Irk ve kölelik kavramları, bağlamları itibariyle her ne kadar birbiriyle ilgisiz olması gerekse de, aslında antik çağlardan itibaren farklı boyutlarda ilişkilendirilen iki kavram olmuştur. Antik yunan filozoflarının, kadim dinlerin, ilkçağ ve ortaçağ boyunca tüm uygarlıkların kendi varlıklarını, siyasal güçlerini, inançlarını ve kültürlerini vurgulayabilmek ve yüceltebilmek adına belirginleştirdikleri “öteki” kavramı, belli ırkların ötekileştirilerek sömürülmesi sonucunu doğurmuştur. Bu bağlamda her uygarlık, kendisine göre öteki olarak belirlediği grupları, halkları, toplulukları veya ırkları, hâkimiyeti altına alma düşüncesine sahip olmuştur.