötülük konusunda ciddi potansiyele sahip hastalıklı bir yaratık olarak portre edilir oldu. İyilik ve kötülüğü ayıran çizgi bulanıklaştıkça roman yazarları insan doğasını tüm çıplaklığı ile tasvir eden metinler ürettiler. İyilik ve kötülüğü ayıran miadını doldurmuş hayali sınırları dikkate almayan yüzyılın ikinci yarısındaki roman yazarları, psikoloji bilimindeki gelişmelerden ilhamla ve de İkinci Dünya Savaşı sonrasının kaotik ortamından etkilenerek her insanın içinde var olan kötülüğe meyilli olma durumunu yansıtmaya çalıştılar. Bu çalışmada 1950 sonrası İngiliz distopya romanında temsil edilen üç tip içgüdüsel şiddet ve kötülük incelenecektir; ilk olarak masum biri tarafından başka bir masuma uygulanan şiddet; ikinci olarak kötülüğün kurbanı olanların başka bir kurbana uyguladıkları şiddet; ve son olarak sözde masum toplum tarafından daha önce kötü olana uygulana şiddet. Çalışma, William Golding’in Sineklerin Tanrısı, Margaret Atwood’un Damızlık Kızın Öyküsü ve Anthony Burgess’in Otomatik Portakal adlı distopik romanlarıyla sınırlı olacaktır.   

Tales of Violence: Good-Evil Within

The evil does not anymore lurk in the dark and hidden lands as in fairy tales or romance. It resides very near to the civilized societies appearing in many diverse forms. By the beginning of the twentieth century, the man, once glorified and placed at the centre of the universe, was portrayed as a morbid creature that has a serious potential for evil. As the line between the good and evil has become blurred, the novelists have produced texts depicting human nature in its bare form. Therefore, disregarding the outdated imaginary borders separating the good and evil, the novelists of the second half of the century, inspired by the developments in psychology and affected by the chaotic world of the Post-Second World War, attempted to reflect the evil and the urge for violence inherent in every man. In this study, three types of instinctive violence and evil presented in the novels of post-1950 English dystopian fiction will be analysed; firstly, violence committed by the innocent towards the innocent; secondly, the violence exercised by the victims towards another victim; and finally, the violence committed by so-called innocent society towards the previously evil. The scope of the study will be limited to the dystopian novels; William Golding’s Lord of the Flies, Margaret Atwood’s The Handmaid’s Tale and Anthony Burgess’s A Clockwork Orange

___

  • Angus W. (1967), “Evil in the English Novel” The Kenyon Review, Vol. 29, No. 2 (Mar.,), pp. 167-194, Stable URL: http://www.jstor.org/stable/4334726
  • Atwood, M. (1996), The Handmaid’s Tale. London: Vintage.
  • Burgess, A. (1972), A Clockwork Orange, London: Penguin Books.
  • Crawford, P. (2002), Politics and History in William Golding: The World Turned Upside Down. Columbia, MO, USA: University of Missouri Press.
  • Golding, W. (1996), Lord of the Flies, London: Faber and Faber.
  • Lawrence, D.H. (1996), Women in Love. London: Penguin Popular Classics.
  • Northrop, F. (1965), “Varieties of Literary Utopias” Daedalus, Vol. 94, No. 2, Utopia (Spring, 1965), pp. 323-347, Stable URL http://www.jstor.org/stable/20026912
  • Taniyan, Ö. R. (2012). “A Heterotopian Novel: Atwood’s The Handmaid’s Tale” Çankaya University Journal of Humanities and Social Sciences, 9/2 (Nov), pp. 251–259.
  • Woolf, V. (1987), Mrs. Dalloway. London: Grafton Books, Collins Publishing Group.