ASALA VE EDF TERÖRİZMİNİN ORTAYA ÇIKIŞI VE ÇÖKÜŞÜ

1973 ile 1988 seneleri arasında, ASALA ve Ermeni Devrimci Federasyonu(EDF) Türkiye ve vatandaşlarına karşı bir şiddet kampanyası sürdürmüştür.Bu terör örgütleri gerçekleştirdikleri saldırılarla –Kuzey Amerika, Avrupa,Orta Doğu ve güney Pasifik’i kapsayacak şekilde- yaklaşık olarak 90 kişiyiöldürmüş ve daha yüzlercesini de yaralamış ve etnik Türkleri, Türkhükümetinin mallarını ve Türk işyerlerini hedef almıştır. 1980’lerin başınagelindiğinde, bu iki örgüt var olan en tehlikeli, vahşi ve gizemli terör örgütüolma unvanını elde etmiştir. Ancak Ermeni terörünün alenen beyan ettiğihedefleri ulaşmasının neredeyse imkânsızdı. ASALA ve EDF sözde Ermenisoykırımın tanınmasını, mağdurların ailelerine tazminat ödenmesini ve doğuAnadolu’ya sahip olmayı talep ediyordu. Hedeflerinin aksine, Türkhükümetinin tarihini gözden geçirmeye niyeti yoktu ve Türkiye Cumhuriyetinintoprak bütünlüğünün ihlal edilmesi düşünülemezdi bile. Ancak Ermeniterörizmi, 10 seneden fazla bir süre içerisinde kuvvetlenerek varlığını devametmiş, 1980’lerin ikinci yarısında sonra ise ansızın sönüp gitmiştir. Artıkerişilebilir olan birincil kaynak niteliğindeki belgeler sayesinde bu makale;ASALA ve EDF’nin 1975’de neden silahlandıklarını, varlıklarını nasılsürdürdüklerini ve bir andan neden ortadan kaybolduklarını inceleyecektir.Makale; Ermeni terörizminin 1959’da ortaya atılan, Türk karşıtlığı üzerinekurulu olan, bir saldırgan milliyetçilik politikasının sonucu olduğunu ve kısadönemli ve yerer siyasi kazanımlar için kullanıldığını belirtecektir. Bu yenipolitikanın başarısının farkına varan EDF, 1960’lar ve 1970’leirn başıboyunca Türk karşıtlığını teşvik etmeye devam etmiştir. Artan şiddete yönelikolumlu tepkilere ve uygun uluslararası koşulların ortaya çıkışına tanıklık edenEDF, esas siyasi hedefleri olan doğu Anadolu’yu elde etmek için şiddeti biraraç olarak benimsemiştir. Aynı sıralarda ise, üç Ermeni entelektüeli ve birtakım Filistin örgütlerinde tecrübe elde etmiş olan genç bir Ermeni terörist,kendileri için ASALA adında yeni bir terör örgütü kuruyorlardı. ASALA veEDF/JCAG, 10 seneden uzun bir süre faaliyet gösterdiler ve Ermenidiasporasının Türkleri öldüren bir terör kampanyasına olan sebatkâr desteğisayesinde varlıklarını sürdürebildiler. Bu terör kampanyası; uygulanan şiddetbir araçtan amaca dönüştüğünde ve iki grubun birbirine düşman hale geldiğive mensuplarının karşılıklı olarak yok edilmesine sebep olan bir gruplar arasıçatışma sonucunda son buldu

THE RISE AND FALL OF ASALA AND ARMENIAN REVOLUTIONARY FEDERATION TERRORISM

Between 1973 and 1988, Armenian Secret Army for theLiberation of Armenia (ASALA) and Armenian Revolutionary Federation(ARF) waged a campaign of violence against Turkey and its citizens.These terrorist organizations killed approximately 90 individuals andwounded hundreds more through a combination of attacks that spannedNorth America, Europe, the Middle East and the south Pacific andtargeted ethnic Turks, assets of the Turkish government, and Turkishbusiness interests. By the early 1980s, these two organizations earnedreputations as the most dangerous, savage and mysterious terrorist groupsin existence. Armenian terrorism, however had virtually no chance ofreaching its publicly stated goals. ASALA and the ARF demandedacknowledgement of the Armenian genocide; reparations for the familiesof the victims; and possession of eastern Anatolia. Contrary to their aims,the Turkish government was not going to revise their history, and theprospect of violating the territorial sovereignty of the Turkish Republicwas inconceivable. Yet, Armenian terrorism thrived for over a decadebefore abruptly fading away in the second half of the 1980s. Making useof the primary documents now available, this work will analyze thereasons why ASALA and the ARF took up arms in 1975, how theysustained themselves, and why they suddenly disappeared. It will arguethat Armenian terrorism was the end result of a policy of aggressivenationalism based on anti-Turkishness that was introduced in 1959 andused for short-term and local political gains. Recognizing the success ofthis new policy, the ARF continued to promote anti-Turkishness throughout1960s and early 1970s. After witnessing the positive response to theincreasing violence and the emergence of favorable internationalconditions, the ARF embraced violence as means to obtain their ultimatepolitical goal: eastern Anatolia. At the very same time, three Armenianintellectuals and a young Armenian terrorist with experience in variousPalestinian organizations were creating a new terrorist organization oftheir own, ASALA. ASALA and the ARF/JCAG operated for over a decade,and were able to sustain themselves because of the steadfast support ofthe Armenian diaspora for a terrorist campaign that killed Turks. Thecampaigns finally ended after the violence not only became an end initself, but had turned the two groups against each other in an inter-groupstruggle that decimated their ranks