Sanatı oluşturan çok sayıdaki bileşenlerden biri topluluklar arasındaki ilişkilerdir. Türki ve İrani topluluklar tarihte ilk göründükleri dönemden itibaren ilişki içindedirler. Yüzlerce yıl Asya’nın geniş topraklarında yaşayan iki halkın sanatları birbirinden etkilenmiştir. Aynı coğrafyada yaşayan Türkler ve İranlılar sanatı oluşturan aynı koşullar içinde birlikte yaşamışlardır. İslam dinine girmeleri ve bu dinin etkisi,sanat anlayışlarındaki benzerlikleri arttırmıştır.Dinin birleştirici özelliği,farklı kökenlere sahip iki halkı sanatlarında ortak duyuşa sevk etmiştir. İki ülke arasındaki değişmez payda İslamın getirdiği kurallardır. Türk ve İran sanatının ana çerçevesini çizen de yine inanç sistemleridir.

One of the many factors that shape art isthe relations between communities. Turkic and Persian communities have been in an interaction ever since their first appearances in history.For centuries,the art of these two societies living in the vast lands of Asia have influenced by the other. Turks and Persians living in this same geography have lived the same conditions shaping their arts. Accepting Islam as their religion and the general effect of this religion in the region has augmented the similarities of their apprehension in art. The unifying aspect of relagion has driven these two people of different origins into a common perception. The unchanging denominator of the two nations’arts is the rules Islam has brought into their lives. It is again the belief systems that have contoured the framework the Turkic and Persian arts.