Sultan II. Abdülhamid Döneminde (1876-1908) Dedeağaç

Osmanlı Devleti, Dedeağaç şehrini 1360 yılında fethetmiştir. 1360-1912 yılları arasında Dedeağaç Osmanlı hâkimiyeti altında kalmıştır. Dedeağaç ismini ağacın altında oturan bir dervişten almıştır. 1920 yılında Dedeağaç şehrinin Yunanistan’a dâhil edilmesiyle birlikte Yunan Kralı I. Aleksandros şehri ziyaret ederek şehre kendi ismini vermiştir. Dedeağaç, Osmanlı Devleti tarafından ilk fethedildiği yıllarda basit bir balıkçı köyünden ibarettir. 19. Yüzyıl, Dedeağaç şehri için bir dönüm noktası olmuştur. Çünkü 19. yüzyıl Dedeağaç şehrinin “altın yüzyılı” olmuştur. 19. yüzyılın son çeyreğinde, Dedeağaç, Osmanlı Devleti dışında İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya ve Avusturya-Macaristan gibi devletlerin nazarında yeni bir anlam kazanmaya başlamıştır. 1860 yılında Sultan Abdülaziz’in fermanıyla Dedeağaç’a telgrafhane, postane ve Osmanlı Bankası kurulmuştur. 1878 yılında Sultan II. Abdülhamid Han, Dedeağaç’ın kaderini değiştirmiştir. Sultan II. Abdülhamid Han, Dedeağaç gibi bir balıkçı köyünün kaderini yaptığı yatırımlar sonucu değiştirerek Dedeağaç’ı köyden şehre dönüştürmüştür. Dedeağaç şehrine bir liman inşa edilerek Balkan şehirleri arasında ilgi çekici bir konuma gelmiştir. Liman inşa edilmesiyle birlikte Dedeağaç şehri Selanik ve Kavala şehirlerinden sonra Balkanların Akdeniz’e açılan “üçüncü kapısı” olmuştur. 19. Yüzyıl, Dedeağaç şehri için bir dönüm noktası olmuştur. Böylece Dedeağaç Akdeniz’in önemli ticaret merkezine dönüşmüştür. Ayrıca Dedeağaç İstanbul’a yakın olması hasebiyle stratejik bir öneme sahip olmuştur. Bunun dışında Balkan coğrafyası ile Anadolu coğrafyası arasında bir köprü görevini üstlenmiştir. Yeni imar faaliyetleri ile Dedeağaç şehri İzmir, İskenderiye, Beyrut, Yafa, Trablus, Girne, Limasol, Selanik, Pire, Golos, Atina, Dubrovnik, Marsilya, Napoli, Venedik ve Cebel-i Tarık limanları ile rekabet etmeye başlamıştır. Hatta Avusturya, Fransa, İtalya, Rusya, İngiltere ve Yunanistan Dedeağaç’a elçilik açmışlardır. Böylelikle diplomatik açıdan şehir coğrafi konumu itibariyle önemli bir vizyona ve misyona sahip olmaya başlamıştır. Osmanlı sahil şehirleri arasında bir prototip şeklini alarak rol model olmaya başlamıştır. Büyük Devletler ve Avrupalı entelektüeller nezdinde “cennet bahçesi” olarak nitelendirilmiştir. Özellikle şehre demiryolu ve tren istasyonu inşa edilince askeri, iktisadi, coğrafi, ekonomik, stratejik açıdan Selanik-İstanbul’u birbirine bağlayarak kenetlemiştir. Ayrıca Dedeağaç ipek yolu güzergâhı üzerinde bulunması sebebiyle yabancı devletlerin gözdesi haline gelmiştir. Basiret ve feraset sahibi olan Sultan II. Abdülhamid Han Osmanlı Devleti’nin geleceğinin tehlike altında olduğunu sezerek Dedeağaç Limanı’nı şahsi mülkü yapmıştır. Sultan II. Abdülhamid Han Döneminde; şehre kışla, hastane, okul, cami, kilise, sebil, hükümet dairesi, karakol, liman, rıhtım, demiryolu, karayolu, gümrük dairesi, yetimhane, ticaret dairesi, medrese, rüştiye ve elçilik daireleri inşa edilmiştir. II. Abdülhamid’in yapmış olduğu iktisadi hamleler sonucu Dedeağaç şehri Avrupalı devletler tarafından gıpta edilecek noktaya ulaşmıştır. Dedeağaç şehrinin başarısının sırrı Abdülhamid Han’da gizliydi. Çünkü Sultan II. Abdülhamid Han iktidarda olduğu süre (1876-1909) zarfında her yıl Dedeağaç şehrine yeni bir yapı inşa ederek, tuğla üstüne tuğla koyarak şehri zirveye çıkarmanın yanı sıra zirvede kalmasını sağlayarak 19. yüzyılın mükemmel ve muazzam iktisadi hamlesine imza atmıştır.

DEDEAGAC (ALEKSANDRAPOLIS) DURING THE REIGN OF SULTAN ABDULHAMID II (1876-1908)

The  Ottoman  State conquered Alexandroupolis city in 1360. The city wa sunder Ottoman rule between the years of 1360-1912. The name of Alexandroupolis comes from the integration of two words  a grand father who live dunder a tree  (ie dede=grandfather ağaç= tree in Turkish). In 1920, with the annexation of Alexandroupolis in to Greekborders, the Greek King Aleksandros visited the city and gave it his own name. Alexandroupolis was a little fishing village in they ears which conque red by the Ottoman state. But the 19th century was a turning point for the city and it had a “golden century”. As a matter of fact, in the last quarter of the 19th century, except from the Ottoman state, Alexandroupolis began to gain a new meaning in the eyes of state ssuch as England, France, Italy, Germany and Austria-Hungary. Telegraphy, post office and Ottoman bank were opened there in 1860 under the fief (firman)  of Sultan Abdülaziz. Sultan II.   Abdulhamid Khan changed the fate of the city in 1878.Sultan II. Abdulhamid Khan changed the fate of the this fishing village by the in vest ments he made and converting this village to a city.  A harbor was builtfor Alexandroupolis, and this has brought the city to a charming position a mongthe Balkan cities. After the construction of the harbor, the city became the “third gateway” of the Balkans to the Mediterranean Seaafter Thessaloniki and Kavala harbors. The 19th century was a turning point for the city and as a result of it Alexandroupolis has become an important tradecenter of the Mediterranean. Inaddition, dueto the city`sproximity to the capital Istanbul it acquired a strategi importance. Apart from this, he under took the role of a bridge between Balkan geography and Anatolian geography. With the new development activities, Alexandroupolis began to compete with the harbors of Izmir, Alexandria, Beirut, Jaffa, Tripoli, Girne, Limassol, Thessaloniki, Piraeus, Golos, Athens, Dubrovnik, Marseilles, Naples, Venetian and Gabriel Tariq. Austria, France, Italy, Russia, England and Greece have even opened embassies in Alexandroupolis. Thus, diplomati cally, the city has begun to have an important visionand mission based on its geographical conjuncture. It started to become a model by taking the shape of a prototype between Ottoman coastal cities. It was described as the “paradise garden” by the Great States sand the European intellectuals. Especially after the city acquiredrail wayandrail way station, it was connected with Thessaloniki-Istanbul in terms of military, economic, geographical, economic, strategi cand conjuncture. Inaddition, Alexandroupolis is located on the route of silk road, and as a result of this it has become a sight of foreign states.  Thanksto Sultan II Abdülhamid Khan`s foresight who realized that the future of the Ottoman state was in dange rand made the Alexandroupolis harbor his private property. During the Sultan II. Abdulhamid Khan rule this important city has acquired barracks, hospitals, schools, mosques, churches, villages, government buildings, patrols, ports, docks, railways, highways, customs offices, orphanages, tradecenters, madrasa, secondary school sand embassy apartments. There sults of the economical developments made by Abdulhamid II. for the city made the Europeans State senvy this beautiful city. Thesecret of the success of the city belonged to Abdulhamid Khan. Because Sultan II. Abdulhamid Khan built a news tructure in the city of Alexandroupolis every year during his reign (1876-1909) and this made it a top city in that period and also has considered to be the greatest break through of the 19th century.

___

  • Akkaya, Sacide Nur. Sultan II. Abdülhamid Döneminde Toplumsal Hayat, İstanbul: Kitabevi Yayınları, 2018. Anexitilo.“Παλιές Φωτογραφίες Της Αλεξανδρούπολης”. Erişim: 20 Eylül 2018, https://www.anexitilo.net/2015/08/blog-post_11.html. Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Dahiliye, Mektubi Kalemi (DH..MKT), 111. Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Yıldız, Askeri Maruza (Y..PRK.ASK), 114. Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Yıldız, Hususi Maruzat (Y.A..HUS), 95. Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Yıldız, Komizyonlar Maruzatı (Y..PRK.KOM), 1. Bıçakçı, İsmail, Yunanistan'da Türk Mimari Eserleri, İstanbul: IRCICA Yayınları, 2003. Çam, Nusret. Yunanistan’daki Türk Eserleri, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2000. Çokona, Ari. 20. Yüzyıl Başlarında Anadolu ve Trakya’daki Rum Yerleşmeleri, İstanbul: Literatür Yayınları, 2017. Demircidi, Maria. Από Το Δεδέαγατς Στην Αλεξανδρούπολη- Η Ιστορία Της Πόλης Από Το 1860 Εως Το 1920, Yüksek Lisans Tezi, Aristoteles Üniversitesi, Selanik, 2009. E-evros.“Dedeağaç Camisi”. Erişim: 20 Eylül 2018, http://www.e-evros.gr/tr/pages/20400/dedeagac-camisi. Millet Gazetesi. “Sultan II. Abdülhamid’in Dedeağaç’taki İzleri-I”. http://milletgazetesi.gr/view.php?id=10810. Nistazapoulou-Pelekidou, Οι Βαλκανικοί Λαοί (Balkan Halkları), Θεσαλονίκη: Εκδόσεις Βάνιας, 2000. Osmanlı Belgelerinde Batı Trakya, İstanbul: T.C Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Yayınları, 2009. Sami, Şemseddin, “Dedeağaç” Kamusül-Alam Ansiklopedisi. Cilt III. İstanbul: 1306/1887