Acâ'ib edebiyatı'ndan bir örnek: Üsküdarlı Sırrî'nin hikâye-i Garîbü'l-Asâr'ı

“Acayip” ve “garip” kelimeleri, anlatı geleneği içerisinde evrenin, dünyanın, ülkelerin, şehirlerin, insanların, hayvanların, dağların, denizlerin kısacası canlı-cansız bütün varlıkların daha önce görülmemiş, duyulmamış acayip ve garip hâllerinin aktarıldığı anlatıları karşılamak üzere kullanılan terimlerdir. Antik Yunan medeniyetinden itibaren varlığı bilinen bu “ acâ’ib ü garâ’ib” anlatılar, tercümeler vasıtasıyla önce Arap edebiyatına ve oradan da Türk edebiyatına geçmiştir. Coğrafya başta olmak üzere tarih, kozmoloji, seyahatnâme, biyografi vb. türünden müstakil eserlerin yanında kimi kitapların çeşitli bölümlerinde de bu tür anlatılara yer verilmiştir. Yazarlar, anlatımı daha renkli, hareketli ve cazip hâle getirmek için bazen anlatılanlarla ilgili bazen de ayrı olarak okuyanları şaşırtacak, heyecanlandıracak, meraklandıracak hikâyeler veya daha küçük boyutlu anekdotlar aktarmışlardır. Bu anlatılar, içinde yer aldığı anlatımın niteliğine göre değişmekle birlikte, genel olarak varlıkların daha önce görülmemiş, duyulmamış acayip ve garip hâlleri ile ilgili olup çoğunlukla da halk arasında efsaneleşmiş olaylardır. Ancak XVII. yüzyılda bu türden kimi eserlerin içeriğinde değişiklik olmuştur. Dönemin benzer başlıklar taşıyan kimi halk hikâyelerinde, alışılagelmiş acayip ve garip olaylardan daha çok, toplumun gündelik yaşantısı içerisinde zamane insanının sıradışı olarak gördüğü olayların ve şahısların işlendiği görülür. Çalışmamız; Arap tarih kitaplarında “‘Acâ’ib Edebiyatı” olarak terimleştirilen anlatılar ile Türk edebiyatında değişik adlarla ortaya çıkan hikâyeler arasında paralellik kurarak, bu geleneğin bir parçası olduğu düşünülen Üsküdarlı Sırrî’nin Hikâye-i Garîbü’l- Âsâr adlı mesnevisini ele almaktadır. Sırrî’nin bu hikâyesi tahlil edilerek, “‘acâ’ib ve garib” anlatılar içerisindeki yeri tartışılacaktır.

The one example of ajaib literature: Hikâye-i Garîbü’l-Âsâr of Üsküdarli Sirrî

In the literature of traditional narratives the Turkish words “acayip” and “garip” refer to narratives in which strange events and circumstances of the universe, the world, countries, cities, people, animals, mountains, seas, in short all living and non-living things are told. These supernatural narratives have been known since ancient Greek civilization. These kinds of narratives were translated to Arabic by Arabs later and from this channel Turks transferred them to their literature. In some books, which are about geography, history, cosmology, biography or travel, and in some chapters of some books, there exist these kinds of narratives. Writers tend to tell stories or anecdotes to make narratives more attractive and dynamic, and to make readers more excited, curious or surprised. These narratives are generally about things or events that haven’t been seen or heard before, and they tell myths that spread among people. However, the nature of these narratives changes in the 17th century. In this era, even under same kind of titles the narratives are more about extraordinary things and people that are seen in daily life of the society. Our article examines the similarities between Arabian supernatural literature and Turkish narratives of the same kind, and particularly Üsküdarlı Sırrî’s (Sırrî of Üskü- dar) masnavi called Hikâye-i Garibü’l-Âsâr is analyzed as it is a part of this tradition. In conclusion the significance and place of this story among supernatural narratives is discussed and evaluated.

___

Abdulkadiroğlu, Abdulkerim (1999). İsmail Beliğ, Nuhbetü’l-Âsâr li-Zeyli Zübdeti’l-Eş’âr. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları.

Çelik, Yakup (1999). Hançerli Hanım Hikâye-i Garibesi. Ankara: Akçağ Yayınları.

Develi, Hayati (1998). XVIII. yy İstanbul’a Dair Risâle-i Garîbe. İstanbul: Kitabevi Yayınları.

Dino, Güzin (2008). Türk Romanının Doğuşu. İstanbul: Agora Kitaplığı.

Kazan, Şevkiye (2003). “Üsküdar’la Anılan Büyük Bir Şair: Üsküdarlı Sırrî”. Üsküdar Sempozyumu I, 23-25 Mayıs 2003 Bildiriler, İstanbul: Üsküdar Belediyesi, C.2, s.329-345.

Kazan, Şevkiye (2003). Üsküdarlı Sırrî: Hayatı, Şahsiyeti, Eserleri ve Divanı, Tenkitli Metin- İnceleme. Doktora tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi.

Kortantamer, Samira (1994). “Memlûk Tarihçiliğinde Bir Üslûb Unsuru: El-acayip ve’l-garayib”. Tarih İncelemeleri Dergisi. İzmir.

Kılıç, Filiz (2010). Meşâ‘irü’ş-Şu‘arâ (İnceleme- Metin), İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü.

Kurnaz, Cemal (2009). “Sırrî”.Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. C.37, s.129. İstanbul.

Levend, Agâh Sırrı (1998). Türk Edebiyatı Tarihi. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.

Özay, Yeliz (2011). “Evliya ÇelebiSeyahatnamesi’nde Garâ’ib Bir Anlatı: Hz. Ali Kayası Efsaneleri”, Millî Folklor 92 (Kış 2011a), s. 58-63.

Özay, Yeliz (2011). “Seyahatnâme’de ‘Acâyib ü Garâyib’”. Doğumunun 400. Yılında Evliyâ Çelebi. (Ed. Nuran Tezcan – Semih Tezcan). Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları.

Özyılmaz, Halime (1995). “Üsküdarlı Sırrî, Hayatı, Eserleri, Edebî Kişiliği ve Divanı’nın Tenkitli Metni”. Yayımlanmamış yüksek lisans tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi. Sakaoğlu, Saim-Ahmet Sevgi (1992), Hikâye-i Garibe, Bayburtlu Zihnî, Konya.

Sayers, David Selim (2005). Tıflî Hikâyelerinin Türsel Gelişimi. Yüksek lisans tezi. Ankara: Bilkent Üniversitesi.

Sayers, David Selim (2013). Tıflî Hikâyeleri. Bilgi Üniversitesi Yayınları. İstanbul.

Şemseddin Sami (1317). Kâmûs-ı Türkî. İstanbul: İkdam Matbaası. Tezcan, Nuran (2001). “Güzele Bir Şehrengizden Bakış”. Türkoloji Dergisi, 14/1: 161-194.

Von Hees, Syrinx (2005). The Astonishing: a crituque and re-reading of Acâ’ib Literature”. Middle Eastern Literatures, 8/2 (July): s.101-120.