Karlıova’da (Bingöl) Sürdürülen Yarı-Göçebelik

Günümüzün gelişen ve değişen sosyal ve ekomik bileşenleri karşısında, Orta Asya Türk kültürünün biyoekonomik faaliyeti olan  göçebe çobanlık oldukça azalmıştır. Anadolu da yok olmaya yüz tutmuş konar-göçer veya göçebelik kültürü, bugün daha çok yarı-göçebelik ve yaylacılık faaliyetleri şeklinde sürdürülmeye çalışılmaktadır. Özellikle Selçuklular ve Osmanlılar Döneminden beri konar-göçerler için önemli hareket sahalarından biri olan Doğu Anadolu Bölgesi ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi arasında yapılan yarı-göçebelik Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Elazığ ile Bingöl ve Erzurum’un plato sahalarında az da olsa devam etmektedir. Bu çalışmada yarı-göçerlerin geçmişten bugüne yoğun olarak geldikleri yerlerden biri olan Bingöl ilinin Karlıova çevresindeki yayla sahaları konu edilmiştir. Bunun yanında Karlıova’da ikamet eden ancak kış aylarında hayvanlarını Elazığ, Diyarbakır, Şanlurfa ve Mardin’de otlatan aileler de ele alınmıştır. Çalışmada karma (nitel-nicel) yöntemi, veri toplamada ise gözlem ve mülakat araçları kullanılmıştır. Toplanan verilerin değerlendirilmesi sonucunda yıllar arası değişmekle birlikte ortalama 40-50 bin küçükbaş hayvan, 110-120 civarında göçerin yazı geçirmek üzere güney illerinden bu sahaya geldiği tespit edilmiştir. Başta güvenlik, yem, pazarlama ve ulaşım sorunları yaşayan göçerler, ülkemizin ot depoları olarak nitelendirilen bu yüksek sahalarda, geleneksel hayvancılık faaliyetlerini sürdürmeye devam etmektedirler. Ayrıca bu göçereler organik hayvancılığa da büyük katkı sağlamaktadırlar.

Semi-Nomadic Lifestyle Maintained In Karliova (Bingol)

Abstract Nomadic sheepherding, a bio-economical facility of Middle Asia Turkish culture, has considerably diminished in the presence of developing and changing social and economical constituents of today.  The almost extinct migrant settler or nomadic culture in Anatolia is mostly tried to be conducted as semi-nomad or transhumance facilities. The semi-nomad, which was maintained between Eastern Anatolia Region and Southeastern Anatolia Region, considered as important movement areas for migrant settlers since especially Seljuk and Ottoman Period, still exists in platos of Diyarbakır, Sanliurfa, Mardin, Elazıg ile Bingöl ve Erzurum in small numbers.. In this study, highlands of Karlıova town of Bingöl, which have been an intensely inhabited by semi-nomads until today, are taken as the study topic.. Besides, the families who reside in Karlıova but put their animals to grass in Elaziğ, Diyarbakır, Şanlıurfa and Mardin in winter months are taken into consideration. In this study eclectic (qualitative and quantitative) method is used, and also observation and interview methods are used to gather data.  . It is stated that average 40 000-50 000 small cattle and 110-120 nomads, varying in number according to years, comes to this land from southern cities to spend the summer. The nomads experience mainly security, feed, marketing, and transportation problems and they continue to the traditional stock farming activities on these highlands, defined as the grass storages of our country. Moreover, these nomads highly contribute to organic stock farming. 

___

  • Akpınar, E. (2001). Kelkit ve Çevresinde Yaylacılık. Erzincan Eğitim Fakültesi Dergisi, 3(1), 117-134,.
  • Alagöz, A. C. (1993). Türkiye’de Yaylacılık Araştırmaları. Ankara Üniv. Türkiye Coğrafya Arş. ve Uyg. Mer. Der.
  • Sayı:2, Ankara.
  • Arıkan, Z. (1988). XV-XVI. Yüzyıllarda Hamit Sancağı, İzmir 1988.
  • Barty, F. (1961). Nomads Of South Persia, The Basseri Tribe of the Khamseh Confederacy (Copyrıght by Oslo Unıversıty pres), Boston.
  • Bekdemir, Ü-Koca, H. (2003). Giresun İlinde Gelişmekte Olan Yayla Turizminin Çevresel Etkileri, Coğrafi Çevre Koruma ve Turizm Sempozyumu, Ege Üniv. Coğr. Bölümü Sempozyumu 2 (16-18 Nisan 2003 ), Ege Üniv. Edeb. Fak. Yayınları, Syf. 185-194, İzmir.
  • Bekdemir, Ü-Özdemir, Ü. (2002). Doğu Karadeniz Bölümünde Gelişmekte Olan Yayla Turizm Merkezlerine Bir Örnek: Bektaş Yaylası. Doğu Coğrafya Dergisi, Sayı: 7, Syf.7-37, Konya