GELENEĞE YENİLEN MODERNİZMİN ZAFERİ! POSTMODERNİZM

Bütün varlıklar arasında en çok tanındığına inanılan insan sanki en az bilinen bir gerçeklik olarak görülebilir.Bir bilinmezin bilinmesi, kendi tarafından bilinerek bilinmezliğini gidermeye çalışması pek garip ve çok acayip bir hadise olarak varlık tarihine geçer.  Bu nedenle varlığın en anlamlı tarihi insanlık tarihidir ve insanlığın en anlamlı tarihi de bilme ve bilinme tarihidir denilebilir.İnsan sürekli bilme ve bilinme eylemiyle hayatını devam eder. Bu bilme eylemine yardım eden vücut azaları ise görünüşte belli yerlerde ve belli sayılardadır. Göz iki, kulak iki, burun bir parça iki delik, beyin bir yapı iki lop ve daha nice bilinenlerin arkasında bilinmeyenler. İnsan, bilmeye eliyle dokunarak, ağzıyla tadarak, burnuyla koklayarak, kulağıyla duyarak  ve gözüyle bakarak çalışır ve başarılı da olur. Aradığı belli şeyleri de evrende bulur. Hatta bununla da mutlu olur. Ancak sürekli huzursuzdur insan. Yani en bilinmezin bilindik en bilinmeyeni olan insan en bilinmezin huzuruna varamadığı için huzursuzdur. Bütün kayıtlardan kurtularak o huzura varmak ister. Onu tanımak ve marziyatını anlamak ister ve bu nedenle de bilmek için bakmanın yetmeyeceğini düşünür ve onu görmek ister ve huzuruna çıkmak ister.İnsanlık tarihi bu mücadele ile doludur. Peygamberler ve alimler bu yolculuğun en müstakim tarif edicileridir. Filozoflar ve şairler ise en şaşkın ve taşkın gezginleridirler. Filozofların ve şairlerin yolları bazen çok sisli ve bir o kadar da tehlikeli olmakta insan bu yolculukta boğulmaktadır. Bütün bu sıkıntıları ise peygamberler ve alimler ortadan kaldırmaktadırlar. Her asırda insanın yeniden yapılanmasına ve bu bilinmez yapısının da çözülmesine yardımcı olmaktadırlar. Filozoflar insanın bu bilinmezliğini anlaşılır kılmaya çalışır. Bilhassa belli diyalektikler bağlamında çözümlemeye çalışması ise orijinal sonuçlar doğurur. Bu orijinal sonuçlar ise insanlığa modernist anlayışlar olarak takdim edilir. Bu takdimin içinde insan ekonomik bir köledir. Bu kölelik aynı zamanda geleneğe karşı da bir direniştir. Gelenek ve modernizm arasındaki bu çatışma neredeyse üç yüz yıl sürer. Modernizmin ekonomik nesnesi olan insan geleneğe dönüşle yeniden özne konumuna geçmek isterken postmodernizm denen ve aslında modernizmin revize edilmiş şekli olan yeni bir kapitalist duruşla karşılaşır. İnsanın nesne olarak kalmasının yeni bir yaklaşım şekli olan postmodernizm bütün direnişlere rağmen modernist insanın kapital anlamda da köleliğinin devamıdır denilebilir. Bu nedenle çalışma bu diyalektiğin anlaşılmasına dönüktür.

___

  • Calinescu, Matei, Modernliğin Beş Yüzü (çeviren: Sabri Gürses)