KUR’ÂN VE SÜNNETTE ORTAYOL, AŞIRILIK KAVRAMLARI VE MÜSLÜMANLARIN BUGÜNKÜ DURUMLARI

Bilindiği üzere 11 Eylül 2001 yılında Amerika'nın New York kentinde ikiz kulelerin yıkılmasından ve yaklaşık dört bine yakın sivilin ölümünden sonra, Batı bu olayın sorumluluğunu el-Kaide örgütüyle ilgisi olduğu iddia edilen kişilere yüklemişti. Çünkü örgütün lideri Usame bin Ladin 2004 yılında Amerika başkanlık seçimlerinden az önce yani 29 Ekim 2004 de el-Cezire kanalı ekranlarında yayınlanan sesli ve görüntülü bir kasette, olayları el-Kaide örgütünün üstlendiğini duyurmuştu. Özellikle bu tarihten başlamak üzere Batı, belki de ders alabileceği olayların arkasındaki gizli sebepleri ve gerçek failleri araştırmaksızın, İslam'ın sertlik ve terörü destekleyen bir din, Müslümanların da terörist olduğunu iddia etmeye ve bunu işlemeye başladı. Ve böylelikle Batı'da bir çok bilginin genel kanaati "İslam şiddet dinidir" şeklinde teşekkül etmeye başladı. O günden sonra bu kişiler bilerek veya bilmeyerek sürekli Müslümanlara ve İslam'a saldırır oldular. Bunun neticesi olarak da Batılılar İslam ve Müslümanların aleyhinde zalim bir kampanya başlattılar ve peşine de Afganistan ve Irak işgalleri geldi; Taliban ve Saddam rejimleri yıkıldı ve o günden sonra başta Amerika olmak üzere Müslümanlar, günlük hayatlarında birçok tehlikeye maruz kaldılar. Bu çalışmamızda biz, Amerika'nın gerçek etkenlerini araştırmadan özellikle yukarıdaki olayları bahane ederek Orta Doğu bölgesine yaptığı açık ve seçik işgalin sebeplerinin ayrıntılarına girmeyeceğiz. Kitap ve Sünnetten deliller getirerek İslam'ın her şeyde orta yolu tercih ettiğini, her türlü aşırılık ve şiddetten uzak olduğunu açıklamaya çalışacağız ve Batı'nın iddia etmiş olduğu görüşlerin gerçekten yoksun sırf bir iftira olduğunu kanıtlamaya gayret edeceğiz.